Enflasyon tarafında artık önümüzü daha net gördüğümüz bir döneme girdik. Bir yandan aylık enflasyonun ana eğilimindeki düşüş belirginleşirken diğer yandan da yıllık enflasyondaki düşüş daha hissedilir hale geldi. Bunlar ilave olarak finansal piyasaların, reel sektörün ve vatandaşların da 12 ay sonrası enflasyon beklentileri giderek daha düşük oranlarda oluşmaya devam ediyor. Ancak halen kat edilecek yol olduğu için bir süre daha enflasyon konusu gündemin ana maddelerinden birisi olmaya devam edecek. Durum böyle olunca enflasyona ilişkin her türlü veri yakından takip ediliyor ve kıyaslamalara konu oluyor. Bu durumun en net örneği ise TÜİK’in TÜFE’si ile İTO’nun İstanbul Ücretliler Geçinme Endeksi yani daha yaygın kullanımı ile İstanbul enflasyonu oluyor.
Yapılan akademik çalışmalar İstanbul enflasyonunun Türkiye geneli TÜFE’den genellikle yüksek olduğunu ve değişkenlik göstermekle beraber belirli bir zaman içinde Türkiye enflasyonunun İstanbul enflasyonunu yakınsadığını gösteriyor. Bu bakımdan İTO’nun ölçtüğü İstanbul enflasyonu öncü bir veri olarak oldukça kıymetli olarak değerlendiriliyor. Bu değerlendirmeye ben de katılıyorum. Öte yandan zaman zaman İTO ile TÜİK ölçümleri arasında çıkan fark ciddi tartışmalara konu oluyor. Bu tartışmaları da faydalı bulmakla beraber İTO’nun ölçüm yöntemini revize etmesi gerektiğini de ifade etmek istiyorum. Peki neden?
TÜİK 409 maddede 904 madde çeşidinin fiyatlarını takip ederken İTO 242 madde fiyatı derliyor. TÜİK bu madde sepetini her yıl uluslararası belli kurallar dahilinde derlerken İTO’nun madde sepeti 1995’ten beri neredeyse aynı. TÜİK bu maddelerin ağrılıklarını her yıl güncellerken İTO 1985’ten bu yana güncelleme yapmamış durumda. TÜİK’in baz yılı 2003 iken İTO’nun baz yılı 1995. TÜİK, Eurostat ve diğer ilgili uluslararası kuruluşlar tarafından önerilen kalite düzeltme yöntemlerini uygularken İTO gerek gördüğünde madde tanımlarını güncelliyor. En temel ayrım ise TÜİK 81 il merkezi ve 225 ilçeden fiyat toplarken İTO İstanbul içinde 15 bölgeyi takip ediyor. Dolayısıyla da dönem dönem iki ölçüm arasında ciddi farklılıklar ve dalgalanmalar karşımıza çıkıyor.
Her ne kadar son dönemde gıda gibi alanlarda TÜİK, İTO ve belli marketlerdeki fiyat hareketleri arasında ciddi bir uyum gözleniyor olsa da İTO’nun bu denli önemli olan ve artık öncü gösterge olarak kabul edilir hale gelmiş İstanbul Geçinme Endeksi’ni güncellemesi gerekiyor. İhtiyaç duyulan bu güncellemenin yapılması hem fiyat gelişmelerini takip etmek hem de tartışmaların kalitesinin artırmak açısından büyük önem arz ediyor. Zira pek çok finansal kurumun enflasyon tahminlerinin ve geleceğe dönük enflasyon beklentilerinin şekillenmesinde önemli rol oynayan bu verinin kalitesinin artması aynı zamanda bu beklentilerin de doğru yerde oluşması açısından çok kıymetli olacaktır.
Beklenti yönetiminin her zamankinden daha da önemli hale geldiği dezenflasyon sürecinde aylık enflasyona ilişkin yapılan anketlerdeki dalgalanmaları yakından analiz ettiğimizde İTO’nun bu değişikliği yapmasının son derece faydalı olacağını ifade edebiliriz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.