T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

H A Y A T

Klima sağlığınızı bozmasın

Yaz aylarının vazgeçilmez serinleme araçlarından olan klimalar, dikkatli kullanılmadığı taktirde ölüme kadar varan rahatsızlıklara neden olabiliyor.

Sıcak yaz aylarında kullanımı giderek artan klimalar dikkatli kullanılmadığı takdirde insan sağlığını tehdit ediyor. Bilge Hastanesi doktorlarından İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Şeref Öncü, vücuda direkt temas eden klimaların ciddi şekilde insan sağlığını bozduğunu belirterek, "Direkt hava üfleyen klimaların vücutla teması engellenmelidir. Bu durum nem kaybına sebep olacağı için kişide kırgınlık, halsizlik, kas ve baş ağrısı yakınmaları yapabilir. Klimanın sıcaklık ayarı dış ortamdan 7 derece daha düşük olarak ayarlanmalıdır" dedi.

Türkiye risk grubu içerisinde

Sultan Hospital'dan mikrobiyoloji uzmanı Dr. Fatma Yüksel ise klimaların lejyoner hastalığına yol açtığını söyledi. Klimaların ortaya çıkardığı lejyoner hastalığının ilk kez 1976'da Amerika'da lejyonerler toplantısı sırasında 221 kişinin hastalanıp 29 kişinin ölümü ile sonuçlanması ile tanımlandığını belirten Yüksel, şunları söyledi: "Hastalığa yakalananların yüzde 5 ile 30'u ölür. Akciğer filminde pnömoni görüntüsü vardır. Balgamdan bakteri izole edilebilir. Dünyada enfeksiyona en sık rastlanan ülkeler arasında Türkiye de bulunmaktadır."

23 DERECENİN ALTI RİSKLİ

Yaz aylarında, nem oranı %35'e düşerse bu sıcaklık 26-27?C kadar yükselebilir. Yaşanılan ortamda nemin %75'i aşması bakteri ve virüslerin daha fazla üremesine, nemin %25'in altına düşmesi ise solunum yolu hastalıklarının artmasına neden olur. Ev ve işyerlerinde 23?C sıcaklık ve %50 bağıl nem idealdir.

LEJYONER HASTALIĞI

Klimalarda kullanılan su ile havaya karışan bakterinin vücuda girmesinden 2-10 gün sonra hastada halsizlik, öksürük ve ishal şikayeti başlar. Başağrısı, kaslarda ağrı ve nefes darlığı da görülebilinir. İnfeksiyon açısından en fazla risk altında olanlar sigara içenler ve bağışıklık sistemi bozuk olanlardır.

 
9 bin yıl önce de makyaj vardı
Çatalhöyük'teki kazılar, kadınların 9 bin yıl önce de çamurdan ve bitkilerden elde edilen boyalarla makyaj yaparak güzelleşmeye çalıştıklarını ortaya koydu.
İki Göz ile Tek Görüntü (Binoküler) İki gözün gördüğü görüntüler birbirinden farklıdır, ancak birbirlerini tamamlarlar. Hiç Allah'ın insanlara neden iki göz verdiğini merak ettiniz mi? Aslında her iki göz de ayrı ayrı görür ve değişik açılardan baktıkları için, her birinde ayrı ayrı görüntüler oluşur. Gözler arasında 5 cm'den biraz daha fazla bir aralık olduğu için, her iki retinada oluşan görüntüler birbirlerinden farklıdır. Her bir gözden gelen görüntü iki boyutludur. Bu iki boyutlu görüntüler, ayrı ayrı sinirler vasıtası ile beyne taşınır ve beyinde birleştirilerek, üç boyutlu tek bir görüntü haline getirilir. Bu sayede cisimler arasındaki mesafe ve derinlik algılanır. Tek gözünüzü kapadıktan sonra, bir dikiş iğnesine iplik geçirmeye çalışın. Göreceksiniz ki, bunu başaramayacaksınız. Tek gözle derinlik algılanamadığından, iğne ile iplik arasındaki küçük mesafe farkını algılayamayacak ve ipliği deliğe geçiremeyeceksiniz. Cisimlerin gözümüze zaman zaman çift göründüğü de olur. Eğer gözün odaklama yeteneği olmasaydı, görüntü sürekli çift olacak ve sağlıklı görüntü oluşamayacaktı. Allah'ın birbirleriyle uyum içinde yarattığı iki gözün gönderdiği sinyallerin, yine büyük bir uyumla yarattığı beyin tarafından değerlendirilmesi sonucunda ortaya kusursuz bir görüntü çıkar. Allah'ın yarattığı bu düzende mükemmel bir denge vardır.
7 Temmuz 2002
Pazar
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED