T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Kafası karışıklar için kılavuz

Bugün bu sütunda yedi yıl önce Suat Filmer imzasıyla "Aç Eşek, Katırdan Tez Yürür" başlığıyla yayımlanmış bir yazımı yeniden yayımlıyorum. Bu yazının, Türkiye'nin içine sürüklendiği siyâsî krizlerin kökenlerine ve bu krizlerin neden ve nasıl tuhaf şekillerde çözümlendiğine ilişkin ilginç ipuçları sunduğunu sanıyorum. Ayrıca "tekno-paganizm" yazılarını başka bir düzlemde, müstakil başlıklar ve yazılar halinde kaldığım yerden sürdüreceğimi anımsatmak isterim.

* * *

"Türkiye'deki siyasi elitlerin karıştığı yolsuzluklara ses çıkarmayan batı basını, bir anda RP'nin iktidara gelme olasılığının artması üzerine her zaman olduğu gibi paniğe kapıldı ve alarm zilleri çalmaya başladı. Zoraki üretilen Anayol formülünün bir gerçek şakası olduğunun kanıtlanmasından sonra, bir kaç gündür -tıpkı diğer global türdeşleri gibi- İngiliz basını da İslam'ın yeniden Türkiye'nin kaderini ve geleceğini belirleyebilecek bir güce kavuşmak üzere olduğuna işaret ederek, Türkiye'deki gelişmelerin tehlikeli boyutlar kazanabileceğine ve bu durumun sadece Türkiye'nin değil, bütün bir Ortadoğu'nun siyasi ve kültürel haritasını da alt üst edebileceğine dikkat çeken haberler ve yazılarla dolup taşıyor.

En aç eşek, İngilizler!

İngilizler, bizi bizden fazla düşünüyor olmalılar ki, Türkiye'de yaşanan siyasi kriz, en çok İngilizleri ürkütüyor. Türkiye'de İslam'ın yeniden ülkenin geleceğine yön verebilecek bir konuma gelişinin, Batılıların dünya üzerindeki hegemonyasının kırılmasına yol açabileceğinden fena halde ürken ve Türkiye de dahil Ortadoğu'nun bugünkü duruma gelmesinde doğrudan belirleyici olan İngilizler, zoraki kurdurulan Anayol hükümetinin resmen düşmesinden hemen sonra, Türkiye'nin önünü tıkayan, geleceğiyle ve kaderiyle oynayan seküler elitlere basın-yayın organları aracılığıyla "direktifler" gönderme yarışı içine girdiler.

İngiltere'nin iç ve dış siyasetinin belirlenmesinde bir hayli etkili olan The Times gazetesi, Türkiye'de hükümetin düşmesinden sonra basılan ilk nüshasında, "Türkiye'nin Başı Belada" başlığıyla bir başyazı yayımladı. Başyazı, Türkiye'deki elitlere akıllara durgunluk verecek "direktifler"le doluydu: "Seküler güçler, İslam tehlikesine karşı mutlaka birleşmeliler" altbaşlığıyla verilen başyazıda, "Türkiye'de İslamcı RP'nin iktidar olmasının 73 yıllık laik rejimi çökerteceği" öne sürüldü ve bu durumun "sadece Türkiye'nin Batı yanlısı, laik yörüngesinden çıkmasıyla sonuçlanmayıp; aynı zamanda Ortadoğu'nun siyasi ve kültürel haritasını da alt üst edecek bir boyut kazanabileceğine" dikkat çekildi. Gerçi İngiliz hükümeti, Türkiye'deki siyasi kriz konusunda resmi bir açıklama yapmadı; ancak The Times gazetesinin İngiltere'nin yarı resmi el-Ahram'ı gibi yayın yaptığını göz önünde bulundurunca İngiliz hükümetinin de aynı şekilde düşündüğünü söylemek pek yanlış olmaz. Kaldı ki, hükümetler arasında kapalı kapılar ardında neler dönüyor olabileceğini tahmin etmek o kadar da zor değil. Ayrıca başyazının üslubunun Türkiye'deki demokratik iradeyi hiçe sayan ve açıkça Türkiye'nin içişlerine karışan bir nitelik taşıdığını anımsatmak isterim. Benzer bir şeyi biz Batılı ülkeler için yapmaya kalkışsak, herhalde dünyayı başımıza yıkarlar.

"Alarm zillerini beceriksiz laikler için çalmalıyız"

Öte yandan, The Independent gazetesinde "Türkiye İçin Alarm Zillerini Çalmanın Tam Zamanı" başlıklı bir başyazıda ise biraz daha sofistike bir dil kullanılarak, alarm zillerinin öncelikle ülkeyi bu hale getiren ve sistemi, kör topal da olsa yaşatmak pahasına tıkayan laik elitler için çalınması gerektiği belirtildi. Başyazıda Türkiye'deki "modernleştirici Kemalist devrim etiğinin, dine çeki-düzen ve yön veren bir görünüm arzeden cins bir seküler devlet ürettiği" kaydedilerek şöyle deniyor: "Türkiye'nin Batılı dostlarını asıl düşündürtmesi gereken nokta, Türkiye'de her şeyi eline yüzüne bulaştıran sistem partilerinin beceriksizliğidir. Çünkü, SİSTEM PARTİLERİNİN BECERİKSİZLİĞİ, DİNÎ BİR PARTİNİN KAÇINILMAZ OLARAK ÜLKEDE ZUHUR EDEN SİYASİ BOŞLUĞU DOLDURMASINA YOL AÇMIŞTIR." Sekülerizmin ve ulus devlet anlayışının Türkiye gibi ülkeleri kendi siyasi ve kültürel dinamiklerini olumsuzlama yoluna ittiği kaydedilen yazıda, "seküler elitlerin son derece beceriksiz olduğunun gözlendiği, Batının dostu olan Türkiye gibi ülkelerde, seküler liberal demokrasinin düşman aramasına gerek kalmamıştır; asıl alarm zillerini, beceriksiz ve talancı seküler elitler için çalmak zorunlu hale gelmiştir" deniliyor.

Seküler liberal demokrasinin ne pahasına olursa olsun savunulması gerektiği belirtilen yazıda Türkiye'deki İslamcıların 2 haziran ara yerel seçimlerinde büyük bir başarı elde ettikleri kaydedilerek şöyle deniyor: "Türkiye'deki seküler elitler, ülkenin içinde bulunduğu durumu gözönünde bulundudarak RP'nin önünü tıkamamalılar. Türkiye'de sistemin kendisini yenilemesi ve Türkiye'nin istikrarını koruması için RP'ye şans verilmelidir. Çünkü istikrarlı bir Türkiye, Batı için, Avrupa için hayati önemi haiz bir ülkedir. Şu an, Kafkaslar, Balkanlar, İran, Irak, Suriye ve Türkiye büyük ayaklanmalara gebe. Ancak Türkiye'nin Batı için stratejik açıdan hayati bir öneme haiz olması, ve Türkiye'nin şu ya da bu şekilde İslam'ı reddeden bir sisteme sahip olması, ülkeyi tam bir çıkmazın eşiğine getiren siyasi yapıya ve liderliğe Batının körü körüne destek vermesini gerektirmiyor. Bırakalım RP hükümet kursun. EĞER RP, ÜLKEYİ BATI KARŞITI BİR YÖRÜNGEYE DOĞRU KAYDIRMA SİNYALLERİ VERECEK OLURSA İŞTE O ZAMAN ALARM ZİLLERİNİ ÇALMAYA BAŞLAYALIM. Ancak şaşırtıcı olan nokta, Batıyı asıl kaygılandırması gereken Türkiye'deki İslami tepki değil, İSLMİ YÜKSELİŞİ DEMOKRATİK YOLLARLA ÖNLEYEMEYEN ve seküler sistemi tıkanmanın eşiğine getiren seküler elitlerin beceriksizlikleridir."

Görüldüğü gibi Batılılar, laik/Batı uydusu bir Türkiye'nin kaybedilmesinin kendileri için ne denli pahalıya patlayacağını çok iyi bildikleri için, bizimkileri şaşkına çevirecek hızda manevralar yapabileceklerini açıkça, hiç çekinmeden ifade ediyorlar. Burada daha fazla yorum yapmayı gereksiz buluyorum. Bir Azeri atasözü hatırlatmakla yetiniyorum: 'Aç eşek, katırdan tez yürür'müş. Vesselam."


3 Haziran 2002
Pazartesi
 
YUSUF KAPLAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED