T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R

Hormonlu yıldızlar

Diyarbakırdaki "çizgi filmi" sanırım dikkatle izlemişsinizdir. Böyle bir hakem "garabeti" içinden "renkli miki filmi" durumunda çıkan "Selçuk Dereli", bir de bizlere genç neslin iyi hakemi diye tanıtılıyordu. Onun kariyeri bittiği gibi peşinden Bülent Yavuz'u da götürmeli bana göre.

Adam hem savcı, hem yargıç hem de cellat... İki kırmızı kartın ikisi de yanlış. Diyarbakırspor'un penaltısı ise tek kelime ile "günah". Öbür tarafta Fatih Akyel'in koluyla karışık kornere çıkardığı topa aut diyecek kadar kötü niyetli. Neredeyse topu eliyle tutup içeri atacak, ama fırsat bulamıyor. Dünyanın en kolay delirtilen taraftarı olan Diyarbakır seyircisini, delirtip maçı "hükmene" getirmeye çalışıyor. Ama o da olmuyor. Kolay ve güzel bir maçı rezil ediyor yani. Fenerbahçe'nin "hormonlu yıldızları" ile beraber hücuma kalkıyor ve sonrada aklınca adalet dağıtıp Ogün'ü oyundan atıyor. Yani "oyunu 2-0 yapamadım ama bari onar kişi oynayın" bezirganlığı ile düdük çalıyor.

Aslında onun bütün derdi Murat Hacıoğlu'nun "uçurtma" ortasının gidip filelere takılmasında. Dereli'nin "kendisine emredilen sanal maçı" böyle bir golle başlamıyordu herhalde.

İkinci yarıda birazcık hakeme benzer kararlar vermeye başlayınca Fenerbahçe'nin hormonlu yıldızlarının maçı kazanmaya yetmeyeceği, Diyarbakırspor'un yürekten mücadelesi ve Ümit Kayıhan'ın "dahi" taktiğiyle Lorant'ın bavulunu eline vereceği belli olmuştu. Ligin en çok gol atan takımı, en az gol atan takımı karşısında fark yemekten kurtuluyorsa, bunu biraz hakeme, biraz da "Almanın köylüsüne", kalanını da yıldızların hormonlularına bağlamamız gerektiğine inanıyorum.


8 Aralık 2002
Pazar
 
ÜMİT AKTAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED