|
|
Bunlar Ecevit'ler... Başkalarına benzemezler!..
Kime niyet, kime kısmet? Herkes olanca gücüyle yüklenir ve "Ecevit gitsin" diye uğraşırken, Hüsamettin Özkan'ın gidici olduğu anlaşıldı.. Daha doğrusu, Rahşan ve Bülent Ecevit, yılların deneyimi ile, Özkan'dan daha atik davrandılar. Hüsamettin Özkan, kendi oyunu ile tuş oldu.. Oysa planlanan gelişmeler nasıl olacaktı?.. Ecevit'in üzerindeki "İstifa et" baskısı yoğunlaşacaktı.. Direndiği takdirde, Rahşan Hanım'ın Ecevit'in çamaşırlarını da değiştirmediği, Ecevit'in şekerine çay yerine tuz koyduğu falan da, açığa çıkacaktı.. Sonra da, Ecevit doğal olarak istifa edecekti.. Koalisyonun devam etmesi için de, muhtemelen Hüsamettin Özkan'ın Başbakanlığında yeni bir uzlaşma sağlanacaktı.. Herşey, akla ve şartlara uygundu.. Unutulan tek şey, Rahşan-Bülent Ecevit çiftinin, siyasi yaşamlarında kaç tane bu tür planı bozduklarıydı.. Bir başka unutulan şey de, DSP'nin özde "iki kişilik parti" olduğuydu.. Rahşan ve Bülent Ecevit, "Küçük olsun, ama bizim olsun" diyerek CHP'yi bıraktılar.. DSP böyle kuruldu.. DSP'nin kadroları, Rahşan Ecevit tarafından bu anlayışla oluşturuldu.. Bu anlayışı, DSP Büyük Kongresi'nde Sema Pişkinsüt susturulurken görmedik mi? Ülkeyi yoksullaştıran krizin sorumlusu Ecevit DSP grubunda konuşurken, milletvekillerinin hüngür hüngür ağladığını görmediniz mi? Hüsamettin Özkan, susarak Ecevit'in sağ kolu görevini yaparken bunun çok iyi farkındaydı.. Ama demek maraton koşucusu değilmiş.. Sonuna kadar sabredebilseydi, bugün olmasa bile, yakın yarınlarda, Ecevit'in yerine oynayabilirdi.. Ama Ecevit'in hastalığı bir yanda, bu hastalık süresince Rahşan Ecevit'in onun Başbakanı ile ilişkilerini kesmesi diğer yanda, Hüsamettin Özkan'ı erken finişe kaldırdı.. Biraz da bizlerin, yani medyanın sorumluluğu var tabiî.. Özkan, medyanın gücüne çok fazla inandığı için, Rahşan-Bülent Ecevit çiftinin sonlarının geldiğini düşündü herhalde.. Ecevit'lerin kayıtsız-şartsız sadakat istediklerini unuttu.. Sustu.. O da bizler gibi, her sabah gazetelerde çıkan ve Rahşan Hanım'ın Ecevit'e neler yaptığı konulu haberleri okudu.. Hiç tepki göstermedi.. Ve önceki gün, DSP Grup Başkan Vekili Emrehan Halıcı'nın, "Özkan DSP'ye ihanet etti" içerikli açıklaması ile, ortada kalıverdi.. Peki bundan sonra ne olur?.. Doğal olan pazartesi günü, Hüsamettin Özkan'ın istifasını Ecevit'e vermesidir. Ama bakarsınız, "Devlet"in de canına tak eder.. Bir kararla Ecevit'in doktor raporları açıklanır.. "İş göremez" olduğu vurgulanır.. Ve Ecevit, Başkent Hastahanesi'nin 5 numaralı çok hastalı bir koğuşunda kaderine terk edilir.. Hüsamettin Özkan da, Ecevit'in yerine geçer.. Burası neticede "Şark".. Belli olmaz..
ŞAKA
Değişen fıkralar!..
Hani bir yabancı ülke hakkında anlatılan bir fıkra vardı..
BİLA-ECEVİT-MUTAD GÖRÜŞMESİ
Ecevit, Derviş'in moralini düzeltmiş!..
Fikret Bila, Başbakan Ecevit'le mutad görüşmesini yapmış ve konuştuklarını, Milliyet'teki sütununda yazmış.. Ecevit demiş ki.. -Sayın Derviş biraz kaygılıydı. Ama hem görüşmemizde, hem bürokratların verdiği bilgi ve yaptıkları değerlendirmeler sonucunda moral buldu. Zirveden bu moralle ayrıldı.. Türkiye'yi hiç bilmeyen ve bu sözleri okuyarak durumu anlamaya çalışan bir kişi, ne sonuç çıkartır?.. Sanki hasta olan ve evine kapalı yaşayan Bülent Ecevit değil, Kemal Derviş.. Her gün beraber olduğu Hazine bürokratları ile hiç konuşmuyor.. Piyasadaki dalgalanmalardan ötürü de morali bozulmuş durumda.. Derken, Ekonomi Zirvesi'ne katılıyor.. Orada, turp gibi sapasağlam, herşeyden haberli, cevval bir Başbakan görüyor.. Hazine bürokratları da, "Neden döviz kurları yükseldi", "Neden faizler tırmandı", "Neden borsa dibe vurdu" gibi konularda, açıklamalar yapıyorlar.. Kemal Derviş'in bozulan morali de, böylece düzeliyor.. Bu yazının yorumu bu değil mi?
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |