|
|
Asalım gitsin!..
Siyaset bu ülke için ne anlam ifade ediyor ya da gerçekten bir anlam ifade ediyor mu bilemiyorum. Çünkü siyaset öylesine örselendi, varolma şartları öylesine tahrip edildi ki kimse bu ülkede siyasetin geleceğinden emin değil. 28 Şubat'ın "mühendislik projeleri", İslami kesimi kamudan silmek, ekonomik ve toplumsal hayata ilişkin taleplerinin önünü kesmek için devreye sokuldu. 28 Şubat'ın inananları budamak için hayata geçirildiğini artık herkes biliyor. Ayrıca, bu projenin sadece bir "Türk aklı"nın sonucu olmadığını, arkasında "global" bir iradenin bulunduğunu da bilmek gerekiyor. Ancak 5 yıl sonra karşımızda duran Türkiye manzarası, kelimenin tam anlamıyla dehşet verici. 28 Şubat'ın mimarları, ülkenin ekonomisini, siyasetini, eğitimini, bilimsel hayatını yerlebir etmiş bulunuyorlar. Üç kuruşa muhtaç hale getirdikleri saygınlığını kaybetmiş bu Türkiye ile artık övünebilirler!.. Strateji-Mori işbirliği ile gerçekleştirilen "Türkiye'nin Nabzı Araştırması"nın Şubat ayı sonuçlarına göre, Türk halkının yüzde 73.4'ü ülkenin kötü yolda olduğuna inanıyor. Ankete katılanların yüzde 71.4'ü hükümetin ekonomik krizi çözeceğine, yüzde 77.2'si de yolsuzlukla mücadele edeceğine inanmıyor. İşte size 28 Şubatçılar'ın hepimize armağan ettiği Türkiye... Siyaseti dinamitledik, ekonomiyi IMF'ye teslim ettik, eğitime kelepçe vurduk, üniversitelerde "kışla düzeni"ne geçtik, partileri kapattık ve elbirliği ile hepimizin utanacağı bir Türkiye yarattık. Sonuçta elimizde "yasaklar"dan başka övünebileceğimiz bir maharetimiz kalmadı. Eminim ki 28 Şubat'ın mimarları da daha "bin yıl" bu başarılarıyla övüneceklerdir... Şimdi önümüzde tek hedef var, Tayyip Erdoğan'ı asmak!.. Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel, Tayyip Erdoğan hakkında TCK'nın 146/2 maddesindeki, "anayasal düzeni bozmaya teşebbüs" suçundan soruşturma başlattı. Eğer delil toplanabilirse, Erdoğan'a idama kadar değişen bir yelpazede ceza istemiyle dava açılabilecekmiş. Anlayacağınız "emir" yüksek yerden... Anlaşılan bundan böyle daha "kaba" yöntemler uygulanacak. Bugüne kadar yürütülen "linç" operasyonlarında en azından birtakım siyasi ve hukuki kılıflar bulmaya özen gösteriliyordu. Ancak şimdi işler değişti. Baktılar ki, "yolsuzluk" tezgahlarından ve "işporta malı" kasetlerden bir numara çıkmıyor. Üstelik her "senaryo" Erdoğan'ın meydanlardaki rüzgarını daha da güçlendiriyor. Üstelik de her seferinde, halkın yolu Erdoğan'a çıkıyor. Öyleyse bu işi ökten çözmek lazım. Artık 28 Şubatçılar'ın "hukuk"la kaybedecek zamanları yok. Asalım gitsin... Eh, geçmişte Başbakanı'nı asmış bir milletin ahfadı olarak bize de bu yakışır...
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |