![]() |
![]() |
![]()
|
![]() |
![]() |
|
![]() |
![]()
Küçük Tuğçe okuldan geldikten sonra doğruca 86 yaşındaki babaannesinin yanına gitti ve: –Babaanneciğim, eğer bugün 18 yaşında olsaydınız ve bugün doğum gününüz olsaydı hediye olarak benim size ne almamı isterdiniz acaba? Bu söz üzerine nur yüzlü ihtiyar ninenin gözleri parladı: –Hiç bir şey istemezdim sevgili yavrum ama hiç bir şey! Başka hiç birşey istemezdim kızım.
Hastalığı ne ola ki?
Ali ağanın bol süt veren ithal ineği iyice hastalanmıştı. Hayvan günden güne eriyip bitiyordu, iyice zayıflamıştı. Bu duruma daha fazla dayanamadı, oğlunu yanına çağırıp: –Gel birlikte şu ineği bir güzel muayene edelim, hastalığı neymiş görelim bakalım, dedi. Oğlundan ineği başından tutmasını istedi, kendisi de kuyruğunun bulunduğu yere geçti. –İneğin ağzını aç bakalım oğlum. Ağzına iyice bir bak. –Bakıyorum baba. –Peki beni görüyor musun? –Hayır, seni göremiyorum baba. Bunu duyunca Ali ağa başını üzüntüyle bir o yana bir bu yana salladı. –Desene bizim inek bağırsak düğümlenmesi oldu.
DUVAR YAZILARI Kopya isteyenin bir yüzü kara vermeyenin iki yüzü... Muzip bilmece
Hiç erimeyen karlara ne denir?
|
![]() |
|
![]() |
![]() |
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |