Bu yazının yazıldığı saatlerde sandıkların yüzde 60'ı açılmış ve AKP'ye tek başına iktidar olma kapısı açılmıştı. Sizin yazıyı okuduğunuz şu saate sandık sonuçlarında büyük bir değişiklik olduğunu sanmıyoruz.

Türkiye yıllar sonra iki partili (eğer DYP barajı geçemediyse) ve tek partinin bir iktidar olduğu bir Meclis'le tanıştı.

Bu ülkenin siyasi istikrar açısından yıllardır aradığı bir tablodur.

Seçimin elbette bunun ötesinde son derece önemli sonuçları var.

Birinci sonuç açık: Seçmen büyük bir tasfiye gerçekleştirmiş, dünün merkez sağı, milliyetçi partiler kendilerini siyasi arena dışında bulmuşlardır. Özellikle bir önceki seçimin birinci partisi DSP'nin yüzde 1'e düşmesi, 1999'dan 2002'ye Türkiye'yi yöneten partilerin tümünün tasfiye olması son derece önemlidir ve seçmen davranışı ve seçmenin uyguladığı yaptırım açısından son derece siyasidir.

İkinci sonuç da açık: Türkiye seçmeni oylarını dışlanmışlığı, yerelliği, temel ve hak özgürlüklerin ve siyasi alanının genişletilmesi talebini dillendiren AKP ile merkezin solunu temsil eden CHP'de toplaması toplumsal taleplerin siyasi dozunun artmasının göstergesi ve toplumsal siyasete geri dönüşün önemli bir işaretidir.

Üçüncü temel sonucu ise şu şekilde ifade etmek gerek: Türk toplumu Türkiye'de yaşanan otoriter, baskıcı yönetim biçimine açıkça hayır demiştir. Siyasal merkezin reddettiği, tehlikeli ilan ettiği bir siyasi partiyi tek başına ikitadara getirmesi bir anlamda hemen her alandaki aşırı devletçi, asayişçi uygulamalara meydan okumak ve yeter demek anlamını taşımaktadır.

Özellikle Tayyip Erdoğan'ın çift yönlü durumu bunu açıkça ortaya koymaktadır. Erdoğan hem devletin yasaklı ilan ettiği, yasaklı kalması için seçim kampanyasının her aşamasında ağırlığını koyduğu bir kişidir. Hem de Tayyip Erdoğan AKP'nin aldığı bu ezici zaferin "onsuz olmaz" aktörüdür.

Tayyip Erdoğan bir lider olarak partisini iktidara taşımış ve seçim sonuçlarıyla hiç kimsenin reddedemeyeceği kalıcı bir lider doğmuştur.

Bundan sonra ne olur? Bir kere AKP'nin aldığı oy oranı ters hesaplar yapanları açmaza sürükleyecektir.

Bu koşullarda kriz yükseltmek ve kriz üretmenin kolay olmayacağını umuyoruz.

Ancak AKP'nın iktidar yolunun mayınsız olacağı sanılmasın.

Şimdi tüm mesele bu sonucu devlet aktörlerinin, devletin asli sahiplerinin, merkez medyanın sindirmesi meselesidir.

Seçimlere yönelik bir meşruiyet tartışması ya da AKP hükümetinin iktidarsızlaştırılmaya çalışılması, kapatılma girişimini tahrik etmek gibi girişimler hem buna tevessül edenlerin hem Türkiye'nin başına çorap örer.

ALİ BAYRAMOĞLU

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu