Bilmezler, bir neslin son yarım asrını... Neler çektiğini... 70'li yıllarda, Mustafa Çıtlak'tan çok, Mukaddes Hanım'ı bilirdi o dönemin çilekeş nesli... Çocuklarını binbir mihnet ve baskı altında büyütüp yetiştirdiler ve bir gün geldi, Mukaddes Hanım'ın torununu Erdoğan Ailesi, sevgili Bilal'e istediler.

Ve işte bugün, Reyyan ile Bilal, resmen evleniyorlar.

Bu Türkiye'de yeni bir gelişim ve değişimin ana örneklerinden biri...

Genç evliler,"balayı" dedikleri şeyi, dede-nine ocağı olan Güneysu'da geçirecekler. Dememişler boşuna: "Her şey aslına çeker" diye... Evlilik ve sıla-yi rahim...

Başkaları, Hawaii, Balear adaları, Bahama derken, bizim gençler, Güneysu, Ayder Yaylası'nın temiz havasını alarak, yeni bir hayata başlayacaklar...

İşte budur, yeni değişim ve gelişim...

Yetişkinler de bundan ibret almalılar...

Bugün Reyyan-Bilal Düğünü'nde İstanbul müthiş bir gün yaşayacak...

Düğüne gelecek resmi zevata büyük bir fırsat zuhur ettiğine inanıyoruz...

Şöyle bir "tarihî İstanabul"a bir baksınlar... İstanbul üzerine yazılı şiirlerden çok, gözlemlerde bulunup, Yahya Kemal gibi, Münir Nureddin ve Necip Fazıl gibi, Çamlıca'dan, Süleymaniye'den ve Eyüp'ten baksınlar bu "fetih sembolü" şehre...

Sultan çeşmeleri akıyor mu? Yedi tepeden akan sular kurudu mu?

O güzelim kitabeler, mezar taşları hangi müteahhidin dozerleri ile çöplüğe atılmış, kimin köşkünün dibinde ayakkabı paspası olmuş, bir "tefekkür"etsinler...

Bakalım, genç evlilere, yeni nesle nasıl bir İstanbul'u miras bırakacaklarını "kontrol" etsinler!...

"Harap Mabedler" diyarı İstanbul'da, yeni evliler, Dersaadet'te "mutluluk evi"nden bir iz bulabilecekler mi?

Yerel yöneticiler, allayıp-pullayıp, devlet erkanına "palyatif " görüntülerini mi sunacaklar?

Tarihî doku, SİT alanları, tarihî mefahir ve insanlığın ortak kültür varlıkları ne halde olduğunu resmî zevat, bu düğüne giderken, bir bir baksınlar da, Yedi Tepe'nin eteklerindeki mezbelelik ve kokuşmuşluğa bir çare bulsunlar!..

Hiç olmazsa, bundan sonra arta kalan mefahir ile, yeni nesle yeni umutlarla yeni düğünleri armağan edelim...

Değil mi ki, İstanbul'a âşık bir Başbakan'ın oğlu evleniyor... Öyle ki, oğlu Kartal Anadolu İmam-Hatip Lisesi'ni bitirip CRR'deki "mezuniyet gecesi"nde Pınarhisar Cezaevinde idi. O mutluluğu paylaşamadı, amma şimdi, Lütfi Kırdar'da Rumeli Salonları'nda mutluluğuna mutluluk katarak çocuklarının "mürüvveti"ni görüyor...

Acem Mülkünün bir tek taşına feda edildiği İstanbul'dan arta kalan ne varsa, hiç olmazsa onları koruyalım ve yeni nesle mutlu yuvalarında "miras" olarak bırakalım...

SADIK ALBAYRAK

Künye

Temsilcilikler

AboneFormu

MesajFormu