AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Türklerin Avrupa mâcerası

Türklerin Avrupa mâcerası epey eskiye dayanıyor. Süleyman Şah 'suya seccade salıp' Anadolu'dan Rumeli'ye geçtiğinde başlayan bir mâcera bu. Bir dönem, Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa'daki toprakları diğer topraklarından daha geniş yer tutuyordu. Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran kadro, Anadolu'ya sıkışan yeni devlete pek çoğunun doğum yeri olan kentleri kazandıramadılar, ama Trakya'da ısrar etmekle Avrupalılık iddiasını elden bırakmadılar.

Türklerin Avrupa mâcerası kolay bitecek bir mâcera değildir. Osmanlı, en sorunlu döneminde, "Avrupa'nın hasta adamı" diye anılıyordu. 'Hasta adam'dı, tamam ama 'Avrupa'nın hasta adamı'... 'Şark Meselesi' denilen Avrupa kaynaklı proje Osmanlı topraklarının parçalanmasını öngörüyordu ve kısmen başarılı da oldu; ancak 'vatan' diye övündüğümüz bir toprağın varlığı projenin başarısının sınırlı kaldığının işareti... Bugün, bizimle ortak paydalara sahip insanların üzerinde yaşadığı yakın coğrafyalardan daha çok kendimizi Avrupa'da rahat hissetmemizin bir sebebi olmalı.

Türklerin Avrupa mâcerası Almanya'ya ayak basan ilk işçimizle yeni bir veçhe kazandı. Bugün, Avrupa'nın değişik ülkelerinde sayıları üç milyonu aşan Türkiye'den gitme insanımız yaşıyor. Danimarka'dan Nice'e yalnızca Türkçe konuşarak seyahat etmek, üç öğün Türk yemeği yiyebilmek mümkün bugün... Avrupa'daki Türkler arasından zaman içerisinde işadamı statüsü kazananlar da çıktı; işçi çocuğu olup da İsviçre dışişleri bakanlığında diplomat olarak çalışanımız bile var. Türkler, Alman ekonomisinin vazgeçilemeyecek bir parçası bugün. Almanya'da, Belçika'da, Hollanda'da ve daha birçok ülkede Türk asıllı politikacılar yaşadıkları sistem içerisinde demokratik mücadele vermekte...

Türklerin Avrupa mâcerasının bir boyutu da Avrupa Birliği... Avrupa'yı ABD karşısında bir ekonomik ve siyasî güç haline dönüştürme amaçlı Avrupa Birliği, ilk tasarlandığı dönemden başlayarak, Türkiye'yi de bir parçası olarak gördü. AET ile imzalanan Ankara Anlaşması'nın ilk köprüleri 1960 öncesinde kurulmuştu. 1987'de yapılan 'tam üyelik' başvurusu aslında gecikmeli bir girişimdi; Türkiye'nin hakkı, 1982'de 'üye' sıfatını kazanmış Yunanistan ve Portekiz'le birlikte AB içinde yer almaktı. 2002 sonunda yapılan Kopenhag Zirvesi, müzakereye başlama vaadinde bulunurken Türkiye'nin hatasını telâfi etmekteydi.

Türklerin Avrupa mâcerası Ak Parti iktidarıyla yeni bir hız kazandı. Avrupa'dan Türkiye'ye şaşı bakanlar, itirazlarını, büyük çapta, Ak Parti'nin çekirdek kadrosunun koptuğu partilerin varlığına dayandırıyorlardı. Ak Parti, Avrupa'yı, Türkiye'nin de AB'ye 'üye' olabileceğine ikna etmeyi başardı. Kalabalık nüfusuna, sorunlu ekonomisine, dikenli coğrafyasına, Müslüman kimliğine ve özürlü demokrasisine rağmen, Türkiye, iktidarda Ak Parti bulunduğu için, daha kabul edilebilir görünüyor Avrupa'ya. Kendisini geri bıraktıran siyasî yapıya meydan okuyabilen bir halkın varlığı, Avrupa başkentlerinden bakıldığında, Türkiye'nin en büyük kozu...

Türklerin Avrupa mâcerasında bundan böyle Yeni Şafak'ın da payı olacak. Yeniliklere açık, önyargısız, genç ve ileriye umutla bakan bir okur kitlesi var Yeni Şafak'ın; temelde demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü kavramlarına sahip çıkan inançlı bir kitle bu. Yazarları ise, Türkiye'yi 21. yüzyılın en itibarlı ülkesi görme azminde birleşen, gücü çoğulculukta ve en aykırı fikirlere bile müsamahada arayan aydınlık insanlar... Siyaseti siyasetçiden ayırt etmesini bilen, siyasete sahip çıkarken siyasetçinin yanlışlarına prim vermeyen bu yazar kadrosuyla, Yeni Şafak, Türkiye'de pek çok 'ilki' gerçekleştirebildi.

Türklerin Avrupa mâcerasına Yeni Şafak'ın da katılması bir büyük buluşma aslında. Avrupa Birliği'nin Türkiye'yi üyeliğe kabulüne az bir zaman kaldı; sancılı geçeceği kuşkusuz müzakere süreci ile ilgili karar önümüzdeki yıl verilecek. O kararın oluşmasında Türkiye'deki köklü değişimin en önemli unsurlarından olan Yeni Şafak'ın Avrupa açılımının da katkıları olacak...

Türklerin Avrupa mâcerası bugünden itibaren Avrupalı okurların eline ulaşmaya başlayacak Yeni Şafak'la bambaşka bir mâhiyet kazanacak...


20 Ekim 2003
Pazartesi
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED