Recai Kutan’ın büyüklüğü, FP’nin farkı ve AK Parti’nin ana söylemi…

04:0011/10/2024, Cuma
G: 11/10/2024, Cuma
Mehmet Metiner

Yıllar ne çabuk geçmiş. Aşağıda okuyacağınız röportaj 1998 yılının 24 Ağustos tarihini taşıyor. Milliyet gazetesinden Naki Özkan’ın benimle yaptığı bu röportajda ben 28 Şubat darbesinden sonra kapatılan Refah Parti’sinin (RP) yerine kurulan Fazilet Partisi’nin (FP) anlayışını ve politikalarını anlatıyorum. O tarihte ben FP’nin genel başkanı olan merhum ağabeyimiz değerli dava büyüğümüz Recai Kutan’ın siyasi danışmanıyım. FP’nin programını kaleme alan danışman olarak benimle yapılan röportajda o

Yıllar ne çabuk geçmiş.

Aşağıda okuyacağınız röportaj 1998 yılının 24 Ağustos tarihini taşıyor.

Milliyet gazetesinden Naki Özkan’ın benimle yaptığı bu röportajda ben 28 Şubat darbesinden sonra kapatılan Refah Parti’sinin (RP) yerine kurulan Fazilet Partisi’nin (FP) anlayışını ve politikalarını anlatıyorum.

O tarihte ben FP’nin genel başkanı olan merhum ağabeyimiz değerli dava büyüğümüz Recai Kutan’ın siyasi danışmanıyım.

FP’nin programını kaleme alan danışman olarak benimle yapılan röportajda o dönemde sadece FP’nin yeni programını değil aynı zamanda ülke siyasetindeki farkını da anlatıyorum. Ülkenin en önemli meselelerine bakışını ve çözüm önerilerini de dile getiriyorum.

Bu röportajı okuyanlar göreceklerdir ki sonradan kapatılan FP’nin güçlü siyasi aktörleri tarafından kurulan AK Parti aynı zihniyetin devamcısı bir partidir. FP’nin ana söylemiyle AK Parti’nin ana söylemi, demokrasi, adalet, din, siyaset ve laiklik konularındaki bakış açıları neredeyse birebir aynı.

İzninizle tarihi bir siyasi döneme ışık tutması bakımından mahut röportajı köşeme aynen taşımak isterim.

Recai abimiz bugün aramızda değil. Ama her anlamda mümtaz bir dava büyüğümüz olarak yüreğimizde yaşamaya devam edecek.

Mekânı cennet, makamı âli olsun.

İşte o günkü fotoğrafımla yayınlanan röportaj…

Fazilet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan'ın danışmanı olan Mehmet Metiner, demokrasi vurgusu, diyaloğa yatkınlığı ile İslamcı camianın dışında da tanınan bir aydın. Daha önce, Girişim, Yeni Zemin dergilerinde yayın yönetmenliği yaptı. Bir ara Tayyip Erdoğan'ın danışmanı oldu. Halen Sözleşme dergisinin editörü. Arkadaşımız Naki Özkan, Metiner ile Fazilet Partisi üzerine konuştu.

       *Fazilet Partisi, kapatılan RP'nin neresinde duruyor? Aralarında bir farklılık var mı?

       -FP genel başkanı bir konuşmasında, Türk siyasi hayatında, birinin devlet diğerinin millet eksenli siyaset anlayışı olan iki eğilimin olduğunu söyledi. DP, AP, Özal'ın kurduğu ANAP ve RP, son tahlilde millet eksenli partiler. FP de millet eksenli bir siyaseti savunduğu için bu partilerle ilintilendirilebilir. Ama FP, RP'nin bire bir devamı değil. Tabii ki benzerlikler bulunabilir.

       *FP, neyi temsil ediyor, hangi politikaları hayata geçirmek istiyor?

       -FP, herkes için demokrasi, herkes için özgürlük anlayışını öne çıkarıyor. Öncelikle de demokratikleşmeye devletten başlamak gerektiğine inanıyor. İdeolojisi olmayan, hukukun üstünlüğüne dayanan demokratik bir devletten yana. Bence, FP'nin iki temel talebi var: Demokratik devlet, özgür toplum.

       *FP'nin laikliğe yaklaşımı nedir?

       -FP, demokratik laiklikten yana. Devletin bütün yurttaşlarına eşit mesafede olmasını savunuyor. Dinin siyasete alet edilmesi kadar, siyasetin dinsizliğe alet edilmesinin de yanlış olduğunu söylüyor. Dinin sırtından siyasete soyunmanın yanlışlığı kadar, laikliğin sırtından siyasete soyunmanın da yanlış olduğunu belirtiyor. Siyaset yapan elitler, sadece siyasal İslamcılık tehlikesinin, dinsel irticanın altını çiziyorlar. FP, elbette gericiliğin her türlüsüne, tabii ki dinsel gericiliğe de karşı, ama asıl tehlikenin siyasal irticadan geldiğini vurguluyor. Siyasal laikçiliğin topluma dayatılmasını, uzlaşma kültürünü yok eden bir tehlike olarak görüyor. Özünü demokrasinin oluşturduğu bir laiklik anlayışını savunuyor.

       *Siyasal irticaya, laikliğin istismar edilmesine laik kesimlerden de karşı çıkanlar var. RP, bunları ikna edemedi. FP, ikna edebilecek mi? Kuşku hala devam ediyor...

       -RP'de siyaset yapan kadroların katılması nedeniyle, FP, RP'nin bire bir devamı gibi algılanıyor. FP'nin inandırıcılığı konusunda sorular akla geliyor. Ama FP, demokrasi savunusuyla çelişen bir eylemin içinde bugüne kadar olmadı. Akın Birdal vurulduğunda, FP genel başkanı hemen ziyarete gitti. Genel başkan, af konusu gündeme geldiğinde, ilk önce düşünce suçlularının salıverilmesini istedi. Ragıp Duran cezaevine atıldığında Abdüllatif Şener Bey ziyaretine gitti. FP, takiyye yapmıyor. Cumhuriyetin tek başına yeterli olamayacağını, demokrasinin cumhuriyetle bütünleştirilmesini istiyor. Cumhuriyet bedense, demokrasi de ruhtur. Türkiye normalleşecekse bu FP eliyle olacaktır. FP, Cumhuriyeti yıkmaya, laikliği kökünden tahrip etmeye, dini devlete egemen kılmaya çalışan bir parti değil. Genel başkan, geliniz devleti nötr bir alan, hizmet alanı olarak ele alalım, ideolojik hegemonya aracı olmaktan çıkartıp, herkesin devleti haline dönüştürelim diyor.

       *Refah ile kıyaslandığında Cumhuriyet ve laiklik vurgusu Fazilet'te daha fazla...

       -Bu kavramları bir çatışma unsuru olmaktan kurtarmalıyız. Refah'sız bir Türkiye arzulayanlar şimdi de Fazilet'siz bir Türkiye arzuluyorlar. Bu adı konmamış bir cepheleşmedir. Ama FP, cepheleşmeden kaçınan bir parti. Laik cumhuriyetçilerle demokratik cumhuriyetçiler arasında bir kamplaşma yaşanmamalı. FP, önce demokrasi diyor. Önce demokrasi diyenler zaten laikliğin demokrasi içinde var olduğunu söylerler.

       *FP, DYP'ye endeksli bir politika izliyor gibi.

       FP'nin DYP'ye endeksli olduğunu söylemek doğru bir gözlem değil. Belki tam tersi doğru olabilir. DYP, FP'nin oy tabanına göz dikmiş olabilir. Genel başkan, bir konuşmasında Ecevit'le de, ÖDP ile de rahatlıkla uzlaşabileceğini söyledi.

       *"Derin devlet RP'nin küçülmesini istedi, RP - FP de bu küçülmeyi kabul etti, Recai Kutan'ın genel başkanlığı, partinin teşkilatlanmasının çok yavaş ilerlemesi bundan" deniliyor... "Fazilet'siz bir Türkiye arzusu"yla çatışmamak için, FP, bir küçülme operasyonu geçiriyor mu?

       -FP'nin küçülme gibi bir amacı yok. Bu iddiayı, daha çok genel başkanın seçimiyle ilgili olarak ileri sürüyorlar. "Parti büyütülmek istenseydi, Recai Kutan dışında birisi olurdu" diyorlar. Halbuki partiyi büyütecek olan, devlet tecrübesiyle, ılımlı, uzlaşmacı kişiliğiyle, diyaloga açık yapısıyla Sayın Kutan olacaktır. Kutan'ın seçimi FP'nin aslında daha da büyümek istediğinin göstergesi. Ayrıca FP'nin yeni söylemiyle çok uyumlu. Türkiye'nin ajitatör, tahrikçi, provokatör liderlere ihtiyacı yok.

       *İslamcı çevreler 28 Şubat'tan sonra askeri hasım görüyor gibi...

       -Bu iddia marjinal çevreler için geçerli olabilir. Bütün İslami cemaatlerin söylemi analiz edildiğinde görülecektir ki, buna FP de dahil edin, hiçbir zaman asker hasım olarak algılanmamıştır. Belki 28 Şubat sürecinden sonra bir güceniklik hali ortaya çıkmış olabilir. 28 Şubat sürecinde siyaseten yasaklı hale getirildiği halde Sayın Erbakan sorumlu davrandı, herkesi temkinli olmaya çağırdı. Asker siyaset gerginliğinin azalması ve önümüze amaç olarak koyduğumuz Batı çağdaşlaşma normlarına göre yeniden bir tanımlama gerekiyor.

       *28 Şubat süreci devam ediyor. Seçimlerden eğer birinci parti olarak çıkarsa, tekrar bir kapatma ya da hükümette yer vermeme durumuyla karşılaşacak olursa, FP'nin tutumu ne olur?

       -FP seçimden birinci parti olarak çıkacaktır. Ben, her şeyin Fazilet'in siyasi duruşuna bağlı olarak gelişeceğine inanıyorum. FP, bugüne kadar sürdürmüş olduğu uzlaşmacı, sorumlu tutumunu devam ettirirse, ki bana göre devam ettirecektir, Türkiye'yi normalleştirecek, tansiyonu düşürecektir. Farklı yaşam tarzlarını savunan bir parti olarak kendini kanıtlarsa, askerin buna müdahale edeceğini, tasfiye edilmesi gereken zararlı bir unsur gibi göreceğini sanmıyorum. Yeniden iktidar olması halinde, kendi kutsallarına dokunulmayacağı konusunda laik kesim bir güvenceye sahip olursa, FP'ye hasım bir parti olarak bakmayacaktır. FP'yi sadece İslamcıların partisi olarak algılamak yanlıştır. herkes FP'de yer alabilir. FP, vitrinini bu yeni anlayış içinde dizayn etti.

       *Nazlı Ilıcak, Prof. Oya Akgöneç gibi kişilerin alınmasını bu değişikliğin samimi bir işareti olarak mı görmeliyiz...

       -Söyleminiz demokrat ama vitrininiz tutucu, tek renkli, bu olamazdı. Demokrasi siyasi çoğulculuktur. Vitrinin de çoğulcu olması gerekiyordu. Daha da renkli değilse, hala FP'ye karşı bir çekingenlik olmasındandır.

       *Aleviler de yer alabilir mi bu vitrinde?

       -Aleviler de yer alabilir ama biz bir kimlik siyaseti yapmanın doğru olmadığını söylüyoruz. FP, kimlik üzerinden siyaset yapmanın da, kimlikleri yok sayan bir anlayışın da çatışmacı ve dışlayıcı olduğuna inanıyor. FP, laik, Kürt, Alevi, İslamcı kimlikler üzerinden siyaset yapmıyor. Bu toplumu oluşturan bütün çoğulcu öğelerin bünyesinde yer almasını istiyor.

       *Aydın Menderes bir yazısında, zor zamanda İslami kesim daha da demokrat olması gerekirken eski primitif reaksiyonlarına sarılıyor diyordu. Örneğin sol ve Alevi düşmanlığı gibi... 28 Şubat sürecinde yer alan bazı paşaların Alevi olduğu yönünde yaygın bir söylenti çıkarıldı İslami çevrelerde...

       -FP, yurttaş olan herkesi kendinden biliyor. Bir Alevi, Alevi kimliği ile FP'ye üye olabilir. FP, bir Aleviyi tanımlamaya kalkışmaz, o kendisini nasıl tanımlıyorsa, onu aynen öyle kabul eder. Demokrasi içinde kimlik talepleri zaten karşılanmalıdır. Genel başkan dünyada Soğuk Savaş bitti, ama Türkiye'de hala devam ediyor, bunun bitmesi lazım diyor. Siyasal İslamcılık ile siyasal laikçilik birbirini besleyen iki eğilim. Birisi din adına diğeri laiklik adına toplumu tek tip haline getirmek istiyor. İslamcılara gelince geçmişte iyi bir sınav veremedi, en azından İran'da veremedi.

       *Adil düzen gelir dağılımı eşitsizliğine hitap eden bir slogandı. FP'nin önümüzdeki dönemde sosyal eşitsizliği vurgulayacak bir sloganı var mı?

       -Adil düzen, gelir adaletsizliğini iyi tanımlayan bir slogandı. FP, adil düzen sloganına karşı çıkmıyor. Ama adil düzenin çağrıştırdığı başka argümanlar var. Bu gerginliklere bahane oluşturmamak için bu sloganın kullanılmaması yönünde bir tercih belirdi. Yeni bir slogan bulunacaktır.

       *FP, devri sabık yaratacak mı? Ne yapacak?

       -Devri sabık yaratmayı bırakın, genel başkan beyaz sayfa açacağız dedi. Geçmişte yapılanlar konusunda hesap sorma niyeti Türkiye'ye zarar verir. FP, önce demokratikleşme paketi ile işe başlayacak. Avrupa'yla bütünleşme, Amerika'yla diyalog halinde olacak. Evrensel hukuk normlarının iç hukuk normu haline gelmesine yardımcı olacak. Demokrasinin Fazilet'e ihtiyacı var. Fazilet'siz bir demokrasi eksik bir demokrasidir. Peşinden sürüklediği kitleyi sisteme entegre etme açısından da Fazilet'e ihtiyaç var.

       *Erbakan'ın konumu nedir FP'de?

       -Eski arkadaşlarının Sayın Erbakan'a sevgi ve saygı duymaları, ona karşı vefa hisleriyle dolu olmaları siyasetin malzemesi yapılmamalı. Vefasız bir tavır insani olmazdı. İnsanların gönlüne hükmetmek de yasak değil.

       *Erbakan bağımsız aday olabilir mi?

       -Yüksek Seçim Kurulu'nun ilgili maddesi esnek yorumlanırsa, Sayın Erbakan seçime bağımsız aday olarak girebilir, ayrıca demokrasi açısında da girmesi sağlanmalıdır. Laik kesimin Erbakan fobisini anlamak mümkün değil. Allah'a dua etsinler ki, bu hareketin başında o var. Ya Saddam, Kaddafi gibi biri olsaydı, Türkiye ne hallere düşerdi. Erbakan Cumhuriyetimiz için bir emniyet supabıdır.


       *RP, başörtüsüne daha çok sahip çıkıyordu... FP bu konuda farklı bir tavır içinde mi?

       -Başörtüsünün sorun olmaktan çıkması gerekiyor. Bunu savunurken bile, FP "başörtüsüne özgürlük" gibi bir slogan kullanmıyor. Başörtüsüne özgürlük bir çatışmanın versiyonu olarak algılanabileceği için FP sorumlu davranıyor. FP, kılık kıyafet özgürlüğünden yana.

       *Başörtülü kadınların RP'de aday gösterilmemesi tutumu FP'de değişecek mi?

       -FP kadın adayların olmasını benimsiyor. Genel idare kuruluna, danışma kurullarına, il teşkilatlarında yönetim kurullarına bayanlar alındı. Kadın adaylar parlamentoya girebilir.

       *Meclis Başkanı Hikmet Çetin açıklama yaptı. Parlamentoda başörtülü milletvekili olamaz diye...

       -“Başı açıklar girebilir, başı kapalılar giremez." Bu, Türkiye'nin bir ayıbı. Hikmet Çetin çok değerli bir isimdir ama böyle bir açıklama yapmasına hiç gerek yoktu. Türkiye zaten normalleşiyor. Bu normalleşmeye katkı yapmak lazım. Başörtülü bir bayanın parlamentoya girmesinden kıyamet kopmaz, TC yıkılmaz. Meclis içtüzüğünde yasaklayan bir madde yok. Yoruma açık esnek bir madde var. Neden daha açık bir zihniyet yerine, yasakçı bir zihniyetle yorumluyoruz bu konuyu. Her şeyden önce birbirimizin kutsalına saygılı davranmak zorundayız. Demokrasinin zenci, efendi ya da köle yurttaşları olmaz. Demokrasinin bütün yurttaşları beyazdır.

       *Parti teşkilatında başörtülülerin adaylığı konusunda ağırlıklı bir eğilim ortaya çıktı mı?

       -Tabii. Üst düzey yöneticilerinde de böyle bir eğilim var. Eğer başörtülü bir yurttaşımızın parlamentoya girmesi, din laiklik çatışmasının bir argümanı olarak kullanılacaksa, FP, bu gerginliği tırmandıran taraf olmayacaktır. Bunun ayıbı başkalarına düşer. Başörtülü yurttaşlarımızın böyle bir durumda hem kendi partilerini, hem de Türkiye'yi zora sokmamak için adaylıklarını çekme olgunluğunu göstereceklerini sanıyorum.

*Yerel seçimlerde başörtülü adaylar düşünülüyor mu?

       -Bu konuda yasalarda bir engel yoksa olabilir. FP, cinsiyet ayrımcılığı yapmıyor. Önemli olan liyakattir.

#Fazilet Partisi
#politika
#Mehmet Metiner