Türkiye'nin birikimi... | ||
|
Devlet orman talanına körNevzat Ak ve kayınbirader Ali Şener'in adının karıştığı skandal sonrası, talan edilen orman arazileri konusu bugünlerde yine gündemde. Bu orman arazilerinin talanı konusu dönem dönem kamuoyunun gündemine gelir. Biz de Ak ve Şener'in isminin karıştığı skandalla ilgili araştırmalar yaparken, bu skandal dışında, çok şaşırtıcı bilgilere ulaştık. Türkiye'nin orman arazileri konusunda en kıymetli yerlerinden biri olan Gebze'de yaşanan orman talanı gerçekten insanı hayretlere düşürecek düzeyde. Bundan 20 sene önce Gebze'de Orman Bakanlığı'na kayıtlı 19 milyon 500 bin dönüm orman arazisi varken, bu rakam bugün 17 milyon dönüme kadar gerilemiş. 2 milyon 500 bin dönümlük orman arazisi yok olmuş! Tabii bu yok olma doğal afetlerden falan kaynaklanmıyor, tam anlamıyla bir talan söz konusu. Bu yok olan orman alanlarına fabrikalar, yerleşim yerleri gibi binalar dikilmiş. Yine aldığımız bilgilere göre, Gebze'deki köylerde yok olan orman arazileri hektar olarak şöyle; "Ağren-62 hektar, Balçık-5 hektar, Cuma-45 hektar, Gerceşli-104 hektar, Demirciler-71 hektar, Eskihisar-4 hektar, Gebze Merkez-310 hektar, Köseler-14 hektar, Muallimköy-140 hektar, Ovacık-39 hektar, Pelitli-406 hektar, Şekerpınar-16 hektar, Tavşancıl-6 hektar, Tavşanlı-35 hektar, Yağcılar-42 hektar." Evet, işte sadece Gebze'de yaşanan orman arazisi talanı. Bu talanı Türkiye geneline yaydığımızda çok daha vahim bir tablo ile karşılaşacağımıza eminim. Birilerinin bu talana dur demesi gerekmiyor mu?
Demirbank kriz kurbanı mı?
Yaklaşık 20 gündür, bir türlü ayarına girmeyen piyasalar bugünlerde biraz sakin. Ancak krizle geçen 20 günün faturası ağır oldu. Bu arada Demirbank'a da el kondu. Ve arkasından yorumlar başladı. "Burada hortumlama yok, Demirbank kriz kurbanı oldu. Ekonomik programa güvenip Hazine bonosu aldığı için zarar etti ve kriz kurbanı oldu" denildi. Peki bu krizi kim başlattı? "Kara Çarşamba" olarak adlandırılan krizin mimarı kim? Bunun yanısıra Demirbank, Hazine bonosunu devletin "kara kaşı kara gözü" için mi aldı, yoksa daha çok kâr etmek için mi? Demirbank'la ilgili söylenecekler tabii ki bunlarla sınırlı değil. Demirbank, yurtdışında faaliyet gösteren ve Halk Bankası ile ortak olarak kurulan Demirhalk Bank ile ne tür faaliyetlere imza attı? Cıngıllıoğlu Holding'in bankalarından biri olan Ulusalbank ile Demirbank arasında herhangi bir kredi alışverişi yaşandı mı? Peki, GSM 1800 lisans ihalesinde yaşanan "borsa operasyonu"nda Demirbank'ın payı yok mu? Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın (İMKB) bu konuyla ilgili yaptığı incelemenin sonuçları neden açıklanmıyor? Kısacası Demirbank'la ilgili cevaplanacak çok soru var gündemde. Bankacılık faaliyetleri ile ilgili yaşananlar önümüzdeki günlerde su yüzüne çıkacaktır. Ancak şöyle bir gerçek var ki, Demirbank daha çok kazanmak için, belki istemeyerek de olsa, neden olduğu krizin kurbanı oldu.
mkelkitlioglu@yenisafak.com
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|