|
|
Sigara ve spor
Şehzadebaşı'ndaki sinemalarda 32 kısım tekmili birden oynatılan Amerikan filmleri, bizim kuşağa sigara tiryakiliği aşıladı. Bu ülke insanında genetik olarak zaten tütün severlik bulunuyordu: 17. yüzyılda IV. Murat, yakalattığı tiryakileri idam ettirdi ama, yüz yıl sonra Babıali'deki büyükler arasında "çubuk" içmeyen yoktu. Hatta, çubukçu adı verilen özel görevliler, tütünü biten çubukları doldurmak ve tazelemekle vazifeliydiler. Amerikan sigara şirketleri, Humbrey Bogard, Garry Cooper gibi yıldızların dudaklarına birer sigara iliştiriyor ve çevrilen filmlerin sponsoru oluyorlardı. Yeni Dünyalılara göre herşey reklamdan geçiyordu, bu da bir reklamdı, hem de etkili türden. 1957'de bir yıl Heidelberg'te kaldım ve orada öğrendim ki, Almanlar'ın bizimle ilgili değişlerinden biri şöyledir: "Türk gibi sigara içiyor." Birinci Büyük Savaş sırasındaki silah arkadaşımız Almanlar, birini yermek istediklerinde de "Yer, onun en büyük sigara tablasıdır" diyerek külleri gelişi-güzel yere silkelemeyi kınarlar. Avrupalı maceraperestler, Yeni Dünya'nın keşfini takiben oralara akın edip cızcıbıldak yerlileri silahla vurarak öldürdüler. Amerikan yerlileri de onlara "dostluk çubuğu" adı altında bir "ot" verdiler, bu tütündü ve o tarihten bu yana kızılderililer, tütün sayesinde milyonlarca beyazı öldürmüş oldular. Aslında sigara, doktor tavsiyeleriyle ortalığa yayıldı. Fransa'nın Lizbon elçisi Jean Nicot de Willemain, yeni bitki ile hekimlik yönünden ilgilenerek, Kraliçe Maria de Medici'ye bir miktar tohum gönderdi. Böylece tütün en yüksek sosyeteye girdi ve yıllarca "Elçi otu" ve "Kraliçe otu" adıyla anıldı. Üstelik, daha sonradan, gayet yüksek tıbbi değerinden ötürü (ki bugün artık kimse bunu kabul etmiyor) tütüne "Herba Panacea" yani "devaikül otu" (Her illeti geçiren ot), hatta bu da yetmiyormuş gibi "Herba Sancta" (Kutlu ot) adı verildi. Bu "kutlu ot"un en önemli reklamcılarından biri Churchill'di. Savaş sırasında ülkesinin zengin olduğunu vurgulamak için puroyu elinden düşürmezdi. Şu anda dünyanın en değersiz parası bizim liramız ama başta bulunan siyasi şahsiyetlerimiz de sigarasız yapamıyorlar. Şimdilik siyasileri bir yana bırakıp spora dönelim: Halil Mutlu, Naim Süleymanoğlu ve Bünyamin Sudaş da müthiş tiryakiler arasındadırlar. Bütün sporların anası atletizm ise babası da halterdir. Fakat halterciler ağırlık kaldırmaktan başka spor yapamazlar, onlara zarar verir. Sıkı tiryakiler mutlaka sigara içilecekse, aç karna, yatak odasında ve hareket ederken olmaz, derler. Halterci de fazla hareket edemez. Sigara tiryakisi çok sporcu gördüm ve karar verdim ki, bu meret insanı spordan uzaklaştırıyor. Şehzadebaşı sinemalarında oynatılan Amerikan filmleri olmasaydı sanıyorum spor hayatım en az on yıl sürerdi, diye zaman-zaman hayıflanırım...
Istvan Kozma
Tevfik Kış
Zülküf Karabulut
Meşhur tiryakiler
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |