AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Zihniyet uyumu

"Uyum paketleri" sistemi demokratikleştirme yolunda Türkiye'yi hukuki mevzuat açısından AB normlarına yaklaştırma amacı taşıyor. Ve Türkiye bu yolda yedinci uyum paketi ile bir hayli mesafe aldı.

Ancak işin zorunun zihniyet uyumunda olduğu kesin.

Dünkü Cumhuriyet gazetesi, Yüksek Askeri Şûrâ toplantısında bazı komutanların Başbakan'ı uyardığına dair bir haber verdi. Haber manşet olmuştu ve gazetenin böyle bir manşetle çıkmaktan büyük haz aldığı hissediliyordu.

İşte sadece bu haber bile, Türkiye'nin "zihniyet uyumu" noktasında daha epey mesafe alması gerektiğinin göstergesiydi.

Habere göre olay şu:

YAŞ'a Başbakan başkanlık ediyor. Ve böyle bir toplantıda, Birinci Ordu Komutanı Org. Çetin Doğan, Başbakan'a hitaben şunları söylüyor:

"Türk halkının AB sevdasını da arkanıza alarak bu yolda gidiyorsunuz. Günü geldiğinde bu yaptıklarınızın ayırdına varacak ve bunun hesabını soracak mutlaka çıkacaktır. Ama bu güç sanmayın ki bir askeri müdahale olacaktır. Türkiye'nin laik yapısının bozulmasına izin vermeyecek güçler birlikte hareket edecektir. Gerekirse ordu-millet işbirliği ile sonuç alınacaktır."

Habere göre, Kara Kuvvetleri komutanı Org. Aytaç Yalman da Çetin Doğan'ı destekliyor ve şunları söylüyor:

"Kadrolaşmada, köylere kadar inen irtica faaliyetlerine kadar, hepimizi rahatsız eden bir icraat söz konusu. AB'ye şu aşamada alınmamızın sözkonusu olmadığını bildiğiniz halde, laik dokuyu bozacak her türlü hareketi AB gerekçesine sığınıp yapıyorsunuz."

Gerek konuşmaların muhtevası, gerekse bunun bir gazeteye intikal ediş biçimi, zihniyet uyumu sorununu apaçık hale getiriyor.

-En başta bu haberin daha önce "Genç subaylar tedirgin" manşeti gibi sabıkası bulunan bir gazeteye sızdırılması önemli bir sorun teşkil ediyor. Demek ki gazete ile sızdıranlar arasında, sözlerdeki mesaj etrafında kamuoyu oluşturmak gibi bir mutabakat var.

Sözlerin muhtevası ise daha da sorunlu.

-Sözlere göre, komutanlar Başbakan'ı yani seçimle gelmiş siyasi iradeyi muaheze ediyor. Yani kendilerinde böyle bir muaheze hakkı görüyorlar.

-Ayrıca, hükümet icraatının askerler tarafından izlendiği intibaı veriliyor.

-Ve asıl önemlisi, hükümete yönelik bir tehdit sergileniyor. "Sanmayın ki askeri müdahale olacak" sözü, tehdidi gizlemeye yetmiyor. "Hesabını soracak güç" ve "Ordu-millet işbirliği ile sonuç alınacaktır" gibi, bir asker tarafından Türkiye gibi bir ülkede, müeyyide çerçevesinde seslendirildiğinde son derece açık uçlu anlamlar yüklenebilecek sözler söyleniyor.

Bu görüntü, Türkiye'de tam da siyaset-asker ilişkisini demokratik standartlar dışına çıkaran ve sağlıklı bir demokrasi için düzeltilmesi gereken görüntüdür.

Bu görüntünün içinden, halk iradesinin yansıması olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin de en azından denetim açısından yeterli görülmediği, daha ilerde AB gerekçesine dayanarak bazı düzenlemelerin gerçekleşmesine katkıda bulunduğu suçlaması da saklı.

Bunun da ötesinde, böyle bir Meclis'i oluşturup, böyle bir iktidara vücut verdiği için halka yönelik bir muahezenin saklı olduğunu düşünmek de tabii oluyor.

Ne çıkıyor ortaya...

Meclis'i ve hükümeti inşa eden halk iradesi ile, bazı askerlerimizin "sonuç alması"nı beklediği "ordu-millet işbirliği"nin içindeki millet farkı...

Nerede bu fark? Habere göre bazı komutanların zihninde... Zihniyet uyumsuzluğu da burada ortaya çıkıyor. Halk iradesi ya reel anlamda TBMM'de ve hükümette somutlaşıyor, ya da bazı komutanlarımızın zihninde?

Acaba gerçek halk iradesi hangisi?

Bu sorunun sorulmasının bile abesle iştigal olduğu açık. Ama Türkiye zemininde maalesef sorulabilme imkanı var. Çünkü söylenmiş sözler var.

Şunu ifade etmek gerekiyor: Şayet bu sözler söylenmişse, gerçek olan TBMM ve hükümet ıskalanıp, sanal bir halktan yola çıkarak bir gelecek tasavvuru ortaya konmuş olmaktadır.

Bunu bazı komutanların yapıyor olması gerçekten üzücüdür.

Hiçbir demokratik ülkede makul karşılanmayacak bir zihniyet yansımasıdır bu.

Türkiye bunu aşmaya çalışıyor.

Görünen o ki, kanunlar değişse bile, vakıanın zihinlere intikali için zamana ihtiyaç duyuluyor.


5 Ağustos 2003
Salı
 
AHMET TAŞGETİREN


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED