Toplumumuzun ve küçük esnafımızın temel direği olan bakkalımız son yıllarda hızla yok olmaya mahkum edilmektedir. Şehir merkezlerinde hatta mahallelerimize kadar giren büyük alışveriş merkezleri ve hipermarketler bakkal esnafını haksız bir rekabete sürüklemekte ve yüzyıllardır yaşayan bakkal ismini silmeye başlamıştır.

Bu konu ile ilgili yazı dizimiz ilerki haftalarda da devam edecektir. Bugünkü yazımızı İstanbul Güngören'de emekli öğretmen bakkalımız Bekir Üstün Bey'in bize yolladığı mektubuna ayırıyoruz. Hiç dokunmadan tamamen yayınlanmasını çok uygun ve manidar bulduğum için siz değerli okuyucularımla paylaşmak istedim.

Emekli bir öğretmen olarak 10 yıla yakın bir zamandır, eşimle bu işi yapmaktayız.

Bu vesile ile de, bugüne kadar ayakta kalmamı sağlayan KISMET GIDA'DAN alışveriş yapan, öğretmen amcalarını yanlız bırakmayan tüm komşularıma, tavafuk olarak uğrayıp, bir sigara, bir kibrit alan sonra da teşekkürlerini esirgemeyen tüm tanıdık ve müşterilerime saygı ve sevgilerimi sunarak, son bir yıldan beri de ayakta kalmamıza sebep olan hükümetimize, ayrıca Maliye Bakanımıza teşekkürlerimi bildirerek, herkesi selâmlamak istiyorum.

Biz bakkalları anlayan, takdir eden insanlar için en güzel ve en zor hizmeti yapmaktayız.

Ne bayram, ne düğün, ne cenaze, ne de sosyal bir yaşantımız var. Hepsi aynanın arka yüzü. Hayatımızı da aynanın ön yüzü olarak bir hizmet kervanı olarak insanlara adamış hizmetkârlarız.

Ama biz bakkallar olarak ilerdeki ufkumuzu şöyle günler beklemekte diyorum.

Bakkallar nasıl kapanıyorsa, aile bağlarımız da her geçen günü birer birer kopuyor, çocuklarımızı bile bu gidişle bayramdan bayrama görebileceğiz diyorum.

Ama bakkalımız her zaman, iyi ve kötü günümüzde yanımızdadır diyorum.

Yaşlanacağız, hepimiz, bastonlar kalacak en yakın arkadaşımız. Baston kaybolursa takazlarız yürüyemeyiz.

İşte baston gibi bakkallarımızı kaybedersek ilerde zor günler bizi bekliyor demektir. Bakkalımızı ne yapıp yapıp ayakta kalmasına yardımcı olup bizler uzakta olmasına imkan vermemeliyiz.

Eğer bakkalımızı uzaklaştırırsak, yani alışverişimizi ufak tefek fiat farkı ile kesersek, kapanmasına vesile olur, sonra da bir ekmek almak için, metrelerce, hatta kilometrelerce uzaklara gitmek zorunda kalacağımız gibi gidemeyeceğimiz günlerde (Paranın para etmediği günlerde) aç kalmamıza şimdiden davetiye hazırlamış oluyoruz.

Paramız ister olsun, ister olmasın. Bakkalımız yanımızdaysa, sepeti salıp istediğimiz şeyi alabiliriz. Ama komşu bakkalını şu dönemde düşünen çok azaldı. Batsın bu dünya diyor. Ama kendinin de batacağını düşünemiyor.

Rekabet güzeldir ama kalite en güzeldir diyorum ve konuyu ekmeğe değinmeden geçemiyorum. Ekmeğin gramajı, yapılış ve kalitesine özen gösteren fırınların tercih edilmesi gerekir diyorum.

Marketlerin büyüklüğüne kanma, yarınlarını düşünerek bak. Market kapıları paran olduğu zaman sana açıktır. Bizler ise her zaman sizlere açığız.

İndirimlerden yararlan, o en doğal hakkın. Bazı malların bizde de kaliteli ve fiatta uygun olduğunu unutma.

Olmayan malın fiatına aldanma. Araştırmak zorundasın ama almak zorunda değilsin.

Allah o günlere bizleri bir daha düşürmesin diyor ve sizlerin vasıtasıyla şu anda hükümetimize ve sayın Maliye Bakanım Kemal Unakıtan'a sesleniyorum.

Şu an iflasın eşiğindeyiz. E.K.P. MUHTASAR V. Geçici Vergi gibi vergiler kalksın. Normal vergimizi kazancımıza göre öderiz. Bundan kaçmayız.

Biz her yıl aç kapat oyununu oynamak istemiyoruz zaten yapamayız da. Çünki şirket değiliz.Tüm hizmet, tüm insanlara anlayışından dolayı diliyorum ki fabrikalar sınıflandırmayı kaldırsın. Ör: Marketlere verilen fiatlar bize de yansısın. Aynı ülkenin malı markette, benim arabadan alış fiatına olanları gördük. Ayakta kalmamızın sebepleri de maddiyetin dışında, güleryüz, tatlı dil çok önemlidir.

Gülmeyi bilmeyen esnaf olamaz. Öyleyse gülümseyelim güneş ufkumuza doğsun. Tüm mutluluklar başarılar bizimle olsun.

PAZAR Günleri Resmi TATİL olsun diyorum.

SAYGILARIMLA. Bekir ÜSTÜN

KEMAL BULUT

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu