|
|
ANAP fokur fokur kaynıyor
Ankara kulislerine göre; ANAP Genel Başkan Yardımcısı Isparta Milletvekili Erkan Mumcu, Genel Başkan Mesut YILMAZ ile yollarını ayırdı. Mesut Yılmaz'ın genel başkanlığında ANAP'ın yapılacak ilk genel seçimde ülke barajını aşamayarak TBMM dışında kalacağına inanan Mumcu, kendi gibi düşünen eski ve yeni bazı milletvekilleriyle birlikte hareket ederek, önce Yılmaz'ı koltuğundan indirmeye, başaramazlarsa ayrı bir parti kurarak yollarına devam etmeye karar verdiler. Erkan Mumcu'nun Ekonomiden Sorumlu Bakan Kemal Derviş'i bu oluşumda yanında görmek istediği, bunu sağlamak için İstanbul Lobisi ile bizzat kendisinin temas ettiği, şimdilik olumlu veya olumsuz bir sonuç alamadığı da iddia edilmektedir. Ayrılan ayrılana Mesut Yılmaz'ın Başbakanlığı döneminde Başbakanlık Müsteşarı yaptığı, 18-Nisan 1999 genel seçimlerinde ANKARA milletvekili adayı olarak listede yer verdiği Yaşar Yazıcıoğlu'nun da Mesut Yılmaz ile yollarını ayırarak ağır bir suçlamada bulunduğu da konuşulmaktadır. Söylentilere göre Yazıcıoğlu eğer sonuç alamazsa Ak Parti'ye geçecek. Ayrıca, İçişleri eski bakanlarından Kastamonu Milletvekili Murat Başesgioğlu ve altı arkadaşının her an istifa edebileceği, AK Parti veya DYP'ye geçebileceği, DYP kökenli ANAP Milletvekillerinin Güniz Sokak ziyaretlerini sıklaştırdıkları, bazı milletvekillerinin M. Ali Bayar'ın yakın kurmayları ile temas ettiği de konuşuluyor. Bazı yeni, eski milletvekillerinin yeni parti kurmaya hazırlanan Hüsnü Doğan ile temasları, Sadettin Tantan'ın Yurttaşlık Hareketi, İlhan Kesici'nin pusuda bekleyişi, Işın Çelebi'nin Yeni Yüzler Hareketi ile yakınlığı, milletvekilleri İlhan Aküzüm, M. Ali Bilici'nin huzursuzluklarını üst üste koyduğunuzda ANAP'ın fokur fokur kaynadığını söylemek bir kehanet olmaz herhalde.
TÜRBAN SORUNU ÇOK KOLAY ÇÖZÜLÜR
Başörtüsü (türban) sorununun çözümü için CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a, Bilim-Yönetim-Kültür Platformu aracılığı ile aşağıdaki öneriyi yapmış idim. Bu önerilerim Yeni Şafak gazetesinde ve bazı dergilerde yayınlanmıştı. O günlerde bu önerilerime kendi tabanlarından gelen olumlu ve olumsuz tepkileri bana CHP Genel Başkan Yardımcısı Eşref Erdem aktarmıştı. Özetle önerim şu: "İmam Hatip Liseleri'ni ilk kez CHP Genel Başkanı Başbakan İsmet İnönü kurdu. İmam-Hatip Liseleri'nin kuruluş gerekçesi CHP'nin yeni yönetimince yeniden değerlendirilmelidir Bilgi çağının ihtiyaçları da gözönüne alınarak, tüm tarafların (Üniversite-Diyanet-TSK temsilcisinin de) içinde olduğu bir kurul tarafından kamusal alanın yeni tarifi yapılarak türban sorunu da çözülmelidir. Bunu CHP yapmalıdır. Dün İnönü'nün yaptığı gibi." Sevinerek görüyorum ki Baykal-Karayalçın ve bazı laik köşe yazarları da şimdi benim gibi düşünmeye başladı Bütün bunlar güzel gelişmelerdir. Yeter ki taraflar samimi olsun. Oy hesabıyla hareket edilmesin.
Kamudaki saltanata halk isyan ediyor
Ben devletin taşıtını okullardan kendi öğrencisini evine taşımak için kullananları köşeniz aracılığıyla şikayet etmek istiyorum. Ben bir esnafım, kendi arabamla çocuğumu okuldan alıyorum. O da ne!. Sıra sıra devletin resmi arabaları resmi plakaları da gizlenmemiş bir şekilde okul önlerinde. Kimisi Tarım Bakanlığı Veteriner Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü'ne, kimisi İller Bankası'na, kimisi de Emniyet Müdürlüğüne tahsisli ve üzerlerinde "Resmi Hizmete Mahsus" yazan arabalar. Bu taşıtlar, okul önlerinde bekliyor ve diğer öğrenciler kendi imkanlarıyla, kimisi yürüyerek, kimisi babasının arabasıyla okuldan ayrılırken, bu taşıtlara, memur çocukları biniyor ve herkesin bakışları altında yasal olmayan bir şekilde "servis hizmeti!" görüyor.
SORUYORUM
Genelkurmay Başkanı Sayın Org. Kıvrıkoğlu, yolsuzluk-soygun-yolsuzlukla mücadele logolarıyla karşımıza çıkan yüzlerce İnternet sitesinde, eski-yeni birçok komutan hakkında ağır yolsuzluk iddiaları yer almaktadır. Bütün bunları araştırıp sonuçlarını kamuoyuna bir basın açıklaması ile duyurmayı düşünüyor musunuz? Sizce kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi açısından buna ihtiyaç var mı? SSK'nın aldığı malzemelerde büyük yolsuzluk olduğunu açıklayan Bakan Yaşar Okuyan; SSK soyulurken SSK'ın bağlı olduğu bakanlıkta, hangi siyasi sorumlu ve yetkililer vardı? SSK, siyasi sorumlulara rağmen mi soyuldu? Siyasi sorumluların hiç mi kabahati yoktu? Varsa, siyasi sorumlular hakkında geliştireceğiniz dosyaları adalete verecek misiniz ? Başbakan Bülent Ecevit, Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Enerji Bakanı Zeki Çakan ve Botaş yetkilileri ; Mavi Akım Anlaşması'na göre boru hattından gaz Ekim 2001'de Rusya'dan Türkiye'ye akacaktı. Türkiye bu güne kadar üzerine düşen kısmını bitirdiği halde Rusya hâlâ yükümlülüklerini tamamlamadı. Anlaşmaya göre Türkiye, Rusya'dan taahhüt alacağıyla karşı karşıyadır. Bu taahhüt alacağımızı neden almıyorsunuz?
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |