Yeni Şafak Gazetesi Köşe Yazarı ve Cins Dergisi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Kılıçarslan, tvnet'te canlı yayınlanan Siyaseten programında Saadet Partisi'nin Türkiye'de İslamcılarla neden ortak hareket etmediğini anlattı. Necmettin Erbakan'ın amorf yapıda siyasi temsiliyet kazandırdığı bütün İslamcılık çeşitlerinin Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti etrafında kenetlendiğini belirten Kılıçarslan, "Bir yönelim hariç. İrancı yönelimin bugün adına Saadet Partisi denilen bir partisi var" ifadelerini kullandı.
Yeni Şafak yazarı Ersin Çelik'in moderatörüğünde, tvnet'te her çarşamba canlı yayınlanan Siyaseten programında, Yeni Şafak yazarı ve Cins Dergisi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Kılıçarslan ile Yeni Şafak yazarı ve Derin Tarih Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Taha Kılınç gündemi değerlendirdi.
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin Türkiye ziyaretini değerlendiren Kılıçarslan daha sonra İslamcılarla ortak hareket etmeyen Saadet Partisi'ndeki değişimin nedenine dikkat çekti.
'İran'ın ajandasıyla hareket eden tuhaf bir yapıya dönüştü'
Kılıçarslan, Necmettin Erbakan'ın amorf yapıda siyasi temsiliyet kazandırdığı bütün İslamcılık çeşitleri kendini aslında Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti'nin etrafında bir şekilde kenetlediğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Bugün baktığımızda bütün yerli İslamcı unsurların o yada bu oranda AK Parti'yi destekledikleri ve Recep Tayyip Erdoğan'da kendini temsil ettiğini görüyoruz. Bir yönelim hariç. İrancı yönelimin bugün adına Saadet Partisi denilen bir partisi var. Yani bugün Saadet Partili arkadaşların Kerbela toprağından yapılmış secde taşlarına secde etmelerini yakın görüyorum. Saadet Partisi'ni bütünüyle İran'ın ajandasıyla hareket eden tuhaf bir yapıya dönüştürdüler."
'Saadet Partisi tarla gibi karış karış sürüldü'
İsmail Kılıçarslan bu sürecin 2012'de başladığını ifade ederek şöyle devam ett:
"Ve Saadet Partisi'nin Türkiye'de İslamcılarla hareket etmiyor oluşunun yegane sebebi 2012'den itibaren İran tarafından Saadet Partisi'ni bir tarla kabul edersek, karış karış sürülmesi...
Saadet Partisi ve inananları bugün Türkiye merkezlilikten çok İran merkezli bir bakış açısı geliştiriyor."
'Rezalet bir görüntü verdiler'
Ersin Çelik, "Özellikle Suriye politikasında çok yaslanmış, iç içe geçmiş bir görüntü verdiler" sözlerine karşılık Kılıçarslan, "Rezalet bir görüntü verdiler" ifadelerini kullandı.
'Mustafa İslamoğlu eğdi başını ve tuhaf üslubuyla...'
Mustafa İslamoğlu ile başlayan tartışma süreçlerine de değinen Kılıçarslan gerilimi şöyle anlattı:
"Mustafa İslamoğlu'yla benim kavga etmeye başlama yılım 2014. Mustafa İslamoğlu o tarihte kafasındaki tuhaf şapkasıyla eğdi başını ve tuhaf üslubuyla "Ya Suriye meselesini de ümmetin bir başka ülkesi olan İran hallediversin olmaz mı" dedi, dedim 'Dur, burada sürülmüş tarla var. Bu tarla sürülmüş.'
Sünnileri katleden korkunç bir mekanizmaya döndürdü
İran'ın emperyalist yayılmacılığına çanak tutacak şekilde Saadet Partisi gibi unsurların devşirildiğinin altını çizen Kılıçarslan, "Niye böyle çünkü İran yüzde 12'lik Nusayri diktasını sadece kendi emperyalist amaçları yüzünden fiziki destek de vererek Sünnileri katleden korkunç bir mekanizmaya döndürdü. Ve bunun böyle olduğunu göre göre Mustafa İslamoğlu, Saadet Partisi ve Türkiye'deki bazı başka unsurlar İran'ın bütünüyle emperyalist yayılmacılığına çanak tutacak şekilde devşirildiler" diye konuştu.
'Kaç paraysa Türkiye versin'
İsmail Kılıçarslan son olarak sözlerine şunu ekledi:
"Şunu demek istiyorum kaç paraysa Türkiye'nin vermesi gerekir buralara. Bu arkadaşlarımızı ötekileştirmekten yana değilim. Parası neyse Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin vermesi gerekir. Onu da söyleyeyim."
#İsmail Kılıçarslan
#İran
#Saadet Partisi