MHP lideri Devlet Bahçeli'nin şu sıralarda meydana gelen siyasi gelişmeleri doğru okuduğu anlaşılıyor. Başbakan Bülent Ecevit'in sağlığı etrafında başlayan tartışmalar, bir süre sonra, kaçınılmaz olarak, hükümette MHP'yi dışarıda bırakan köklü bir revizyona yol açabilecekti. Bahçeli'nin içine düşülen 'kaos' ortamından çıkış için seslendirdiği çözüm de doğrudur: Olağanüstü toplantıya çağrılacak olan Meclis, fazla uzak olmayan bir gelecekte bir 'erken seçim' kararı almalıdır... 3 Kasım Pazar uygun bir tarih.

Erken seçim haberini, bugüne kadar sürekli "En iyi seçim, zamanında yapılacak olan seçimdir" görüşünü seslendiren Devlet Bahçeli'nin ağzından çıktığı için şaşkınlıkla karşılayanlar olabilir. Şaşırmasınlar. Bir yandan zamanında seçimden söz eden MHP'nin, bir yandan da erken seçime hazırlandığı belli oluyordu. MHP açısından en kötü seçim, kendisinin hükümette yer almadığı bir ortamda gidilecek seçimdir; Bahçeli, şaşırtıcı açıklamasıyla bunun önüne geçmeye çalışıyor...

Türkiye, bir süreden beri, içten ve dıştan ciddi baskılar altında. Bülent Ecevit'in artık gizlenemez hastalığı baskılar için vesile teşkil ediyor; ancak, MHP, o baskıların hedefinin kendisi olduğunun farkında. 'MHP ideolojisi' açısından düşünülmesi muhal köklü değişiklikleri MHP'li hükümet eliyle gerçekleştirmek de, Avrupa Birliği (AB) önündeki tek engeli 'hükümetteki MHP' olarak göstermek de MHP'nin aleyhinde. Yıl sonunda Kopenhag'da yapılacak AB Zirvesi'ne kadar hükümette kalacak MHP, bu iki yanlış konumdan birine kendisini düşürmek zorunda kalacaktı. Seçimin erkene alınması, MHP'ye, hükümette kalma fırsatıyla birlikte o ikili kapana düşmeme imkânı da sağlıyor...

Sorun, Bahçeli'nin, "Bize karşı oyun hazırlığı var" sözleriyle ifşa ettiği 'oyun' içinde yer alan politikacılar ve partilerin varlığından kaynaklanıyor. DSP kendisini Ecevit-sonrası için hazırlamış değil; önümüzdeki dönem 'parti-içi' mücadeleyle geçeceği için, DSP 'seçim' sözcüğünü işitmek bile istemeyecektir. Seçime mümkün olabilen en geniş ittifaklarla bir 'cephe' oluşturarak girmek niyetinde olan ANAP ise, henüz bu amacından epey uzakta. Bahçeli'nin seçim takvimini koalisyon ortaklarına kabul ettirmesi çok zor.

Erken seçim talebinde samimi ise, MHP'nin, bugünkünden farklı bir hükümetin kurulmasına destek vermesi gerekecektir.

Sorunları şahıslara veya basit sebeplere bağlama eğiliminin sağlıklı teşhisi zorlaştıran bir etkisi var; kolaya sapınca çözümü de basitte arıyoruz. Erken seçim Türkiye'nin önünde birikmiş sorunları ortadan kaldırmaz; tersine yeni sorunlarla karşı karşıya da bırakabilir. Seçimi erkene alırken, sandıktan 'çözüm' çıkmasını sağlayacak tedbirler de düşünülmeli. Seçim ve siyasi partiler yasasında mutlaka yapılması gereken değişiklikler yanında 'âdil bir seçim' için de kollar sıvanmalı.

Dünkü açıklamanın siyasette meydana getirdiği dalgalandırma, MHP'nin, istediği taktirde olayları etkileme gücü bulunduğunu açığa vurdu. MHP bundan sonraki gelişmeleri de olumlu biçimde etkilemenin yollarını aramalıdır. Kısır ve dar bir siyaset anlayışı yerine ülke yararına bir siyaseti tercih etmelidir MHP. 'Erken seçim' açıklamasıyla nasıl kendisine karşı başlatılmış bir oyunu bozduysa, âdil bir seçim sisteminde ısrar ederek Türkiye'nin önüne kurulan tuzağı da boşa çıkartabilir...

Yapılacak olan belli: Hiç vakit geçirmeden Meclis olağanüstü toplantıya çağrılmalı ve yazın büyük bölümünde de çalışarak seçimle ilgili yasalarda köklü değişikliklere gitmelidir. Toplumun, 'âdil bir seçim'in önündeki bütün engelleri kaldıran, 'siyasi yasak' ilkelliğini geride bırakan yeni bir sistem beklentisi var. Beklentilere cevap teşkil edecek adımları bu Meclis atabilir.

MHP'nin önümüzdeki günlerde muhalefeti yanına alma ihtiyacı duyacağını unutmaması gerekiyor...

FEHMİ KORU

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu