T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Siyasette beyaz devrim: 1950, 1983 ve 2002

Halk dün sandığa gitti ve tercihini yaparak Türkiye'de yeni bir dönemi başlatmış oldu.

Elde edilen sonuçlar asla sürpriz değil. Kamuoyu araştırmaları aşağı yukarı bu sonucu ortaya koyuyordu.

Türk siyasetinin temelde iki ana eksen etrafında dönmekte olduğu bir kez daha doğrulanmıştır.Türk siyaseti merkez ve kenar arasındaki danimazmle şekillenmektedir. Çok partili demokrasi kenarın oy gücüyle sisteme dahil olmasını, iktidarın kullanılmasına ortak olmasını sağlamaktadır. Ak Partiye giden oyların siyasetin kenarındaki kesimlerin oyları olduğu ortadadır.

Türkiye'de 1950-1960 arasında iki partili bir sistem egemen olmuştu. Bunda o yıllarda uygulanan Çoğunluk Seçim Sistemi etkili olmuştu. 1961'den bu yana uygulanmakta olan Nispi Temsil Sistemi çok partili bir yapının egemen olmasını temin etmişti. Bu seçimle Nispi Temsile rağmen iki partili düzene dönülmektedir. Bunda yüzde on barajın payı var ama asıl pay seçmenlerin rasyonel tercihleridir. Seçmen siyasal bölünmüşlüğe müdahele etmiş ve iki partililiğin önünü açmıştır.

İkinci nokta İktidardaki partilerin bu seçimle tasfiye edilmiş olmalarıdır. Böyle bir durum ilk kez yaşanmaktadır. 1999 genel seçimlerinde toplam yüzde elli beş oranında oyla Meclise girmiş olan üç iktidar partisi (DSP, MHP ve ANAP) çok büyük ihtimalle Meclise giremiyor ve siyasetten tasfiye ediliyorlar. Tabii DYP, SP gibi eskiyi temsil eden muhalefet partileri de dışarıda kalmışlardır. Değişen toplum siyasetin eskisine değil yenisine destek veriyor.

2002 genel seçimi ortaya çıkan sonuçlarla Türkiye'nin sosyal ve siyasal bakımdan dönüşümünü gerçekleştiren 1950 ve 1983 genel seçimleri gibi bir dönüm noktası olarak ortaya çıkmıştır.

1950 genel seçimi, 1923'ten beri ülkeyi tek başına yöneten CHP'yi iktidardan düşürürdü. 1983 genel seçimi Merhum Özal'ın ANAP'ını iktidara taşımış ve ülkede yeni bir dönem başlatmıştı.

Hem 1950, hem de 1983 seçimleri siyasal anlamda birer beyaz devrim idiler. Bu seçim de bunlardan farklı değildir ve yeni bir beyaz devrimdir.

Bu seçimde toplumun yaklaşık yüzde kırk civarındaki kesimin Mecliste temsil edilmemesi önemli bir sorundur. 1987'den bu yana ortalama yüzde yirmilik bir kesim temsil edilmiyordu; bu seçimde bu oran biraz daha büyümüştür. Ama unutmamalı ki barajlı bir seçim sisteminin böyle bir sonuç yaratması normaldır. Oyun kurallara göre oynanmıştır ve bu sonuç alınmıştır. Sonuçtan şikayet etmek değil seçim sisteminden şikayet etmek gerekir.


4 Kasım 2002
Pazartesi
 
DAVUT DURSUN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED