|
|
Fener'in adı yok
Öyle bir Fenerbahçe seyrettik ki Bursada, şaştık kaldık! İyi desek olmaz. Çok kötü desek o da olmaz. Bursa'ya galibiyet ve üç puan için gelen Fenerbahçe bu şaşkınlıklar içinde ancak bir puan alabildi. Onu da 88. dakikada kurtardı. Şurası bir gerçek ki Fener'in iyisinde ve kötüsünde Daum'un payı çok büyük. Fenerbahçe'yi, ofansa dayalı değil de daha çok defansa dayalı bir tercihiyle oyuna süren Alman teknik direktör belki işin başında beraberliğe razıydı. Ancak o ilk yarıda atılan galibiyet golü Fenerbahçe'ye bir ara hız getirir gibi oldu. Ancak, Sarı-lacivertli takımda orta sahanın ileriye çıkıp gol yollarındaki futbolcuları desteklememesi maçın büyük bölümünde Bursaspor'un baskısına neden oldu. Rebrov, Selçuk önce emniyet prensibini Daum'dan çok iyi öğrenmiş olacaklar ki çakıldıkları yerden karşı kaleye gidemediler. Defansın önünde ön libero oynayan kaptan Ümit Özat ilk yarıda o kadar çok çalıştı ki sahada bitti tükendi doğrusu. Karşı kaleye gitmek için sol kanatta Tuncay'a sağ kanatta Serhat'a görev veren Christoph Daum, bu sistemin işlememesine seyirci oldu çoğu zaman. Çünkü Hooijdonk'un biraz da erken gelen golü sahadaki futbolculardan çok, teknik direktör Daum'u dizginledi. Bir tatsızlık olmasın düşüncesiyle Fener'in yapısını bozmayan, sürekli savunmada kalan Daum beraberlik golünden sonra uyanıverdi. Yorgunluktan biten Ümit'i, en kötü Fenerbahçe'li Selçuk'u oyundan alan Daum, Kemal ve Yusuf'la gol hattına hıo vermeyi düşündü. Ancak Fenerbahçe'nin defansı düşünen sistemi karşısında saldırgan olan Bursaspor beraberlikten sonra galibiyeti de görüverdi. Son 12 dakika kader anlarıydı maçta. Fenerbahçe ve Daum hatasını bir ölçüde tamir etti. O da giden maçı ancak beraberlikle bitirmek oldu. Fener'in iyisi ve kötüsü Bursa'dan 1 puan çıkardı. Bu takımın ve Daum'un bazı yanlışlarını görmenin tam zamanı.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |