|
|
ÖMER ÇAKKAL
Bunların ikisi de değil, diyebilirim. Ya da her ikisi ve daha fazlasının olduğunu söylemek sanırım en doğrusu. Ben kendimi bir filimci olarak görüyorum. Çocukluğumdan beri sinemanın tüm safhalarında çalıştım. Yeşilçam'da başladığım sinemada bu yıl 30. yılım. Asistanlık, yapımcılık, reklam ve film yönetmenliği. Uzun metraj film yönetmenliği, bunlardan yalnızca biri. Filminizin konusunun geçtiği ve adını aldığı inşaat terimi, ülkemiz için hayli ilginç bir kavram. Anadolu'da birçok ilde, kurulu binaların yüzde 25'i inşaat halinde. Hergün bizi işimize, evimize bağlayan yollar da keza öyle. Bir de imarı 75 yıldan beri tamamlanamayan bir sistem inşamız var. Tüm bunlar arasında filminiz nereye oturacak? Filmin ne anlatmak istediği çok önemli değil. Çünkü onlar benim düşüncelerim. Bence aslolan filmden çıkan izleyicinin ne alacağı, filmi nereye oturtacağı. Açıkçası filme öyle büyük anlamlar yüklemedim. İnşaat, kara mizah eğlencelik bir komedi. Tabiî ki filmin söyleyecekleri, toplumsal konulara eleştirisi var. Ancak asıl amaç insanların eğlenceli bir film izlemesi. İlk filminiz Herşey Çok Güzel Olacak komediydi. Son yıllarda Türk sinema izleyisinin komediye daha çok ilgi gösterdiği yönünde görüşler dile getiriliyor. Sizce de öyle mi? Ve, iki filminizin de gülmece merkezli olması sinema anlayışınızla mı ilgili? Sıkıntılı ülkelerde komedi filmlerinin daha önde olması doğal. Bunun birçok nedeni vardır. Sorunun ikinci kısmına gelince, ben neden komedi yapıyorum? Açıkcası bu türler arasında benim hiç bir özel bir tercihim yok. Şimdiye kadar bu projeler önüme geldi, onları yaptım. Gelecek sefere ise başkası olur. Örneğin bir sonraki projem duygusal bir yapım. Emre Kınay ve Şevket Çoruh, her ikisi de inşaat işçilerinin mizacını taşıyan yüz hatlarına sahip. Sanırım çekimlerde de uyumlu bir birliktelik göstermişler. Oyuncu seçiminde nelere dikkat ettiniz? Şimdi, sinemada oyuncu seçiminin iki ölçütü vardır. İlki popülarite. Popülarite, filmin gişeden iyi para getirmesi açısından önemlidir. İkincisi ise oyunculuk yönleri başarılı olan isimlere yönelmek. Emre ve Şevket bence sinemada geleceği olan isimler. Bu iki ismin haricinde bizim çalıştığımız diğer isimler de, başarılı kişiler. Filmde, sinema ve reklam filmleri ile tiyatro kökenli oyuncuları birlikte harmanladık. Emre ve Şevket tiyatro kökenli oyuncular. Ekranların güleryüzlü ablası Suna Pekuysal, Omo ve Vestel reklamlarından Yeşim Büber, Yarım Elma dizisinin köylü ikizi Günay Karacaoğlu, Memoli'nin komiser arkadaşı Nail Kırmızıgül diğer oyunculardan birkaçı. Şunu söyleyebilirim ki, izleyiciler Mart 2003'de oyunculuk açısından performansı hayli yüksek bir filmle karşı karşıya kalacaklar.
'Film yapan herkesi, kahraman saymak lâzım'
Şu anda Türk sinemasına film karşılığı olarak giren para çok düşük. Ortalama 60 milyon dolar civarında. Bunun ancak yarısı sinemacılara kalıyor. Kalan 30 milyon doların yüzde 80'inin yabancı filmlere gittiğini düşünürseniz, elde kalan para 5-6 milyon dolara denk gelir ki, bu bütçenin 10 küsur filme bölündüğünde maliyetleri bile çıkartmadığını anlayabilirsiniz. Bu şartlar altında film yapan herkesi kahraman olarak saymak lâzım.
|
|
|