T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Yetkililerin camilerdeki cinsel eğitimden haberleri var mı?

Turizm Bakanı Sayın Mustafa Taşar turizme katkılarından ötürü geçenlerde bizim gazete de dahil olmak bütün yayın kuruluşlarına birer ikişer ödül verdi. Hangi katkımızdan dolayı verdi orasını bilmiyorum ama ben bugün hem sayın Taşar'ın hem de Diyanet'in dikkatlerini farklı bir noktaya çekmek istiyorum.

Malum turizm mevsimi başladı. Turistler ülkemizi ziyaret ediyorlar. Bu arada Sultanahmet ve Süleymaniye gibi mabedleri de görmeden edemiyorlar.

Geçenlerde hem kitap piyasasını dolaşmak hem bazı toplantılara katılmak üzere Sultanahmet'e gittim. İkindi namazını Sultanahmet Camii'nde kıldım. Allah için son yıllarda Sultanahmet Camii gerek çevre düzenlemesiyle gerekse içerdeki bakımıyla insanı müthiş etkileyen ve insana huzur veren bir havaya büründü. Camiin içindeki temizlik ve düzen insana tarif edilmez bir zevk veriyor. İnsanın saatlerce oturası geliyor içerde. Bakımlı çimleri ve rengarenk çiçekleriyle bahçesi de bir başka huzur kaynağı.

Hele Sultanahmet ve Fîrûzağa Camii müezzinlerinin karşılıklı ezan okuması yok mu, mest ediyor insanı. Namaza çağrının yanı sıra müezzinlerin o güzel sesleri ve maharetle icra ettikleri makam/sanat, mümin olmayan insanları bile etkileyecek bir musiki ziyafetini andırıyor. (Bu arada o müezzinleri tebrik ediyor, Diyanet'ten diğer camilere de aynı ehliyeti haiz müezzin seçmeye özen göstermesini bir vatandaş olarak talep ediyorum.)

Bir anekdot:

Sultanahmet Camii avlusunda Türk vatandaşı olmadıkları her hallerinden belli mavi gözlü sarışın bir çift. Erkek İslami bir kisve içinde. Kadın da tesettürlü ama yüz ve gözlerinden Türk olmadıklarını rahatlıkla anlıyorsunuz. Ezan okunuyor camie giriyorlar. Erkek saf tutuyor, kadın hanımlar bölümüne giriyor. Namazdan sonra cami imamının insanın iç dünyasında fırtınalar kopartan aşr-ı şerifini tilavetini dinledikten sonra, bu yabancı uyruklu mümin insan gidip imamı tebrik ediyor. Cemattan biri İngilizce olarak ona soru soruyor, o Türkçe cevap veriyor. Nasıl müslüman olduğunu şöyle anlatıyor: Ben Amerikalıyım. Seneler önce İstanbul'a turist olarak geldim. Laleli'de bir otelde konaklıyordum. İlk gece sabah ezanı okuyan müezzinin sesiyle uyandım. Öyle güzel öyle etkileyici bir ses ki, uyuyamadım oturdum dinledim. Sonra tekrar yatağa girdim. İçimden bir ses bana "kalk" diyordu. Dinlemedim uzandım, o ses "kalk" diye bana ısrar ediyordu. İçimden gelen bu sese dayanamadım, kalktım. İçimdeki ses benden camie gitmemi istiyordu. Çarnaçar giyindim ve camiye gittim. Cemaat ne yaptıysa aynını yaptım. Onlarla kalktım onlarla yattım. İşte ben o tarihten beri Müslümanım!"

Konumuza dönelim. Bu ahenkli ve etkileyici çağrıdan sonra çevresi ve iç düzenlemesiyle büyüleyici ortamı ziyarete gelen turistlere acaba bu camiler nasıl tanıtılıyor? Acaba turistlerin, camiden ve camide namaz kılan Müslümanlardan yola çıkarak dinimiz hakkındaki sorularına ne cevaplar veriliyor? Diyanetin ve turizm bakanlığının bunlardan haberleri var mı?

Olmadığını zannediyorum. Çünkü haberleri olsa buna ne Diyanet ne de tanıdığım kadarıyla bugünkü Turizm Bakanı Sayın Taşar'ın izin vereceğini zannetmem.

Cemaattan biri bir rehberin turistlere yaptığı açıklamayı dinlemiş ve sinirlenmiş yetkili arıyor. Hayırdır ne var? Yahu şu rehberin ne anlattığını biliyor musunuz? Nereden bileceğiz dinlemedik ki? Ben dinledim. Adam cami içinde dine hakaret ediyor. Ne diyor? Turistler, namaz kılanların ne yaptığını soruyor rehber de cinsel eğitim yapıyorlar diye cevap veriyor!

Evet aynen vuku bulmuş bir olay. Başka örnekler de var. Hiç sebeb yokken Taliban ve Humeyni örnekleriyle turistleri olumsuz yönlendirme çabaları gibi. Camilerdeki o nadide hat eserlerini göstererek bu yazının ülkemizde yasaklandığını anlatmaları da gelen şikayetler arasında. Turistler cami ziyaret ettikleri için İslam dini hakkında da sorular yöneltiyorlar ve rehberlerin bazıları bir misyoner gibi hareket ederek dini küçük düşürücü izahat yapıyorlar. Bazen da turistlere kahkaha attıracak komiklikler yapıyorlar. Hem din karalanıyor hem de Türkiye'nin sanata değer vermediği sonucu çıkacak sözler sarf ediliyor.

Bütün rehberleri aynı kategoriye koymak elbette ki doğru değildir, ama ender de olsa bu örneklerden yola çıkarak ben hem Turizm Bakanı'na hem de Diyanet'e bir teklifte bulunmak istiyorum.

Turistlerin ilgi gösterdiği Sultanahmet, Süleymaniye ve Selimiye gibi camilerde imam ve müezzinlerin yanı sıra diyanet kadrosunda görev yapan yabancı dil bilen ilahiyatçı rehber kadroları ihdas edilmesi konusunda turizm bakanlığı ile Diyanet'in işbirliği yapmalarını teklif ediyorum.. Kadroyu Diyanet ihdas etmeli ve ilahiyatçılar arasından temsil yeteneği olan fiziki ve diksiyonu düzgün bay/bayan elemanlar seçmeli, Turizm Bakanlığı da onların rehberlik eğitimini üstlenmeli. Ayrıca Turizm Bakanlığı rehberlere verilen eğitim ve aranan özellikler arasında dini bilgi yeterliliği de aramalıdır. Çünkü camiye kadar gelmiş bir turiste yüce dinimiz hakkında saçma sapan bilgiler veren rehber de belki yeterli donanımı olmadığı için öyle konuşuyor olabilir!


2 Haziran 2002
Pazar
 
Resul Tosun
RESUL TOSUN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED