Yeni Safak Online...
T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Allah'ın olmayan sopası...

Nerede kalmıştık? Seçimlerden önce 'İyimser bekleyiş' başlıklı yazımızı nasıl tamamlamıştık?

Şöyleydi:

"Bu seçimin 'kimi getireceği'nden ziyade, 'kimi götüreceği' açısından daha önemli olduğunun defalarca altını çizmiştik. Bu seçimin, Türkiye'de bir kitleler nezdindeki 'siyasetin toptan yenilenme ihtiyacı'nı dışa vuracağı besbelli. Dolayısıyla, bu seçim, 'statüko erozyonu'nda çok önemli bir 'kilometre taşı' olacak. Türkiye halkı, 'sahne'de pek az 'eski' bırakacak. Bazılarıyla, -partiler ve şahsiyetler- bu seçimlerle birlikte, belki de 'ebediyen' vedalaşacağız. TBMM'nin sandalyelerine oturan yüzleri yenileyecek. 'Eski'nin uzantısı olarak 'statükoya yatırım' yapanlar, göreceksiniz; ancak ve o da 'geçici' muhalefet statüsü ile bu seçimin getireceği parlamentoya girebilecekler. Bundan sonraki ilk seçimde onlar da gidecekler.

Neyi ve kimleri kastettiğimizi biraz daha açık mı yazalım?

İki gün sabredin...

Türkiye halkı, bazılarından dünün ve bugünün hesabını soracak. Bazılarının sandıkta hesabını dürecek.

Sonucun böyle olacağını bilmekle birlikte, nasıl ve ne oranlarda olacağını, ben de merakla bekliyorum..."

Sandığım ve tasarladığım gibi çıktı. 'Millet'im hakkında yanılmadığımı, 'milletimiz'i doğru sezdiğimi gördüm. 'Seçmen' yani Türkiye halkı, 'statüko'yu darmadağın etti. 'Bazıları'ndan dün ve bugünün hesabını sordu ve o 'bazıları'nın defterini dürdü.

Artık Mesut Yılmaz'ın ve ANAP'ın veya Mesut Yılmaz'lı ANAP'ın iflah olabilmesi herhalde mümkün değildir. 1983'de yüzde 45'le (Turgut Özal) başlayan, 1987'de yüzde 36 küsurla (yine Turgut Özal) devam eden ANAP, Mesut Yılmaz'la birlikte 1991'de yüzde 24'e (TÖ izi devam ederken), 1995'te yüzde 19'a, 1999'da yüzde 13'e ve şimdi yüzde 5'e indi. Yani, mahvoldu.

DYP'nin Tansu Çiller'li performansı da ondan daha iyi sayılmaz. Çiller'in son 10 yıllık kariyerinde, DYP'nin performansı, 2002'de hem de ana muhalefet olduğu dönemde, 'baraj altı'na inecek kadar düştü.

MHP, 1999'da elde ettiği yüzde 18'lik 'arızi' çıkıştan sonra, 1995'deki normal boyutlarına, yüzde 8 dolaylarına geri döndü.

Seçimlerin tartışmasız galibi, AK Parti. Yüzde 32 tahmin ediyordum. Yüzde 33, garip gelmeyecekti. Yüzde 2'lik bir yanılgı payım oldu. Seçimlerin ikincisi, CHP ise, benim tahminlerimden yüzde 2 fazla oy aldı. Seçimlerde artı-eksi 2'lik yanılgı payı 'bilimsel ölçüler' içinde sayıldığı için fena tahmin yapmamış sayıyorum kendimi.

Ama, bu sonuçla birlikte asıl vurgulanması gereken husus şu:

AK Parti'nin, neredeyse 1980'lerin Turgut Özal ANAP'nın oyuna ulaşması, onun Refah-Fazilet devamı olmadığının bir belirtisidir. Bunu 'sistem'in bir yana kaydetmesi kadar, AK Partililer'in de anlaması ve 'politbüro kültürü'nü aşmaları şarttır.

Hesap ortada. Saadet'in oyu yüzde 2.7 civarında çıktı. AK Parti-Saadet toplamı yüzde 40'lara yaklaşıyor. Refah'ın kaydettiği en yüksek oy, Necmettin Erbakan'ın 'altın dönemi'nde yüzde 21; Fazilet'in oyu yüzde 15 dolayındaydı.

Dolayısıyla, AK Parti'nin yüzde 34-35'lik oyunu başka türlü açıklamak gerekiyor ve bu oran, partiye bir 'yeni kimlik kartı' vermiş oluyor. Bu 'yeni kimlik kartı'nı, hiç kimse, -ANAP ve DYP'nin hazin akıbetini de göz önüne alarak- 'merkez sağ artık AK Parti'yle temsil ediliyor' diye anlamamalıdır. AK Parti'nin dayandığı 'seçmen sosyolojisi' Avrupa'da genellikle sol partilerin dayandığı zemindir. AK Parti, 2002 seçiminin ortaya çıkarttığı bir 'yeni fenomen'dir.

Peki CHP?

CHP de, tıpkı AK Parti gibi -hatta ondan da öteye- bir hayli 'ödünç oy'la 1999'un 'baraj altı'ndan 2002'nin yüzde 19'luk düzeyine tırmanabildi. Ama, 'merkez sol oylar'ın genelde yüzde 30 dolayında olduğu dikkate alınırsa, CHP'nin yüzde 19'una DSP ve YTP oyları eklendiğinde, ancak 1999'da DSP'nin yüzde 22'lik oyuna ulaşılıyor. Yani, CHP, 'merkez sol'un geleneksel oy oranını elde edememiş durumda ve önümüzdeki dönemde 'merkez solun temsili' konusu açıkta kalmaya devam edeceğe benziyor.

Uzun lafın kısası şu: Türkiye'nin önünde 3 Kasım 2002 seçimleriyle, önü ne kadar sisli, puslu, çetin ve zorlu olsa da; yepyeni bir sayfa açılmıştır. Türkiye, 'eski'yi aşmakta ve 'tasfiye etmek'te halkının eliyle mükemmel bir işi gerçekleştirmiştir.

'Allah'ın sopası yok' derler ya; Allah'ın olmayan sopası, 3 Kasım 2002'de AK Parti'ye giden oylar oldu...


4 Kasım 2002
Pazartesi
 
CENGİZ ÇANDAR


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED