Hakkında ayetler ve hadisler bulunan tevekkül, iyi yada kötü Müslümanın başına gelen her şeyde Allah’a tam teslim olması ve kaderine razı olması olarak da bilinir. Tevekkül kelimesiyle ilgili tüm merak ettikleriniz haberimizde.
Sözlükte “Allah’a güvenmek” anlamındaki vekl kökünden türeyen tevekkül “birinin işini üstüne alma, birine güvence verme; birine işini havale etme, ona güvenme” mânasına gelir. Bir kimsenin bir olay karşısında elinden geleni yaptıktan sonra Allah'a (C.C) kayıtsız, şartsız teslim olmasına ve kaderine razı gelmesine tevekkül adı verilir.
Tevekkül etmek Allah’a güvenmenin temelini oluşturur. Bir işin yapılması konusunda kişi elinden gelen bütün gayretleri gösterir ve bundan sonrasını da Allah’a bırakır. Şu da önemli bir gerçektir ki kişi, herhangi bir çaba göstermeden tevekkül etmeye çalışırsa bu işlemin gerçekleşmeme olasılığı mümkündür. Tevekkül etmede çaba oldukça önemli bir unsurdur.
“Allâhümme leke eslemtü ve bike âmentü ve ‘aleyke tevekkeltü ve ileyke enebtü ve bike hâsamtü ve ileyke hâkemtü, fağfir-lî mâ kaddemtü vemâ ahhartü vemâ esrartü vemâ a‘lentü, ente’l-mukaddimü ve ente’l-muahhir, lâ ilâhe illâ ente.
“Allahım! Sana teslim oldum, sana inandım, sana güvendim. Yüzümü, gönlümü sana çevirdim, senin yardımınla düşmanlara karşı mücâdele ettim. Kitabın ile hükmettim. Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım, gizlediğim, açığa vurduğum ve senin benden daha iyi bildiğin günahlarımı affeyle! Öne geçiren de sen, geride bırakan da sensin. Senden başka ilâh yoktur.” (Buhârî, Teheccüd 1, Daavât 10, Tevhîd 8, 24; 35)
> Muğîre b. Ebû Kurre es-Sedûsî’nin işittiğine göre, Enes b. Mâlik (radıyallahu anh) şöyle anlatıyor: “Bir adam, ‘Ey Allah’ın Resûlü! Devemi bağlayıp da mı Allah’a tevekkül edeyim, yoksa bağlamadan mı tevekkül edeyim?’ diye sordu.
> İmrân’ın (radıyallahu anh) naklettiğine göre, Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: