|
|
Yasaklara ve yoksulluğa karşı halkın cevabı…
Bu sonucu bekliyorduk ama, AKP'nin bu kadar büyük bir çoğunlukla kazanabileceğini de tahmin edemiyorduk doğrusu. Belki AKP de tahmin etmiyordu… Neredeyse Anayasa'yı tek başına değiştirecek bir oy çoğunluğuna, halk desteğine mazhar olmak Türkiye'de öyle her partiye nasip olan bir şey değil. Seçmen, bu seçimde sadece son yıllarda iktidar olarak Türkiye'yi yöneten partileri cezalandırmakla kalmadı, AKP'ye de büyük bir sorumluluk yükledi. Bürokrasinin, devleti yöneten güç odaklarının AKP'ye yönelik engelleme ve yasaklama çabalarına da cevap vermiş oldu. Bu yasakların dayandırıldığı yasalara, Anayasa maddelerine ya da uygulamalara da karşı olduğunu beyan etti. "Ben bu tür yasaklamalara karşıyım, bu maddeler ve uygulamalar gerçeklerle bağdaşmıyor, öyleyse onların yaşama ve bizim taleplerimize uydurulması gerekiyor" dedi. Bunları yapması için AKP'ye tam yetki verdi. Genel başkanı milletvekili olamayan, başbakanı adayı belli olmayan bir partiyi büyük çoğunlukla iktidar yaptı. Öte yandan, kendisini ezen, krizlerle sürekli fakirleştiren iktidarlara karşı da tepkisini beyan etti. Yoksulluğun, fakirliğin ve açlığın bir kader olmadığını göstermek için de yine AKP'ye görev verdi. Üstelik de IMF programlarına uyacağını ve istikrar programlarını uygulamaya devam edeceğini beyan eden Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarına rağmen bu yetkiyi verdi. IMF'ye karşı bol keseden bayrak açan, Avrupa Birliği'ne tam üyeliğe karşı çıkan sahte millicilere rağmen AB yolunda ilerleyeceğini söyleyen AKP'nin sözlerine daha fazla güvendi. Mesela, barajı aşamayacağı belli olduktan sonra AB yanlısı kesilen Mesut Yılmaz'a hiç itibar etmedi ve güvenmedi. "AB'ye girersek bağımsızlığımızı kaybederiz" şarlatanlığına sığınan MHP'ye oralı bile olmadı. Türkiye'yi o krizden bu krize vurduran, sürekli bunalımlar üreterek AB yolunu tıkayan icraatların sahibi olan yasakçı DSP'ye ve onun çoktandır ülkenin yönetimini elinden kaçırmış olan lideri Ecevit'e hiç bakmadı bile. Götürüp oylarını büyük çoğunlukla AKP'ye verdi. Onu, büyük bir sorumluluk altında bırakmış oldu. Şimdi vatandaşın talepleri ve beklentileri çok fazla. İş, ekmek ve yaşam şartlarının biraz olsun düzeltilmesini bekliyor. Türkiye'nin talepleri de çok. Üstelik de birçok önemli sorun hemen kapıda bekliyor. AB'den görüşme tarihi alınması, IMF ile görüşmeler, Kıbrıs sorunu, enflasyon, yoksullukla mücadele, temel hak ve özgürlükler, insan hakları… Liste uzayıp gidiyor. Önemli olan AKP'nin, sahip olduğu büyük çoğunluğun verdiği güçle Türkiye'nin meselelerini çözüm gündemine getirebilmesi. İşi ağırdan almaması… Bunların yaparken çeşitli güç odaklarından gelebilecek engellemeleri hesaba katması da gerekiyor. Çünkü hâlâ seçim sonuçlarını içine sindiremeyen odaklar ve çevrelerin olduğunu sanıyorum. Seçim sonuçlarını bir 'tehdit' olarak değerlendirmek isteyenler de mevcut. İşi zor yani… Öte yandan AKP, halkın verdiği bu büyük desteği bir uzlaşma ve işbirliğine dönüştürme şansına da sahip olabilir. Parlamento dışında kalmış yüzde 45'lik halk iradesini temsil eden parti ve kuruluşların da belli platformlarda görüşlerinin dikkate alınabileceği bir anlayış ortamı oluşturulabilir. Hatta bunu yapmak AKP'nin görevi olmalıdır. Devleti perde arkasından yöneten güçlerle ittifak yapmak yerine toplumsal muhalefetle işbirliği yapmak AKP'yi daha da güçlendirecektir. Velhasıl AKP, halk tarafından kendisine yüklenmiş bu ağır görevi yerine getirirken çok sorumlu davranmak zorunda. İktidar olmak, hele de böyle bir çoğunlukla, tek başına iktidar olmak her partiye ve her lidere nasip olan bir mazhariyet değil. Önemli olan AKP'nin kendisini iktidar yapan seçmenin beklentilerini karşılayabilmesi. Devlete karşı vatandaşın haklarını savunabilmesi… Seçmen kendisine sırtını dönüp devletle işbirliği yapan partileri ve liderleri ergeç cezalandırıyor. Bunu, bu çok önemli seçimin ortaya çıkardığı sonuçlar vesilesiyle en iyi AKP anlamak durumunda. Biz de tabii ki bunun izleyicisi olacağız…
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |