T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
MHP'ye günaydın

Dünya Gazetesi'nin haberine göre MHP yeni bir vergi reformu paketi hazırlığına girişmiş. Vergi reformu vergi oranlarında ciddi indirimleri de içeriyormuş.

Vergi oranlarında radikal düşüşleri de içeren vergi reform projeleri hemen hemen bütün hükümetler tarafından gerçekleştirilmek istenmiş, ancak hiçbir hükümet tarafından realize edilememiştir.

Sayın Zekeriya Temizel'in Maliye Bakanlığı döneminde, 1998 yılında, 4369 sayılı kanunla, vergi mevzuatında kapsamlı değişiklikler yapılmış, vergiye tâbi gelirin tanımı değiştirilmiş ve gelir vergisi oranlarında indirime gidilmişti.

Sözkonusu düzenlemelerin belirli çevreler tarafından 'reform' olarak nitelendirilmesine neden olan 'vergiye tâbi gelirin tanımını' değiştiren düzenleme 3 yıllık bir süre için ertelenmişti. Mali milat olarak bilinen bu uygulama çok büyük bir ihtimalle önümüzdeki günlerde yürürlükten tamamen kaldırılacak.

4369 sayılı kanunla yürürlükten kaldırılan hayat standardı esası tekrar uygulamaya konuldu ve gelir vergisi oranları tekrar artırıldı. Özetle değişikliklerin en önemlilerinde geri adım atıldı.

MHP'nin başlattığı vergi reform çalışmalarının ciddiye alınır bir tarafı bulunmamaktadır.

Vergi reformları genellikle hükümetlerin ilk yılında gerçekleştirilebilir. Henüz yıpranmadan ve arkasındaki kamu oyu desteğini kaybetmeden.

Bu açıdan hükümetin vergi reformu yapabilecek gücü bulunmamaktadır. Kamuoyu desteği % 15'in altına inmiş, ekonomiyi uçuruma yuvarlamış, uyumsuzlukları ayyuka çıkmış ve inandırıcılığını tamamen kaybetmiş hükümet, vergi oranlarında indirimi de içeren bir vergi reformu şansını yitirmiştir. Hükümetin bu işi 2000 yılının ortasına kadar gerçekleştirmesi gerekirdi.

Son günlerini yaşayan ve İMF'nin sağladığı kredilerle ayakta kalan hükümetin vergide reform çalışması başlatması trajı-komik bir hadisedir.

MHP'nin vergi oranlarında indirim yapmasının önündeki bir başka büyük engel de Kemal Derviş ve İMF'dir. Nitekim Kemal Derviş, MHP'nin vergi reformuyla ilgili haberin yayınlanmasından hemen sonra Bursa'da yaptığı bir konuşmada, KDV oranlarında herhangi bir indirimin yapılamayacağını belirtmiştir.

Vergi oranlarında yapılacak indirimlerin, müteakip ilk yılda vergi hasılatında düşüşe yol açması kaçınılmazdır. Faiz ödemelerinde herhangi bir aksaklığa tahammül edemeyen Kemal Derviş ve İMF açısından bu durum kabullenilemez. Zira, birincil amaçları faiz ödemelerine finansman kaynağı bulmaktır. Faiz dışındaki kamu harcamalarının kaynak sorunuyla ilgilenmeyen Kemal Derviş ve İMF, faiz ödemelerinde son derece hassastırlar. Merkez Bankası kaynakları, Hazine'nin kullanımına kapatıldığına göre faiz ödemeleri için vergi gelirlerinden taviz veremezler.

Hükümette son sözü her zaman Kemal Derviş'in söylediğini biliyoruz. Bu durumda MHP'nin vergi oranlarında indirim yapma çalışmaları boşunadır. Kemal Derviş ile karşı karşıya gelmenin ne anlama geldiğini en iyi MHP bilir. Bugüne kadar MHP, Kemal Derviş'in politikalarına karşı çıkan bakanlarının tamamını kurban etmiştir.

MHP'NİN TEKNİK HATASI

MHP, geçtiğimiz yılın son iki ayı için gerçekleştirilen ve 31.12.2001 tarihine kadar yürürlükte kalan otomobil ve beyaz eşyadaki KDV indiriminin, KDV tahsilatında düşüşe yol açmadığını, tam aksine satışların artmasıyla birlikte KDV tahsilatının arttığını gerekçe göstererek hükümet ortaklarını ikna edecekmiş.

MHP teknik bir yanılgı içindedir. Gerçekten, otomobil ve beyaz eşyaya uygulanan KDV oranlarındaki indirim yıl sonuna kadar KDV hasılatını artırmış, ancak, yıl başından, yani indirimin ortadan kalktığı tarihten itibaren otomobil ve beyaz eşya satışları bıçak gibi kesilmiş, bu malların satışından doğan KDV tahsilatı da azalmıştır. Söz konusu geçici indirimler otomobil ve beyaz eşya satışlarını artırmamış, tüketiciyi daha erken alışveriş yapmaya yöneltmiştir. 2002 yılının ilk aylarında otomobil ve beyaz eşya satın almayı düşünen tüketici kitlesi, KDV'deki indirimin etkisiyle tüketimini öne almıştır. Satışları ve buna bağlı KDV tahsilatını, 2001 yılının son ayı ile 2002 yılının ilk 3 ayındaki rakamların ortalaması itibariyle dikkate aldığınızda satışlar ve KDV tahsilatında bir artış olmadığını, hatta, azalma olduğunu görürsünüz. Vergi oranlarında yapılan geçici indirimler tüketimi artırmaz, artış olsa dahi önemsiz boyutta kalır.

Vergi oranlarındaki kalıcı indirimlerin tüketim üzerinde olumlu etkisi vardır, bu etki de belirli bir süre sonra ortaya çıkar. Bu itibarla MHP'nin gerekçesi doğru değildir.

ORANLAR DÜŞÜRÜLMELİDİR

Vergi oranlarının düşürülmesi, hem de radikal bir şekilde düşürülmesi gerektiğini yıllardan beri savunuyoruz. Bu indirim belirli bir bütünlük içinde, bütçe üzerindeki etkisi ve telafi edici kaynaklar ortaya konularak, makro ekonomik göstergelerde yapacağı değişiklik dikkate alınarak gerçekleştirilmelidir.

Mevcut vergi sistemi hem adil değildir ve hem de vergi kaçırmayı teşvik etmektedir. Sistemin en önemli özelliği ise vergi oranlarının yüksek oluşu ve enflasyondan doğan fiktif kazancı vergilendirilmesidir. Reel vergi oranı bazı durumlarda % 100'ü aşmakta, yani sermayeyi vergiye tâbi tutmaktadır. Yüksek vergi oranları yatırım ve istihdamı da olumsuz yönde etkilemekte, yatırım yapmak isteyen yabancı sermayeyi de caydırmaktadır.

Ekonominin önünün açılması için bütün vergi oranlarında esaslı vergi indirimleri yapılması, vergilerin adedi azaltılması kaçınılmaz bir zorunluluktur. Bu düzenlemeleri ancak bir sonraki hükümet yapabilir, zira bu hükümet ve MHP vergi reformunu gerçekleştirmek iktidarına sahip değildir. Basına yansıyan vergi reform çalışmalarını ise seçmene yönelik siyasi mesaj olarak algılamak gerekir.


20 Şubat 2002
Çarşamba
 
NURETTİN CANİKLİ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED