T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Türkiye Türkiye olalı böyle polemik görmedi!

Başbakanımız ve avanesi "çekil" baskılarına fena halde içerlemiş. Parti ileri gelenlerinden Tayfun İçli (ismini ilk kez duyuyorum, ama çok renkli bir siyasetçi, birazdan örnekleriyle göreceğiz) önceki gün bir basın toplantısı düzenledi ve başta medya olmak üzere, "hastalık meselesini speküle eden" herkesi temiz bir sıradan geçirdi.

Başbakan'a "Çekiliniz, bize de, kendinize de zulmetmeyiniz" diyen fakir de payına düşeni aldı elbette.

Neyse...

Tayfun İçli, Başbakan'ın "sağlıklı" olduğu iddiasında.

Olabilir.

Onun yerinde kim olsa, aynı şeyi söylerdi.

Lakin, Ecevit'in bizzat "kendi elleriyle" kaleme aldığı "iyiyim, bir yaramazlık yoktur" mesajını gazetecilere göstererek, düzgün kaligrafiden hastanın gerçekten iyi olduğunu kanıtlamaya çalışması o kadar sağlıklı bir davranış değildi.

Mesaj, meğer, "sağlıklı" görüntüsü vermek için iki kez (müsvedde yapılarak) kaleme alınmış.

Bunu ertesi gün gazetelerden öğreniyoruz.

Gelelim İçli'nin "içli" bir ruh haletini yansıtan açıklamalarına.

"Son günlerde hadlerini bilmeyen bazı kimseler geçici rahatsızlığını bahane ederek DSP Genel Başkanı ve Başbakan Bülent Ecevit ile eşi Rahşan Ecevit'e karşı bir saldırı kampanyası başlatmışlardır..."

Hadi buraya kadar normal. Peki şu sözlerin Başbakan'ın hastalığıyla ne ilgisi var:

"Vaktiyle iki anahtar vaadiyle oy toplayan ve vaatleri yerine halkımızı hüsrana uğratan, dahası iktidar hırsı uğruna laiklik karşıtı bir partiyle hükümet kuran başka bazı siyasetçiler de bulanık suda balık avlamanın çabası içinde şimdi de bir azınlık hükümeti hayali kurmaktadırlar..."

İçli'nin canı belli ki çok sıkılmış.

"Basın açıklaması"nı neredeyse nefes almadan okuyor.

İşte medyayla ilgili sözleri:

"Kendi gazetelerini bile yönetmekten aciz olan, bu nedenle çalışanlarının bir kısmını işsizliğe, bir kısmını da yıllarca yarı aç, yarı tok yaşamaya mahkum eden bu gazetelerin yöneticileri, belli ki kendi beceriksizliklerine bakmadan ülkeyi yönetme sevdasına tutulmuşlardır. Kendilerine tavsiyemiz, kendi işlerine bakmalarıdır..."

İçli'yi durdurmak mümkün değil.

Bu da bir başka siyasî partiyle ilgili sözleri:

"Esin kaynaklarını karanlık mazilerinden alan bazı siyasetçiler de ülke sorunlarıyla ilgili çözüm üretmek yerine yakışıksız açıklamalarla sürekli çekil çağrısı yaparak siyasal nezaketsizlik örneği vermişlerdir."

İçli, gördüğünüz gibi, son derece içli bir siyasetçimiz; "yetiştiğine dalar da, yetişemediğine pabucunu fırlatır" tavrıyla, önüne gelen herkesi haşlıyor.

İşte güzel bir "İçli değerlendirmesi" daha:

"Bunların karanlık mazileri, neredeyse hemen hergün ortaya çıkan eski kasetlerinde her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır. Nitekim birkaç gün önce televizyon ve gazetelerde yayınlanan en son kasetlerinde 'zaman ve zemine göre papaz elbisesi bile giyeriz' diyerek ne kadar takiyye ustası olduklarını bir kere daha ortaya koymuşlardır."

İçli'de boş yok.

Herkese "layık olduğu" cevabı veriyor.

Nutku açık.

Allah için güzel de konuşuyor.

Ama, "Ben ne yapıyorum, kim tutuşturdu bu metni elime, ne biçim sözler bunlar?" demeyi akledemiyor.

Elbette bütün çaba Başbakan'ın sağlıklı olduğunu anlatmak. İyi de, bunun daha kestirme yolları yok mu birader?


3 Haziran 2002
Pazartesi
 
MEHMET E. YAVUZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED