T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Meclis görevini tamamlamalı

Türkiye 3 Kasım'da erken seçime gidiyor. TBMM, dün, bazısı ayak sürüse bile bütün siyasi partilerin omuz vermesiyle, süresini kısaltma kararını alabildi. Arada alınan kararı iptal etmeyi gerektirecek 'mücbir bir sebep' çıkmazsa, sandık üç ay sonra ortaya konulacak.

Parlamentoların kendi sürelerini kısaltacak kararlar almaları zordur. Ancak, 1987 yılından beri bütün parlamentolar, doğal süresi beş yıl olarak öngörülmüş dönemlerini hep kısalttılar. Dört yılı aşmıyor meclislerin süresi; toplumla aralarının açıldığını anladıklarında, milletvekilleri, çareyi erkenden seçime gitmekte arıyorlar. İçlerine sindiremeseler bile...

Dün, parmaklarını kaldırarak 3 Kasım 2002 tarihini seçim tarihi olarak kabul eden milletvekilleri, bunu kendi içlerine sindiremeden yaptılar. Hemen her partiden milletvekilleri, sonucu belirsiz gördükleri için, seçim istemiyor... Ancak, bağlı oldukları partilerin genel başkanları seçim tarihini erkene almakta uzlaştıkları için onlar da parmaklarını kaldırdılar...

Bunu bir 'özveri' olarak görmek gerekiyor. Sebebi, seçim tarihini erkene almakta birbiriyle yarışan partilerin büyük çoğunluğunun sandıktan başarısız çıkacaklarını kendilerinin de bilmeleridir. Seçimi engellemek için elinden geleni yapan, Amerika'nın Irak'a muhtemel operasyonunu bile kullanmaktan çekinmeyen DSP aslında haklı. Seçimleri erkene alan partilerin bir bölümü, 4 Kasım günü, Meclis'te temsil edilmedikleri gerçeğine uyanacaklar...

Kamuoyu yoklamaları mevcut siyasi partilerin hemen hepsinin halkın gözünden düştüğüne işaret ediyor. Son seçimden birinci olarak çıkan DSP sözgelimi; anketlere göre, bir dahaki Meclis'e büyük ihtimalle milletvekili sokamayacak. ANAP'ın durumu da hükümet ortağından farklı değil. Baştan beri, "Erken seçim 3 Kasım'da yapılmalı" diyen MHP muhtemelen yüzde 10 barajını aşabilecek, ama onun da yüzde 18 başarısını tekrarlaması imkânsız görünüyor.

Bu bakımdan da, seçim tarihini 1,5 yıl öncesine çeken Meclis'i alkışlamamız gerekiyor...

İçlerine sinmediği halde seçim tarihini erkene almakta tereddüt etmeyen TBMM'ne şimdi bir başka görev düşüyor: Erken seçim kararı alınmış olmasına rağmen çalışıp olağanüstü toplantı çağrısında yer alan AB ile uyum yasalarını da çıkartmak... Türkiye'yi daha demokrat, daha özgür kılacak, başka ülkeler nezdinde itibarını artıracak bütün tasarılar bu Meclis eliyle yasalaştırılmalıdır.

Zor olanı başaran kolayda zorlanmamalıdır.

AB ile uyum yasalarını Meclis'ten geçirmenin zorluğu, Türkiye'nin 'adaylık statüsü'nün teyit edildiği 10 Aralık 1999 tarihli Helsinki Zirvesi'nden buyana geçen üç yılın ziyan edilmesinden de belli. Hakkını yemeyelim; bu Meclis, son üç yıl içerisinde, anayasada dikkat çekici değişiklikler gerçekleştirdi; 400'ün üzerinde yasa çıkarmayı başardı. Ancak, AB'nin kapısından dönmemek için çıkartılması gerekli son birkaç tasarıyı daha yasalaştırabilir bu Meclis. Yasalaştırmalıdır.

Seçimi erkene almakla sonuçlanan dünkü oturum, parmak kaldırarak kararı alan milletvekilleri üzerinde, bugünden başlayarak, 'şok' etkisi yapacaktır. Süresini kısaltan her Meclis'in üyeleri, ertesi gün, böyle bir 'şok' yaşarlar çünkü. Şokun uzun sürmesi, sonu hüsranla biten, 'küskünler hareketi' gibi, yanlış girişimlere de kapı aralıyor. AB ile uyum yasaları üzerinde yoğunlaşmak, bundan kazanılacak 'onur' ile yetinmeyi getireceği için de ayrıca önemli.

Erken seçim virajını aldı Meclis, şimdi de görevini tamamlamalı...


1 Ağustos 2002
Perşembe
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED