Anadolu sermayesinin yerine FETÖ sermayesi ikame edildiği 28 Şubat darbesinin Türkiye ekonomisine etkisi hala tam olarak silinmiş değil. İçi boşaltılan 22 bankanın 50 milyar dolarlık borcunu milletin sırtına yükleyen darbe sürecinde muhafazakar iş dünyası büyük zulümler yaşadı. Postmodern darbenin yıl döneminde açıklamalarda bulunan iş dünyası STK’ları, karanlık dönemin faturasına dikkat çekti. 28 Şubat'ın Türkiye'nin yakın tarihinde en önemli dönüm noktalarından olduğunu kaydeden Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, 28 Şubat müdahalesinin güçlü bir medeniyete sahip olan milletin, bütün kutsallarına ve değerlerine yönelik gerçekleştirilen en önemli darbe olduğunu bildirdi.
Tarihi süreç içerisinde 27 Mayıs ve 12 Eylül gibi birçok darbelere ve muhtıralara maruz kalan Türkiye'nin, "geleneksel" darbelerden farklı olarak gerçekleştirilen 28 Şubat ile bambaşka bir döneme girdiğini aktaran Kaan, bu dönemde çorbacıların dahi fişlendiğini, ikna odalarıyla başörtülü öğrencilere psikolojik baskılar yapıldığını, üniversite kapılarında polis zoruyla öğrencilerin başlarının açtırılmaya çalışıldığını anlattı.
Zamanın büyük medya kuruluşlarının destekleriyle kamuoyunda irtica geliyor algısı oluşturularak büyük bir infial meydana getirildiğini belirten Kaan, şunları kaydetti: “Bankalar hortumlanmış, devletin ekonomisi çökertilmiş ve milletimizin sosyal ve manevi hayatına doğrudan müdahale yapılmıştı. Üstelik dönemde yaşatılan zulüm, yalnızca belirli bir kesimin eliyle yapılmamış; askerin başı çektiği süreç, siyaset, medya, iş dünyası, üniversite ve meslek örgütleri tarafından da profesyonel bir organizasyonla yürütülmüştü. 28 Şubat postmodern darbesi, sadece dönemin Refahyol hükümetine karşı yapılmadı. Aynı zamanda Refah Partisi'nin temsil ettiği fikre, hızlı bir uyanışa ve yükselişe geçen inançlı ve geleneklerine bağlı iş dünyasına karşı da yapıldı."
Kaan, MÜSİAD'ın da Anadolu sermayesinin en güçlü temsilcisi olarak bu süreçten en ağır şekilde etkilendiğinin altını çizerek, genel başkanının ve üyelerinin Devlet Güvenlik Mahkemelerinde yargılandığını, "yeşil sermaye" isimleri altında her türlü engelleme, karalama ve iftiralara maruz bırakıldığını bildirdi. Kaan, MÜSİAD'ın, hedef tahtasına konduğu ve her türlü zorlamanın yapıldığı bu dönemde dahi inandığı değerlerden asla taviz vermediğini kaydetti.