T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Çıktım elma dalına onda yedim üzümü ya da Kalkan

Bir haftadan beri Antalya'nın Kaş ilçesine bağlı Kalkan kasabasındayım. Denize neredeyse 45 derecelik bir yokuş üzerine konuşlanmış olan Kalkan sakin bir sayfiye.. Sakin olduğu kadar da çevresi tabii zenginliklerle kuşatılmış bir kasaba.

TBMM, AB yasalarını çıkartarak AB'ye girmeye çalışadursun, bizim kıyı şeridindeki tüm yerleşim birimleri gibi Kalkan da AB'ye çoktan girmiş. Devlete ait hizmetler hariç özel sektör AB'ye girmiş ve içselleştirmiş. Öyle ki oteller, satış merkezleri, eğlence mekanları, restoranlar ve diğer sektör AB standartlarını yakalamış hatta bir hayli mesafe kat etmiş olmalı ki Avrupalı turistler buraları tercih eder olmuşlar.

Kalkan AB'ye öyle girmiş ki biz yerli turist olarak Kalkan'da Fransız kaldık! Mesela alkollü içki satmayan bir market, bir bakkal bulmanız imkânsız. Mesela, Kalkan'a yakın İslamlar adında bir köy var. Kıyıdan 15 km. içerde ve dağın tepesinde. Bu adı güzel köye ailece çıktık. Bir tabiat harikası. Her taraftan yeşillik fışkırıyor. Cennetin dünyadaki nümunelerinden desek yeridir. Köyün merkezine indik. Ortadan berrak bir su akıyor. Büyük de bir cami... Cami restore ediliyor. Üzeri beyaz tozlu biri geldi, derede elini yıkadı. "İşçi misin?" dedim, "Hayır, değirmenciyim" dedi. Meğer üzerindeki beyaz toz un imiş. Değirmene girdim, aa su değirmeni. 40 sene önce benim köyümdeki değirmenin benzeri. Suyla çalışıyor ve gerçek un üretiyor. "Su bu kadar bol mu?" dedim. Hemen köylülerden biri geldi. "her taşın altından su çıkar" dedi. Beni gezdirmelerini istedim. Köyden adının Ahmet olduğunu öğrendiğim bir dost canlı Anadolu insanı beni aldı yukarıya doğru tırmandık. Gerçekten de her taşın altından su fışkırıyor. "Taşlar vardır ki yarılır ve içinden sular fışkırır" ayetini hatırlatıyor. Ya yeşillik, ya her ağaç dalından sarkan üzüm salkımları. Bu cennet köyde üzüm kökleri ağaçlara dolanmış, elma ağacından, kiraz ağacından üzümler sarkıyor. "Yunus'un çıktım erik dalına onda yedim üzümü" sözlerini hatırlatıyor. Yunus mânâ alemini kastetse de İslamlar köyünde elma dalından üzüm yiyebilirsiniz. Su kaynaklarını gezip köye indik. O da ne, dağın başındaki köyde mayolu bikinili kadınlar. Köylü kadınlar başörtülü ama köyde meydanlarda evlerindeymiş gibi rahatlar.

Ahmet Ağa bizi bir köşke çıkardı. Manzara muhteşem. O da ne, köydeki bu küçük lokantada da içki var. Lokanta sahibi kadın başörtülü. "Niye helal kazancına, haram karıştırıyorsun?" soruma, omuzunu silkerek "Müşteri" diyor. Diyeceğim o ki, AB karşıtları ve taraftarları yasakla değişiklikle uğraşa dursunlar kıyı şeritlerimiz dağ köylerine kadar AB'ye çoktan girmiş. Hükûmete düşen buraların yollarını ve benzeri hizmetlerini adam gibi yapması.

"Ee Resul Tosun ele verir talkını kendi yutar salkımı misali senin ne işin var oralarda?" diyenleri duyar gibiyim. Ben de bir hafta Kalkan'da dinlendim. Ama tıpkı Avrupa'da yaşayan ve dini hassasiyeti olan vatandaşlarımız gibi kendimi alkoldan ve benzeri münkerattan ırak tutarak.

Kalkan'da Enerhan adında küçük bir otele yerleştik. Müdürü Mehmet Yılmaz (0242.844 31 62) yıllardan beri tanıdık bir dost. Bizim hassasiyetlerimizi bilen bir yönetici. Alkol yok. Hanımlara, beylere ayrı havuzu var. Pingpong, bilardo gibi spor imkanı var. Ahçısı Muhammed birinci sınıf bir aşçı, yemekler mükemmel. Hizmet eden gençlerin hepsi pırlanta, hizmet ederken gönlünüzü fethediyorlar. Daha ne isteriz ki. Deniz biraz uzak ama atla arabana git. Patara ya da Karadere plajı kilometrelerce uzunlukta kumsal. İstediğin yerde gir denize. Mehmet Bey'in bir de yat turları var ki sormayın.

Otele gelenler de genelde aynı hassasiyeti paylaşan pahalı otellere gidemeyen mütevazı insanlar. Almanya'dan, Hollanda'dan, Eskişehir'den, Malatya'dan, Bursa'dan sıcak bir ortam.

Otelde konaklayanlar arasında AK Parti Elmalı İlçe Başkanı Salih Turkiş de vardı. Elmalılı Hamdi Yazır merhum hakkında epey sohbet ettik. Merhum Elmalılı benim hocamın hocası olduğu için özel ilgi duyduğum alimlerden biridir. Biz Salih Bey'le konuşurken otele fırtına gibi bir adam geldi. Adı Bayram Ardıç. AKP Kaş İlçe Başkanı'ymış. Kalkanlıymış... Cevval bir politikacı. Bütün Antalya teşkilatını Saklıkent'e çağırmış. Saklıkent Kalkan'a 40 km. uzaklıkta dünya harikalarından biridir. Ben senelerdir uğrarım. Bayram Ardıç beni de ısrarla davet etti. Pazar günü Saklıkent'e gittik. (Altından ırmaklar akan bahçeleri görmek isteyenler mutlaka Saklıkent'e gitmeli, o kanyona bir girip çıkmalı) Önce keyfimizce gezdik, sonra Saklıkent'teki "Kayıp Cennet"te toplanan AKP Antalya Kurultayı'na katıldım. Şunu söylemeliyim ki, eğer AKP her tarafta Antalya gibi örgütlenmişse önünde hiçbir engel yok. İl Başkanı Av. Habib Akhan ve 80 civarındaki arkadaşının nezaketini görüp de takdir etmemek mümkün değil.


7 Ağustos 2002
Çarşamba
 
Resul Tosun
RESUL TOSUN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED