|
|
Erkel tipi
"Sonsuz Biat" isimli kitabımda bu başlıkla çıkmış bir yazı var. "Erkel" Dostoyevsky'nin Cinler romanında çizdiği bir tip. Aslında duygulu, yumuşak huylu, iyi kalpli birisi olmasına rağmen lider (Piyotr Stepanoviç)ine yaranmak için gözünü kırpmadan cinayet işleyen bir kişiliği yansıtıyor. Dostoyevsky şöyle çiziyor "Erkel tipi"ni: "Kafasının içinde yalnızca en önemli düşüncesi eksik olan bir budala, bir akılsızdı Erkel. Oysa küçük düşünceleri oldukça çok, hatta kurnazlık derecesinde çoktu. Genel soruna, gerçekte ise Pyotr Stepanoviç'e yürekten, çocukça bağlı olarak toplantıda bizimkiler karar verip, yarın için görev bölümü yaptıklarında, Pyotr Stepanoviç'in ona verdiği buyruğa uyarak hareket ediyordu. Pyotr Stepanoviç, ona elçilik görevini verirken bir köşede on dakika onunla konuşma fırsatını da kaçırmamıştı... Daima başkasının buyruğu altında bulunma tutkusuyla yanan, kişiliği zayıf, mantığı zayıf bu delikanlı için bir şeyler yapmış olmak pek önemliydi. –ah tabiî ancak genel yahut yüce bir sorun için- Ama bunun da bir önemi olamazdı. Çünkü Erkel'in benzeri, kişilikleri zayıf insanlar, yürekten bağlı oldukları ülküye hizmeti, onlarca bu ülkünün önderi olan kişiyle ülküyü karıştırmadan düşünemezler bir türlü. Duygulu, yumuşak huylu, iyi kalpli Erkel, Şatov'u öldürmeye hazırlanan katillerin en katı yüreklisi idi belki de; kişisel hiçbir kini olmadığı halde, öldürürken gözünü bile kırpmazdı..." (Cinler, cilt 2, s. 280) Ben "Erkel tipi"ni, sosyal, siyasal grupların dağılışı sırasında hatırlarım hep. Çünkü böyle durumlarda ortam, bir kişilikler galerisine dönüşür ve her tür kişilik kendini sergiler. "Vefa"yı unutmuş liderler, Brütüsler, yalakalar, yağcılar, dalkavuklar, Erkel'ler arzı endam eder... DSP'de yaşananlar böyle bir siyaset galerisi sergilemiyor mu önümüzde... "Liderde vefa olmaz" sözünün İsmet İnönü'ye ait olduğunu okumuştum. Ecevit-Özkan ilişkisini bu söz ışığında mı okumak lazım yoksa tarihi "Sen de mi Brütüs?" şaşkınlığında mı? Ya Emrehan Halıcı'nın Hüsamettin Özkan'ın ipini çekişini nasıl görmek gerekir? Hüsamettin Özkan, Ecevit'le siyasete gelen bir insan. Deyim yerindeyse onda fani olmuş bir insan. Anlaşılmaz, örneğine rastlanmaz biçimde, kişiliğinin aşağılanması, silikleşmesi pahasına bu "gölge adam" kimliğini benimsemiş, özümsemiş, "Ecevit'in yerine oynama" yorumlarını hep "Ecevit'le geldim, Ecevit'le giderim" cevabıyla püskürtmüş bir siyasetçi. Şimdi o topun ağzında... İki ihtimal söz konusu: -Ya o ihanet etti Ecevit'e, Ecevit'in zayıf zamanında onun yerini almak için birileriyle kumpasa girdi. Yani Brütüs rolü... -Ya da Ecevit, en yakınındaki adamı küçük bir kuşku ile harcama yolunu tercih etti. Yani vefa sendromu... Hangisi güzel, hangisi şık siyasetin kalitesi adına? Ve Emrehan Halıcı'nın çıkışı... Ecevitler'in evinde tasarlandığı anlaşılan (Ecevit'in CNN Türk'teki sohbetinde Halıcı'nın eyleminin tahmin edildiği gibi Ecevitler kaynaklı olduğu anlaşıldı) bir kararın infazını kamuoyu önünde gerçekleştiriyor. Müthiş bir eylem bu! Gözükara bir eylem! Başbakan Ecevit'in yardımcısı, DSP'nin o ana kadar tartışmasız Ecevitler'den sonra en güçlü adamının ipi çekiliyor kamuoyu önünde... Emrehan Halıcı'ya bakıyorum, bir coşku gözleniyor davranışlarında... Hiç mi hiç tereddüt göstermiyor. Özkan yargılanmış, kararı verilmiş ve ipinin çekilmesi için infaz mahalli olarak kamuoyunun önü kararlaştırılmış. İnfaz görevlisi Emrehan Halıcı... Pyotr Stepanoviç... Erkel... Şatov.... Kim hangi rolü oynuyor Dostoyevsky'nin Cinler'inin Türkiye projeksiyonunda dersiniz? "Ecevit'le geldim, Ecevit'le giderim" diyen bir politikacı, liderliği tarafından ipinin çekilmesine karar verildiğini anladığında ne yapar? Ne yapmalı Hüsamettin Özkan? Hâlâ bakan mıdır, başbakan yardımcısı mıdır, yoksa altından sandalyesi çekilmiş bir insanın dramatik durumunu mu yaşamaktadır? Bir DSP'li Bakan, Şükrü Sina Gürel, Emrehan Halıcı'nın Özkan'ın adını vererek ortaya koyduğu tehdidi algıladı ve Ecevit'i savunma seddine yerleşiverdi. Siyaset galerisinde bu da bir kişilik sergilemesi... Belki başka bakanlar da sıraya girecek? Herkes yeni "rol tayini"ne girecek Özkan'ın akıbetine bakıp... Ya da başka bakanların da Özkan gibi ipi çekilecek... Yaşananların siyasi gelişme boyutunda çok şey beklenebilir. DSP'deki iç gelişmeler, hükümeti de ilgilendiren pekçok gelişmeyi beraberinde getirebilir. Bunları birlikte yaşayacağız, değerlendireceğiz. Burada siyasi çalkantılar içinde öne çıkan "insani boyut"un altını çizme ihtiyacını hissettim. Her şeyde olduğu gibi siyasette, öncelikle ülke yönetimi demek olan siyasette "İnsan kalitesi" önem taşıyor. Ve işte süze süze ülke yönetimine taşıdığımız insan kalitemiz...
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |