Fenerbahçe’nin renklerine kattığı milli futbolcu Umut Nayir, kulüp televizyonunda yayınlanan ‘Günün Röportajı’ programına konuk oldu. Sarı-lacivertli formayı giyeceği için mutlu ve gururlu olduğunu dile getiren tecrübeli oyuncu, "Fenerbahçe bizi bu formaya layık gördüyse bizim üstümüze düşen de sahaya çıktığımızda bütün herkesin memnun olacağı mücadeleyi ortaya koymak" dedi.
Yeni sezon hazırlıkları kapsamında Rusya kampını tamamlayarak İstanbul’a dönen Fenerbahçe’de yeni transfer Umut Nayir, kulüp televizyonunda açıklamalarda bulundu.
“Taraftarından camiadaki bütün bireylere hoş karşılaşma için herkese teşekkür ederim. Takım arkadaşlarım, hocam herkes çok sıcak karşıladı. Çok fazla yabancılık çekmedim çünkü milli takımda, başka takımlarda beraber oynadığım çok fazla arkadaşım var. Onun dışında karşılıklı oynayıp rakip olduğumuz ama iletişim kurduğum arkadaşlarım var. Dünya yıldızları, bütün dünyanın tanıdığı oyuncular var. O yüzden adaptasyon zor olmadı. Çok sıcak karşılandım. Sizin de belirttiğiniz gibi eşimden dolayı ailevi anlamda da bir sıcaklığımız vardı. Bugüne nasip oldu. Mutluyum, çok gururluyum. Büyük bir camia, büyük bir baskı, büyük bir sorumluluk ama bunu yanında bir keyif var, enerji var. Bütün insanlar ayrı bir sevgi göstermeye başlıyor, herkesin gözünde olmaya başlıyorsunuz. Özlemişim bu hissi, o yüzden de keyifliyim”
“Fenerbahçe ile ilgili süreç ilk olarak sezon içerisinde oldu. Eyüpspor Başkanı beni aramıştı ve durumdan bahsetmişti ve o zamanki hoca da Jesus’tu. Jesus’un beni istediğini ve sezon sonu için böyle bir planları olduğundan söz etmişti. Tabii o dönem sezon devam ediyordu, transfer durumu da olmadığı için olay çok büyümedi. Sezon bittikten sonra olay resmi boyuta vardığında ve ciddileştiğinde eşime bahsettiğimde gözleri büyüdü. ‘Umut’um Fenerbahçe’ dedi. Sonrasında marş söyledi ama şu an tam hatırlayamıyorum. Pek çok transfer sürecini birlikte geçirdik ama ilk defa bu kadar mutlu ve heyecanlı olduğunu gördüm. Onun gözündeki ışıltı da ayrı bir keyif verdi bana. Sonunda onun da belki en çok istediği, benim de gönlümde en çok yatan yer oldu. O yüzden mutluyuz”
“Hocam gelir gelmez beni direkt aradı ve düşüncelerini paylaştı. Benim de kendime göre çekincelerim vardı, kafamda planlar var. Çünkü milli takıma yükselmişken, belli bir ivme yakalamışken ve burada rotasyonda çok kaliteli isimlerle olacağım için belki de yeterli süre alamayacağım, belki de bazen yeterli performansı gösteremeyeceğim. Hocamızın gelmesi, konuşması beni rahatlattı ve çekincelerimi giderdi. Büyük bir camia, büyük de bir baskı var ama buraya katkı verebildiğiniz zaman bunun keyfi de oluyor çünkü mutlu olan insan katsayısı çok daha fazla. İsmail hoca içi dışı bir olan bir insan. Tabii biraz da disiplinlidir. Yeri geldiğinde serttir, kızar ama olması gereken de bu. Burada ayrı ayrı sorumluluklarımız var ve bu sorumlulukların altından kalkabilmemiz için de hocamızın bize verdiği direktifleri doğru uygulayabilmemiz lazım. O yüzden de bu işin doğasında kızma, bazen de gerginlikler olacak ama takımın başarısı için olduğunun farkında olursak problem yaşayacağımızı düşünmüyorum. Ben, atmosferi de pozitif buldum. Burada tabii ki birikmiş bir baskı var. Baskı neden var? Fenerbahçe gibi büyük bir camiada her sene şampiyonluk parolası olduğu için belli seneler geçip, şampiyonluk olmayınca ki Başkanımız da geçtiğimiz günlerde ifade etti, toplanan toplam puan ortalamasında belki de son 3-5 senede en başarılı takım ama sonuca baktığımızda elimizde bir şey olmayınca insanlar biraz daha sabırsız olabiliyor. Hocamızın camiayı tanıması da bizim için bir artı. Doğru bir rotada gidersek, bence bizim için pozitif olacak”
“Altay zaten Ankaragücü dönemimizde de oda arkadaşımdı. Kardeşim gibi, en genç dönemde gelişim evrelerimize kadar hep beraberdik. Ben Beşiktaş’tayken o Fenerbahçe’ye geldiği zaman birbirimizin komşusu da olduk. Pandemi dönemini yani o zorlu dönemi beraber atlattık. Altay ile çok fazla güzel anımız var. Tabii burada birçok arkadaşım var ama Altay ile ilişkimiz buradaki takımdaşlıktan daha farklı, çok daha farklı bir ilişkimiz var. Ama takım çok yabancılık çekmedim. Çünkü pek çok arkadaşımla gerek milli takımlarda gerekse de kulüp takımlarında oynadığım için zorluk çekmedim”
“Bütün ekip farkında ancak futbolcular olarak farkında olmamız gereken durum, Fenerbahçe taraftarının kendi kimliğine yakışan bir oyun istemesi. İsmail hocamız bu camianın içinden yetişmiş, bu kimliğin ne olduğunu, nasıl oynamamız gerektiğini biliyor. Önceki dönemlerinde de insanların keyif aldığı, tribünlerin coşkuyla desteklediği dönemlerinde bu oyunu sahaya yansıtmış. Şu anda takımda yeni oyuncular var. Ben oyun planına aşina olsam da sonuçta burada ayrı bir atmosfer var ve yeniden adapte olmamız gerekiyor. Yeni gelen diğer arkadaşlarımızla, eskiden beraber çalıştığı ekip arkadaşlarımızla yani hepsinin ortak planda taraftarın, camianın istediği oyun anlayışını sahaya yansıtabilmemiz önemli. Daha önceki röportajımda da bahsetmiştim, Saracoğlu’na gelip de insanların 1-0, 2-0 geride başladığı ve ayaklarının titrediği bir atmosfere yeniden kavuşmamız için bizim doğru oyun anlayışını sergilememiz lazım. Bunu sergilersek Fenerbahçe taraftarı her dönemde takımının destekçisi olmuştur”
“Şu an sezon başlamadığı, fazla aksiyon olmadığı için gözlemlemek, deneyimlemek kolay değil ama Türkiye’nin en büyük camiaları ve o camiaların getirdiği sorumluluk hissi, gurur hissi çok ayrı. İmzayı atar atmaz çok fazla insan beni tebrik etmek için aradı. O bile olayın ne kadar büyük olduğunun göstergesi. Böyle büyük bir sorumluluğun altından kalkabilmek için de bunun farkında olabilmek lazım. Şükredip çalışmak lazım. Bu noktaya geldiysek, Fenerbahçe bizi bu formaya layık gördüyse bizim üstümüze düşen de sahaya çıktığımızda bütün herkesin memnun olacağı mücadeleyi ortaya koymak. Futbol camiasında herkes bilir zaman zaman pas hataları oluyor, yorgunluktan istenilen olmuyor ama insanlar o mücadeleyi gördüğü zaman ben çok olumsuz düşünecekleri sanmıyorum. Ben de burada güzel karşılandım. Umuyorum sahada da o güzel karşılanmanın karşılığını veririm”
“Önemli olan birlik olabilmemiz. Baskının altından kalkabilmek için de taraftarların da bize güç vermesini umuyorum. Biz, doğru oyun anlayışını yansıtırsak ki onlar bize güç verecektir ama düştüğümüz zaman da onlar bizi kaldıracak. O yüzden hep birlikte kenetlenirsek çünkü tek bir dinamik yok; taraftar, hoca, oyuncular, bütün camia. Bunların hepsi ayrı dinamik ve hepsi bir yerde kanalize olursa ancak doğru rotaya girebiliyoruz. Umuyorum ki bu sezon başından sonuna kadar bizim için öyle olur” diyerek sözlerini noktaladı.