T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Toplum mühendisleri devrede

Belli ki genel seçimlerde, bir çok parti propagandasını "AK Parti tehdidi" üzerine oturtacak.

Ecevit, her konuşmasında, Hadep ve AK Parti tehlikesine, sadece kendilerinin dikkat çektiğini vurguluyor ve diğer partileri suçluyor.

DSP Genel Başkanı, Tayyip Erdoğan için, "Belki değişti ama aradan birkaç yıl geçsin, ikna olalım" demekte.

Peki, CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Türkiye'de ilk defa, milli görüşü temsil eden Milli Selâmet Partisi'yle 1973'de koalisyon kurmadı mı?

O tarihte, Erbakan'ı acaba sınamış mıydı?

DYP de AK Parti'yi Refah çizgisine oturtup "Kırk yıllık Yâni olur mu kâni" havasını yayıyor. Tansu Çiller, iki turlu seçim sistemini de, zaten, AK Parti'yi karşı kutba itmek için arzu ediyor.

İttifak hesabı

Genel başkanların bu havayı yayma gayretine rağmen, TÜSİAD'ın yaptığı araştırmada, halkın sadece % 28.1'i, AK Parti'yi katiyen hükûmette görmek istemediğini açıklıyor. Söz konusu araştırmayı yapan Prof. Seyfettin Gürsel, "% 28.1 oranı, AK Parti'nin, seçmenin çoğunluğu tarafından, merkeze yakın göründüğü anlamına gelir" diyor ve kimilerinin ileri sürdüğü kaygıların halk tarafından paylaşılmadığını vurguluyor.

Anayasa Komisyonu'nda uzlaşma sağlanamadı ama, ittifak için halâ Anap'ın ısrarı devam edebilir. Aslında, partilerarası ittifakı ilke olarak desteklemek mümkün, ama bugün bu konunun güncelleşmesinin sebebi, Anap'ın barajdan kurtarılması çabası. Bir de AK Parti'yi dışlayan tavrın sandıkta tescil edilmesi gayreti.

Baraj düşürülmüyor, bari Anap'ın % 3-4 civarındaki oyu, Yeni Türkiye'ninkiyle birleşsin ve Yılmaz barajda boğulmasın.

Seçimde AB kalkanı arkasına sığınılarak propaganda yapılacak; sonra da, büyük sermayenin gözbebeği Mesut Yılmaz ve Hüsamettin Özkan, yeni hükûmette etkili konumda bulunmaya devam edecek.

Hesap bu.

İttifak yasası geçse, (ki çok zor) Anap, Yeni Türkiye ve Demokrat Türkiye (Mehmet Ali Bayar) ile birlikte seçime girecek. Bu grup AK Parti'ye karşı bir cazibe merkezi oluşturma vaadiyle oy toplayacak.

Ama ittifaka, DYP, DSP, AK Parti ve MHP'nin desteği yok.

Bu durumda, Derviş'in baskısıyla Yeni Türkiye Partisi ittifaka yanaşsa bile, Anap ve Saadet ile birlikte, toplam oy kâfi gelmiyor. Kaldı ki, Yeni Türkiye Partisi, seçimlere "Anap yüküyle" girmeyi arzu etmeyebilir. Şimdilik görüntü böyle.

Mesut Yılmaz bu dönem Parlamento dışında kalacak gibi.

Bence böyle bir gelişme, Türkiye'nin lehine. Çünkü bu şekilde, siyasetin temizlenmesinin önü daha kolay açılabilir.

Derviş başarılı mı?

Şimdilik, medyanın da desteği ile, Derviş'in "kurtarıcı" vasfı sürüyor.

Oysa ekonomiden sorumlu bakanın koyduğu hiçbir hedef tutmadı. 2001 için "Türkiye % 3 küçülecek" diyordu, % 9 küçüldü. 2001 sonunda Toptan Eşya fiyatları % 57.6, Tüketici fiyatları ise % 52.5 artacak öngörüsünde bulunuyordu. Gerçekleşme, Toptan Eşya'da % 88, Tüketici'de % 68 oldu.

2002 yılında, enflasyon oranı yıl sonunda % 35'e düşecekti; iki gün önceki gazete haberlerine bakın; hepsi "Canavar hortladı" diye yazıyor. Toptan Eşya oranı % 45.9, Tüketici % 41.3. Yaz aylarında beklenen düşüş gerçekleşmeyince, sonbahar ve kış aylarının çok zor geçeceği anlaşıldı.

Finans kesimine çeki düzen verildiği doğru. Ama orada da para tahsilatı çok yavaş gerçekleşiyor. Kimi patron, eski yaşantısında; kiminin, ancak şimdi, arabalarına, tablolarına el konuldu. Neden bugüne kadar iş savsaklandı? Niçin aynı uygulama diğer banka batıran patronlar için geçerli değil?

Özerklik ve siyaset

BDDK, özerk olduğu için siyasi tesirlerden uzak ama, bu kişiler başka etkilere açık insanlar değil mi?

Derviş, özerk kuruluşları savunurken, siyasetin bu kuruluşların üzerinde hiçbir etkisi olmamasını alkışlıyor. Oysa siyaset dışı ekonomi, siyaset dışı yönetim anlayışı da hatalı. Siyasetten kopmak, halktan, milletin menfaatlerinden kopmak demek.

Eğer, konuya dürüstlük açısından bakacaksak, özerk kuruluşların icraatında şu veya bu şekilde rüşvet rol oynayamaz mı hiçbir zaman? Bundan nasıl emin olabiliriz?

Veyahut bugün, siyasi kurumların boğazına kadar yolsuzluk batağına saplanmış olması, günün birinde dürüst kadroların yönetime gelemeyeceği anlamını da taşımaz.

Türkiye'de bağımsız mahkemeler dahi, zaman zaman adaletli hükmetmiyor. Hele YÖK!!! Milli iradenin tam tersine bir eğilim içinde.

Özerklik bazen yararlı olabilir; ama, siyaseti sürekli devre dışı bırakma eğilimini yansıtıyorsa, demokrasiye de ters düşer.

O zaman, bakanları da, seçilme endişesi olmayan teknokratlar arasından atayalım!

Sihirli değnek yok

Derviş'in, ittifak çabalarından sonra, kamuoyunda isim yapmış bazı kişilerle Yeni Türkiye Partisi'ne gireceği anlaşıldı.

İster istemez aklımıza, 12 Mart 1971'i takiben kurulan Nihat Erim Hükûmeti geliyor. Siyasi temsilciler haricinde, bir grup şöhretli teknisyen, Erim Hükûmeti'nde yer almıştı. Bunların arasında en önemli isim Dünya Bankası'ndan gelen Atillâ Karaosmanoğlu'ydu.

Sonuç meydanda, Karaosmanoğlu'nun sihirli değneyi Türk ekonomisini düzeltemedi.

Üstelik Derviş'in yol arkadaşlarından biri Hüsamettin Özkan. Diğeri -eğer gazete haberleri doğruysa- İzmit Belediye Başkanı Sefa Sirmen.

Sirmen'in suyu

Sefa Sirmen, sırtında İzmit Su Projesi'nin ayıbını taşıyor.

İzmit Su Projesi ile ilgili, başlangıçta belediye olumsuz görüş bildirmişti:

"Proje kapsamında üretilecek suyun % 70'inin İstanbul'a satılması planlanmıştır. Bunun hiçbir mantığı yoktur. Suyun aylık bedeli 15-20 milyon dolardır. Bu suyun İzmit Belediyesi tarafından satın alınması mümkün değildir. İzmit Su Projesi bünyesinde üretilen su pahalıdır ve İSKİ tarafından satın alınmayacaktır. Yap-İşlet-Devret kapsamında böyle bir projenin gerçekleştirilmesine gerek yoktur. Barajın DSİ tarafından klasik yöntemle tamamlanması daha uygun olacaktır."

Hazine Müsteşarlığı'na bildirilen yukarıdaki görüşten sonra, İzmit Belediye Başkanlığı fikir değiştirmiş ve projenin Yap-İşlet-Devret modeli ile gerçekleştirilmesi için, Belediye Meclisi karar almıştır.

Bugünkü durumu Plan Bütçe Komisyonu raporundan okuyabiliriz: "İzmit Su Projesi'ne verilen garantiler sebebiyle, Hazine sadece 1999 ve 2000 yıllarında 480 milyon dolar tutarında, kullanılmayan suyun faturasını ödemek zorunda kalmıştır. Bu projenin süresi 15 yıldır. Yani proje dolayısıyla uğranan zarar, kalan 13 yıl boyunca artarak devam edecektir."

İşte Sefa Sirmen, Hazine'nin zarara uğramasına yol açan böyle bir projenin mimarıdır. Devletin kör kuruşunun peşine düşen Derviş, Sefa Sirmen ile aynı çatı altında nasıl bulunacak?

Bulunursa, samimiyeti zedelenmeyecek mi?

İkitelli-Çiftetelli

"Devlet" (!) sadece Tayyip Erdoğan'ın peşinde. Canan Barlas'ın İkitelli'den Çiftetelli'ye kitabında pek güzel tarif ettiği medya da, sadece AK Parti'nin boşluğunu yakalama peşinde.

"...Medyada tetikçiler hiçbir zaman gerçek yolsuzluk olaylarına girmiyorlar.... Varsa yoksa Refahlı Belediyeler. Bir de dişi tırnağı sökülüp yok edilmeye çalışılmış işadamları. Medyanın içinde yer aldığı devlet bankaları kredileri, başaşağı giden medya sektörü, her birinin bankaları ve bu bankaların devletten aldığı destek nerede yazılabilir ki?"

Kitaptan bir başka anı:

"Dinç Bilgin'in teknesinde Mehmet Barlas Sabah patronuna: 'Sen serbest pazarcıydın, Kartelci oldun, özgürlükçüydün, askerci oldun. Bunlar insanın alnına bir kez kazınır. Sonra silinmez' diyor.

...Aynı günlerde birleşen patronlar, Mesut Yılmaz ile anlaşıyor... Bizi gazeteden uzaklaştırdıkları gün, Dinç Bilgin, Zafer Mutlu, hep beraber Malta'ya doğru tekneleriyle yol alıyorlardı" (İkitelli'den Çiftetelli'ye - Birey Yayıncılık)

Adres belli

Bir yandan AK Parti'ye karşı sun'i bir cazibe merkezi oluşturulacak, bir yandan da adalet siyasete bulaştırılacak. Tayyip Erdoğan'ın önü kesilecek.

312'nci madde değişti. Sanki suç unsurları değişmemiş gibi Diyarbakır DGM'den karar çıktı.

"Beyaz Türklerin" adresi belli oldu: Kemal Derviş

Bakalım "cahil oy çoğunluğu" milli irade ile oynama çabalarına nasıl cevap verecek?


7 Ağustos 2002
Çarşamba
 
NAZLI ILICAK


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED