|
|
Doç. Dr. Şaban Şimşek'in Büyük Kongre Konuşması
Van Bölge Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Şaban Şimşek'in Türk Tabipler Birliği 51. Büyük Kongresi'nde yaptığı konuşmanın tam metni: Sayın başkan, değerli kongre üyeleri; konuşmama başlarken sizleri ülkemizin en doğusundaki tabip odasından saygı ile selamlıyor, bu kongrenin insanımıza, hekimimize ve ülkemize iyilikler getirmesini diliyorum. Ben, benden önceki konuşmacıların yaptığı gibi siyasi bir konuşma yapmayacağım. Benim konuşmam insanlık erdemi üzerine olacaktır. Sayın Türk Tabipler Birliği (TTB) başkanı (Dr. Fusün Sayek) bizlere oldukça akıcı bir konuşma ile dünyadan 'güzel iki yüzlülük fotoğrafları' (kendi deyimi) sundu. Gerçekten şiirsel bir anlatımla biraz somut, biraz soyut önemli noktalara temas etti. Bu nedenle kendisini kutluyorum ama ülkemizde bugünlerde yaşanan insanlık suçu niteliğinde trajedik bir olaya neden hiç değinmedi doğrusu bilemedim. Şimdi anlatacağım bu olayı bir ilgisizlik mi, bir bilgisizlik mi yoksa sözü edilen ikiyüzlülük fotoğraflarından biri mi sayalım, isterseniz buna birlikte karar verelim. Bazıları her ne kadar bir takım örgütlerin baskısı ile yapıyorlar dese de çeşitli illerimizde ölüm orucuna giren mahkûmların hak mücadelesine TTB'ince verilen desteği; insanın temel haklarından birincisi olan yaşama hakkına gösterilen saygı olarak görüyor ve TTB'nin bu çabalarını destekliyoruz. Şimdi, bu meyanda yine bir yaşama hakkından söz etmek istiyorum. Yaklaşık on gün önce 71 yaşında kemoterapi gören, aynı zamanda kronik böbrek hastası olup dializ tedavisi öngörülen bir bayan hasta Çapa Tıp Fakültesi'ne 'sağlık karnesindeki fotoğrafının başörtülü olduğu' gerekçesi ile kabul edilmedi. Kendisine, başörtüsüz fotoğraf verirse tedavi edileceği, tedavi için hastanelerine kabul edilebileceği söylendi. Zaten kemoterapi ile saçları tamamen dökülmüş olan yaşlı kadın ki biz içtiğimiz hekimlik andında bu insanı annemiz olarak tanımlıyor ve kabul ediyoruz, bu teklifi kabul etmedi ve yukarıdan emir var diyenlerin onu tedavisiz bırakmaları sonucunda önceki gün vefat etti. Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum. Ona rahmet diliyorum ama buradakilere (biz doktorlara) rahmet mi dileyeyim yoksa başka şeyler mi söyleyeyim bilemiyorum. Şimdi sizlere soruyorum; sayın başkanın bir sürü standarttan, aslında pek çoğu haklı olan çelişkilerden bahsederken ve aynı zamanda eşitlikten, kardeşlikten, çağdaşlıktan dem vururken, beni insanlığımdan utandıran bu vahim (ki bu kelime de yetmiyor), elim olaydan hiç bahsetmemesine ne diyelim? Buradaki hasta hakkına, yaşama hakkına hiç değinmemesine ne diyelim? Ölüm orucuna kendi isteği ile başlayan insanların yaşama hakkını savunurken buradaki insanın yaşama hakkına başka bir kişi ya da kurum hatta devleti özellikle temsil eden! bir kurum tarafından vurulan öldürücü darbeye ses çıkarmamasına ne diyelim? Acaba bu kendi içimizden, ailemizden çıkan güzel bir ikiyüzlülük fotoğrafı olabilir mi?.. Hani din, dil, ırk vs. ayırımı yapmayacaktık? Hani şekli şemali ne olursa olsun, isterse savaş suçlusu olsun sırf insan olduğu için herkese sağlık hizmeti verecektik, yaralarını saracaktık, ıstıraplarını giderecektik? Kanaatimce; Anayasamızda, İnsan Hakları Beyannamesi'nde, Hekimlik Andında başmadde olarak yer alan 'insanların doğuştan sahip oldukları yaşama hakkını savunmak' ve bu güncel olayı konuşmaların ana konusu yapmak veya hiç olmazsa onlardan birisi olarak ele almak TTB'nin, onun başkanının ve bugünkü toplantının asıl meselesi olmalı idi. Biraz önce eski TTB Başkanı Dr. Selim Ölçer çeşitli nedenler göstererek onlarca defa (haklı olarak) "...benim bu örgüte ihtiyacım var" dedi. Ben de diyorum ki "evet var ama ancak böyle bir örgüte ihtiyacım var." İşte bu noktada ben konuşulması mutlak gerekli olan bu konuya hiç değinmeyen sayın TTB başkanını eksik buluyor, eğer bilgisizlik değilse onu bahsettiği iki yüzlü fotoğraflardan bir yenisinin tam ortasında görüyor ve bu olayın tarafı olan; yukarıdan emir veren ve bu emiri insanlık onurundan yoksun bir şekilde uygulayan tüm insanları, tüm hekimleri insanlık adına şiddetle kınıyorum. Hepinize saygılar sunuyor ve sizleri vicdanlarınızla baş başa bırakıyorum.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |