YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

Avrupa Birliği'ne girecekler! Girersiniz...

İşkencecileri sorgulayamıyoruz, banka soyanları içeri tıkamıyoruz, "Anayasa'yı tağyir ve ilga" suçu işleyenleri Cumhurbaşkanı yapıyoruz.

Avrupa Birliği'ne gireceğiz.

Girersiniz...

Daha, doğru dürüst MGK'nın statüsünü tartışmış/tartışabilmiş değiliz.

1924 Anayasası "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Türk milleti egemenliğini TBMM eliyle kullanır" diyor. Ama, 61 ve sonrasındaki Anayasalar, Türk milletinin, yani bizlerin egemenlik hakkını ancak "yetkili organlar eliyle" kullanabileceğimizi belirtiyor.

Yetkili organlardan murat, elbette MGK.

Tarihin üzerindeki "yasak" perdesi de durup durmakta.

Konuşamıyor, tartışamıyor, araştıramıyoruz.

Örneğin, üzerinden 77 yıl geçmiş bir olay, "Ali Şükrü Bey cinayeti" hâlâ sorgulanamıyor. (Ali Şükrü Bey olayını Meclis gündemine taşıyan parlamenterlerin başına neler geldiğini/getirildiğini Hasan Mezarcı örneğinden biliyorsunuz.)

Yine, üzerinden 75 yıl geçmiş olmasına rağmen Deli Halit Paşa'nın katilleri ortaya çıkarılamıyor. Halit Paşa'yı öldürenlerin sonradan İstiklâl Mahkemeleri'ne "yargıç" olarak atandıkları hem bağımsız tarihçiler, hem de Çankaya vakanüvisleri tarafından dile getirildiği halde, bir türlü "geriye doğru" bir tahkikat yapılamıyor.

"İzmir Suikastı" bahanesiyle asılan Cavit, Abidin, Halis Turgut ve Arif Bey'lerin hesabı da sorulamıyor.

General Muğlalı'yı kimse hatırlamak istemiyor.

Neden 28 Şubat sürecinde Muğlalı'ya iade-i itibar yapılıp, adının bir kışlaya verildiği sorulamıyor.

Mustafa Suphi ve arkadaşlarını Karadeniz'de boğduran "çete bakıyesi" her defasında es geçiliyor.

"Yassıada" duruşmalarını manüple edip Başbakan'ı darağacına gönderen irade bir türlü sorgulanamıyor.

12 Mart ve 12 Eylül dönemlerinde devlet adına cinayet işleyen, sabotaj yapan "memurin" kadrosu deşifre edilemiyor.

"Lockheed skandalı"nda adı geçen üniformalı görevliler bir türlü ayıklanamıyor.

Öğleden önce bir solcunun, öğleden sonra da bir sağcının öldürülmesinde kullanılan resmî silahların sahipleri "nedense" tespit edilemiyor.

Anayasal düzeni silah zoruyla değiştiren kadro yargı önüne çıkarılamıyor.

Demokratik talepler sorgulamanın odağına yerleştirilirken, kökü "İttihat ve Terakki"ye dayanan seçkinci oligarşinin eli kanlı müntesipleri bir türlü refüze edilemiyor.

Bir de "Susurluk" ve "çete" eyyamı aldı yürüdü ki, sormayın!

Hani sacayağının Çatlı'yla, Yeşil'le, "derin devlet"le bağlantılı üçüncü elemanı? Neden gidip TBMM komisyonunda ifade vermiyor? Neden, "PKK'ya karşı kullanılan dini duyguları yüksek" vatandaşlardan eli kanlı bir terör örgütü yaratıldığını itiraf etmiyor?

Avrupa Birliği'ne girecekler!

Girersiniz...


11.ARALIK.2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Mehmet Ertuğrul Yavuz

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...