|
|
11 Eylül Mossad ile CIA ortak calışması Ülkemizde de çok satanlar arasına giren 'İlluminati'nin yazarı Texe Marrs, DTM saldırılarından kitle psikolojisine, 'şer ekseni'den 'terörle savaş' söylemine ve Kudüs merkezli Yeni Dünya Düzeni'nden, Türkiye'nin bu düzendeki yerine kadar uzanan bir yelpazede çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Başlık, 11 Eylül ile birlikte piyasayı kaplayan 'desteksiz komplo teorilerinden' en çok akılda kalanı çağrıştırsa da, iddianın sahibi hafife alınır gibi değil. İddia Amerika'nın önde gelen uluslararası ilişkiler uzmanlarından, Amerikan Hava Kuvvetleri'nden emekli, kitapları milyonlar satan 'aykırı seslerden' Texe Marrs'a ait. Marrs, Türk kamuoyunun gündemine Timaş Yayınları tarafından yayınlanan 'İlluminati' isimli kitabıyla girdi. Marrs, süper zenginlerin yönetimindeki Dünya Komplosu'nu konu alan kitabında özetle, aralarında Bush ailesinin de olduğu elitist bir zümrenin, şeytanın emellerine alet olarak dünyayı tek merkezli, tek dinli bir gezegene dönüştürmeye çalıştıklarını ve hedefe giden yolda finans ve medya kurumlarını acımasızca kullandıklarını iddia ediyor. Bu iddiaların, günümüzün çalkantılı gündemi ile çoğunlukla örtüştüğünü görünce de, doğrudan iddia sahibine sormanın isabetli olacağını düşündük. 'Komplo çemberi', 'global komplo' gibi oldukça metaneli konularda makaleler ve kitaplar yazıyorsunuz. Hiç bu çevreler tarafından tehdit edildiniz mi? Korumanız var mı? Bir tehlikeyle karşılaşmaktan çekinmiyor musunuz? Karşı karşıya olduğum tehlikelerin farkındayım. Amerika'da ifade özgürlüğü ve hür basın olduğu söylenir. Ama bu kesinlikle doğru değil. Sınırsız özgürlük, sadece iktidarın papağanlığını yapanlara verilmiş bir ayrıcalıktır. Aynı zamanda varlıklı Yahudi çevreler, kitle medyasını, Hollywood filmlerini, televizyonu, gazeteleri, dergileri- kontrol altında tutarlar ve bir tür sansür organı gibi çalışırlar. Halen benim gibi birkaç kişi, bu şeytana hizmetkarlık eden adamların yönettiği komplonun detaylarını, hür kalmayı başarabilmiş radyolar, mektuplar, teyp kasetleri, konferanslar ve internet sayesinde dünyaya duyurabiliyor. Bağımsız yayınlarımız Washington'daki elitleri kızdırıyor. Ben ve benim gibilerin sesini kısmaya çalışıyorlar. FBI OFİSİMİ BASIYOR Çalışmalarımızı durdurmak için Clinton yönetimi, uşaklarını üzerimize saldı. İçinde önemli isimler geçen yazılar yazmamızı ve Katolik Papa ve Kilise, Mason Locaları, Bilderberg ve diğer İlluminati merkezli gizli yapılanmaları deşifre eden yayınlarımızı durdurmak için büyük gayret sarfettiler. Boyun eğmeyeceğimizi anlayınca pes ettiler. Bununla birlikte FBI ajanları sık sık ofisime 'davetsiz' ziyaretler yaparak psikolojik baskı uygulamaya çalıştı. Şu an mail listemde 150 bin kişi var. Sessizce beni ortadan kaldırabilmeleri oldukça zor görünüyor. Başkan Bush'un yeni 'şer ekseni' söylemini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu retoriğin, kitaplarınızda dikkat çekmeye çalıştığınız 'global komplo' ile bir ilgisi var mı sizce? Başkan Bush konuşmalarında, sık sık 'Yeni Dünya Düzeni' kavramına atıfta bulunuyor. Bu, bahsini ettiğim yönetici elitlerin, dünya diktatörlüğünü tanımlamak için kullandıkları bir tür şifre. Bana göre, gündemdeki 'Terörle Savaş' söylemi de, söz konusu elisit hedeflerin önünde duran muhalefeti ortadan kaldırmak için kullandıkları bir maniveladan başka bir şey değil. 'Şer ekseni' söylemine gelirsek. Bu, Başkan Bush'un, Batılı toplumları uyutmak için kullandığı psikolojik bir araç. Bu aşamada, 'mistik şeytanlar' üretip bunları yönlendirmek gerekiyor. Usama Bin Laden ve Saddam Hüseyin, bu mistik şeytanlara en iyi örnekler. 