‘Elde var sokak’ mı?

04:005/09/2024, Perşembe
G: 5/09/2024, Perşembe
Ersin Çelik

Özgür Özel’in arayışları bitmiyor. Deniyor da deniyor. Neyi mi? Aslında ne aradığı da tam belli değil. Koltuğuna oturma ve doldurma biçimini diyelim. Oysa CHP genel başkanı oldu. Üstelik Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerine. Ancak oturmayan bir şeyler var sanki. Bunu da Özgür Özel’in hal ve hareketlerinden anlıyoruz. İlk zamanlar konuşma yaparken slogan atıyor, tribün gibi karşısındakilere tekrar ettiriyordu. Sosyal medyanın mizah malzemesi olmuştu. Ancak Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu’nun gölgesinde kalmasına


Özgür Özel’in arayışları bitmiyor. Deniyor da deniyor. Neyi mi? Aslında ne aradığı da tam belli değil. Koltuğuna oturma ve doldurma biçimini diyelim. Oysa CHP genel başkanı oldu. Üstelik Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerine. Ancak oturmayan bir şeyler var sanki. Bunu da Özgür Özel’in hal ve hareketlerinden anlıyoruz. İlk zamanlar konuşma yaparken slogan atıyor, tribün gibi karşısındakilere tekrar ettiriyordu. Sosyal medyanın mizah malzemesi olmuştu.

Ancak Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu’nun gölgesinde kalmasına rağmen ve AK Parti’nin kendi seçmenini küstürmesinin etkisiyle de olsa yerel seçimlerin birinci partisinin genel başkanı artık. CHP, çok uzun yıllar sonra ilk defa onun liderliğinde sandığı göğüsledi.

İşte bu öngörülemeyen başarı Özgür Özel’e bir türlü yazılmadı. O da farkında. CHP’nin şehirlerde aldığı oyların emanet olduğunu biliyor. Bu yüzden de geleni tutmak, üzerine koymak, CHP’yi merkeze çekmek için yeni bir söylem ve siyaset dili oluşturma arayışına girdi. Seçim kazanan genel başkan kucaklayıcılığı ile uzlaşmacı bir karaktere dönüştü. Karanfiller dağıttı. Açıkçası “acaba” dedirtti. Karşılık bulacak gibi oldu da. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli ile görüştü. “CHP’yi aslında kim yönetiyor?” sorusu, liderler turuyla yanıt bulacak gibiydi. Siyasetin yeni, heyecanlı ve olgun figürüne dönüşen Özgür Özel’e ağustos ayında bir şeyler oldu. Ekrem İmamoğlu’nun organize ettiği Paris seferinden eski, kavgacı Özgür Özel olarak döndü.

Bu arada uzlaşmacı günlerinde oluşan ve kendisini genel başkanlık koltuğuna oturtanları rahatsız eden “liderlik” iddiasından da geri adım attı. Çıktığı canlı yayında Cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağı sorusuna “Değilim, çok net. Kitabın ortasından cevap” yanıtını verdi. Bu bir taahhüttü aslında. Takvimlere göre soru gibi cevabı da erkendi. 2028 seçimlerine neredeyse 4 yıl var. Ancak Özgür Özel, zamanın ne göstereceğine de kapıları kapatarak “ben CHP Genel Başkanı olarak Cumhurbaşkanı adayını belirleyeceğim” dedi. Sonra da çıkıp hemen erken genel seçim istedi, Kasım 2025’i tarih verdi. Tuncay Özkan’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaretler ederek yaptığı seçim çağrısını kurumsallaştırdı.

Özel, CHP’nin kodlarındaki çatışma yoluna yeniden girerek Türkiye’nin bundan sonraki gündemini de tayin etti. İç çekişmeler, kutuplaşma siyaseti, muhalefetin erken seçim çağrıları ve türlü senaryolar…

Sokak röportajında AK Parti seçmenine hakaretler eden Dilruba Kayserilioğlu’nun, Özel tarafından onur konuğu yapılması işaret fişeği aslında. Kayserilioğlu’nun bile isteye, bakın “bu sözlerimin kesilmesini kesinlikle istemiyorum” diyerek Erdoğan’a oy veren herkese ettiği hakaretlerin görmezden gelinmesi, CHP ve muhalefet medyasının “özgürlük hikayesi” arayışında olduğunu da gösterdi. Peki ne amaçlıyorlar? Edilen hakaretlerin sahiplenildiği bir sokak röportajından “sokağı işaret etme” havası var. Son olarak bagajlarına teğmenlerin korsan yeminini de yüklediler. Hakaretler, küfürler ve kutuplaştıran, aşağılayan, intikam duygularıyla yapılan paylaşımların toplamı “elde var sokak” sonucuna çıkıyor.

CHP ve Özgür Özel, Türkiye’yi erken seçime götürmek için kaostan destek almayı deneyecekler. Analizleriyle ufuk açan Aydın Ünal ağabey de son yazısında, CHP’nin bile isteye sokağı kışkırttığına dikkat çekti. CHP’nin fıtratında sokak siyaseti var. Anarşizme yanlama geçmişleri ortada. Günümüzde, sokağı sosyal medyaya sosyal medyayı sokağa taşımak ise denenmiş ve sonuçları alınmış bir yöntem.

Amerikan finans ve medya kurumu Bloomberg’in geçtiğimiz günlerde yayınladığı analizde, Türkiye’yi “önümüzdeki 12 ay içerisinde şiddetli siyasi çalkantıların yaşanma olasılığı en yüksek ülkeler” sıralamasında zirveye oturtmasını bizler de bir yere oturtmalıyız. Bunun öylesine bir analiz olmadığını, üç yıldır Ukrayna ve dolaylı olarak NATO ile savaşta olan Rusya ve seçilmesine kesin gözüyle bakılan Devlet Başkanı Adayı Trump’ın silahla vurularak sindirildiği, mevcut Başkan Biden’in kamuoyu baskısıyla adaylıktan geri çektirildiği Amerika’yı bile daha az kargaşa beklerken, takviminde seçim olmayan, ekonomik göstergeleri iyiye işaret eden Türkiye’den nasıl bir siyasi kaos bekleniyor?

Bu sorunun yanıtını, Bloomberg’in yayınladığı analizi yapanlar ve yazanlar elbette biliyordur. Amerikanvari siyasi senaryoların bir şekilde sahnelendiğini ise birçok kez tecrübe ettik. Sosyal medyada yayınlanan hakaret dolu sokak röportajının CHP’nin resmi söylemine dönüştürülmesinin hemen üzerine, Ekrem İmamoğlu’nun devam eden mahkemesiyle ilgili yargıya parmak sallayıp, iktidarı sivil ayaklanmayla tehdit etmesi önümüzdeki o 12 ayın ilk fragmanı belki de. CHP kamuoyunun kaos söylemleri, Özgür Özel’in hızla kodlarına döndürülmesi ve de İmamoğlu’nun sazı eline aldığını ilan eden çıkışları, Bloomberg’de yayınlanan analiz görünümlü senaryo ile hem zamanlama hem de amacı doğrultusunda örtüşüyor. Bu kadarı da tesadüf olamaz herhalde?

Biz de ekrandayız

Madem uzun bir aradan sonra siyaset yazdım, Aydın Ünal ve İsmail Kılıçarslan ile tvnet’te yaptığımız ‘SİYASETEN’ programının yeni yayın dönemini de duyurayım. Açıkçası ben programın böylesine etki uyandıracağını tahmin etmiyordum. Sokaktaki yansımasını, ekranda olmadığımız yaz aylarında, “Ne zaman başlıyorsunuz?” sorularıyla bir kez daha gördüm. Hac ibadeti için bulunduğum Mekke ve Medine’de karşılaştığım izleyiciler, özellikle de Avrupa’da yaşayan Türkler bol bol selam yolladılar. Ne mutlu bize. Çarşambaları ekrana gelen SİYASETEN’in başlama saati erkene çekildi. Artık 20.45’te başlayacağız ve süremiz uzadı. Başlıklarımız da çeşitlendi. Aydın abi de İsmail abi de sözün ve yazının hakkını fazlasıyla veriyorlar. Yeni dönemde, izleyicilerden de gelen yoğun talebi dikkate alarak sıcak siyasetin dışına daha fazla çıkacağız. Zaten önümüzdeki dört yıl seçim yok. Gündemin kıyısında köşesinde kalmış, üzerlerine çok fazla düşülmeyen başlıkları ele alacağız. Dün akşam başlayan yeni yayın dönemimiz hayırlı olsun. Büyük meselelerin yanında güzel gelişmeleri de dillendirelim istiyoruz. Tabii en fazla da Gazze’nin zaferini müjdelemek, Filistin halkının feraha erdiğini ve soykırımcı İsrail’in yerle yeksan olduğunu konuşmak nasip olsun. Âmin!

#Siyaset
#CHP
#Ersin Çelik