'Terörist Devlet' olarak tanımlanan Libya, Sudan ve Kuzey Kore liderleri de diğer örnekleri teşkil ediyor. Kitleler, söz konusu tehlikeli mitolojik 'düşmanlardan' korkmaya ve nefret etmeye yönlendiriliyor! Dünya Ticaret Merkezi saldırılarının arkasındaki isimlere yönelik uzun tartışmalar yaşandı. Bu konuda farklı bir bakış açınız var mı? Gerçekten Laden ve adamlarının, böylesi inanılmaz bir saldırıyı gerçekleştirebilecek uzmanlığa ve planlama becerisine sahip olabileceğine inanıyor musunuz? KASETLER SAHTEYDİ Belki Türk kamuoyu bilmiyor olabilir ama, Laden ve 19 adamının bu işin arkasında olmadığına inanan milyonlarca Amerikalı var ve bu fikirlerini her yerde beyan ediyorlar. Internet'te Mossad bağlantısına işaret eden birçok kişi var. Lübnan kasabı Şaron ve İsrail'deki diğer sertlik yanlıları ne kadar da rahatlar! Amerikan ordusundan ve Hava Kuvvetleri'nden birçok arkadaşım, DTM saldırılarının kesinlikle, ticari uçakları hedeflerine yönlendirmek için bilgisayarlı 'Global Hawk' teknolojisini kullanan CIA tarafından gerçekleştirildiğine inanıyor. Eğer gerçekten böyleyse, ne pilotların ne de hava korsanlarının (tabiî gerçekten varsalar) uçakları binalara çakılmaktan alıkoyamayacakları kesindi. Laden? İşte size mükemmel şekilde dizayn edilmiş bir düşman, zekice bir CIA karışımı. TV'lerde yayınlanan Usame kasetleri bariz bir şekilde sahteydi. Ordudaki ve istihbarattaki arkadaşlarım bir an için bile Usame ve adamlarının bu işi gerçekleştirebilecek teknolojik ve organizasyonel ustalığa sahip olabileceğine inanmadı. Peki o zaman kim yaptı? Bana kalırsa, Amerika'nın elitistler tarafından sıkı bir şekilde denetlenen gizli servisi CIA ile gizli işbirliği içinde olan İsrailliler'in Mossad'ı! Daha da ötesi, 11 Eylül'de gerçekleştirilen saldırıların tarzı, belli başlı Yahudi Kabalistik ve Masonik ritüelleri andırıyordu. Özellikle de en yüksek dereceli Masonik ritüelleri. Artık anlaşılıyor ki, 11 Eylül'de ölenler, İlluminati'nin üst düzey yöneticileri tarafından tezgahlanan şeytani bir ritüelin kurbanı oldular. TEXE MARSS KİMDİR? Kansas City'deki Park College'i bitiren Marrs, North Carolina Üniversitesi'nde 'master'ını tamamladı. 1977-82 yılları arasında Austin'deki Teksas Üniversitesi'nde uzay çalışmaları, Amerikan savunma politikası, stratejik silah sistemleri ve ilgili konular üzerine ders verdi. Bunun yanısıra belli başlı diğer üniversitelerde uluslararası ilişkiler, politik bilim ve psikoloji derslerine girdi. Hava Kuvvetleri'nden emekli olan Marrs, iletişim, elektronik ve mühendislik birimlerine komuta etti. Subaylığı esnasında Almanya, İtalya ve Asya'nın birçok bölgesinde görev yaptı. Aralarında 'Vietnam Hizmet Madalyası'nın da bulunduğu bir dizi nişana sahip. Halen kendi adına kurduğu bir vakıfta bağımsız olarak yazarlık çalışmalarına devam ediyor, TV ve radyo programları hazırlıyor. Simon & Schuster, John Wiley, Prentice Hall/Arco, Stein & Day, ve Dow Jones-Irwin gibi önde gelen yayınevleri tarafından yayınlanan 35 kitabı, 2 milyonun üzerinde sattı. TÜRKİYE ORTADOĞU'NUN EMNİYET SİBOBU Kitabınızın Türkçe baskısı için yazdığınız önsözde, 'Türkiye, global komplonun mimarları açısından önemli bir ülke' diyorsunuz. Ne demek istiyorsunuz, bunu biraz açabilir miyiz? Hiç şüphe yok ki Türkiye, Ortadoğu'nun emniyet sibobu. Hristiyan Avrupa ile petrol zengini İslam dünyası arasında bir bağlantı noktası. Yükselen ekonomik bir değer ve hatırı sayılır bir askeri güç olarak dikkat çekiyor. Hava Kuvvetleri'nde görevli iken birçok Türk subayı ile tanışma fırsatım oldu. Yetenekleri beni etkilemişti. Amerika hiçbir zaman Türkiye'nin kendisi için bir askeri düşman olmasını istemez. İkili ilişkileri ve dostluğunu devam ettirmek için elinden geleni yapacaktır. Yine de dikkatli olmakta fayda var. Dikkat çektiğim elit, Türkiye'yi, kendi petrol gündemleri ve Ortadoğu komplosu çerçevesinde bir kalkan olarak kullanmak istiyor. Nihai hedefleri Kudüs'teki Siyonist Yahudiler tarafından yönlendirilen dünya diktatörlüğünü kurmak. Türkiye, global komplocuların gündeminden saparsa, sizin ulusunuz da 'terörist devletler' listesindeki yerini almakta gecikmeyecektir. Türk insanı zeki, çalışkan. Ülkenin kaynakları zengin. Laik bir hükümete sahip Türkiye, İran benzeri bir Ayetullah rejimine ya da intikamcı ve ne yapacağı belli olmayan Saddamvari bir diktatörlüğe meyletmedi. Ülkeniz, eğer Kürt sorununu tatminkar bir şekilde çözebilirse, geleceğin anahtarını elinde tutabilir.
|
|
|