Kickboksta dünyanın önemli organizasyonlarından The Glory Dünya Serisi'nin 6. ayağında Romanyalı Daniel Ghita'ya havlu attırarak, "Ringlerin Devi" Semmy Schilt ile dünya şampiyonluğu unvan maçına çıkmaya hak kazanan Gökhan Saki, Hollandalı rakibinin 2.12'lik boyundan çekinmiyor.
Saki, dünyanın bir numarası Schilt ile daha önce geçen yıl Glory Dünya Finali'nde karşılaştığını ve müsabakayı puan farkıyla kaybettiğini hatırlattı.
Saki, Hollandalı rakibini çok iyi gözlemlediğini belirterek, "1.83 boyumla ve 100 kilomla, 2 metrelik Ghita'ya havlu attırdığım gibi, Schilt'i de yenip dünya şampiyonu olacağım" dedi.
"İsyancı" takma adıyla tanınan Saki, unvan maçına çıkmak için mücadele ettiği Ghita'ya daha önce kaybettiğini, ancak gözlemleri neticesinde İstanbul'da rövanşı aldığını söyleyerek, Schilt'e meydan okudu.
"Ghita'yı ilk karşılaşmamda çok iyi gözlemlemiştim. Ghita, 2 metrelik boyunun avantajlarını kullanırken, açıklarını saptadım. İstanbul'daki rövanş maçını kazanmak benim için önemli bir hedefti. Doğru gözlemlerim ve kazanma hırsım galibiyeti getirdi. Aynı sonuç, Schilt için de geçerli olacak. Doğru gözlemlerim sonucunda 1.83 boyumla ve 100 kilomla, 2 metrelik Ghita'ya ikinci maçımda havlu attırdığım gibi, Schilt'i de yenip dünya şampiyonu olacağım."
Gelmiş geçmiş en iyi kickbokscu olarak tanımladığı Taylandlı Ramon Dekkers'i idol aldığına değinen Saki, "Dekkers'i her zaman kendime örnek aldım. Disiplinli bir şekilde ve dikkatle çalışıyorum. Şu an dünyanın iki numarasıyım. En kısa zamanda bir numara olacağım. Bu hedefe ulaşmak için de gereken çalışmayı azimle yapmayı sürdüreceğim" diye konuştu.
Saki, kickboks dünya şampiyonluğu unvan maçının İstanbul'da yapılmasını istediğini vurgulayarak, "Şampiyonluk kemerini vatanımda belime takmak istiyorum. Bu, çocukluktan bu yana en büyük hayalim. Hollanda'da doğdum ama ailem Anadolulu... Bu duyguyla Hollanda'da yaptığım maçlarda da daima Türk bayrağıyla ringe çıktım" ifadelerini kullandı.
Kickboksa nasıl başladığını da anlatan Saki, şöyle konuştu:
"Çocuktum, bir gün Hollanda'da sokakta futbol oynarken efsane sporcu Mustafa Dede'yi şampiyonluk kemeriyle yoldan geçerken gördüm. Kendisine 'Ağabey, o kemeri nereden aldın?' diye sordum. Kendisi de gülerek 'Oğlum ben bu kemeri almadım, bileğimin hakkıyla kazandım' dedi. O an bu sporu yapmaya karar verdim ve kickboksa başladım. Başlarda maçlara ailemden gizli gidiyordum. Çünkü babam futbolcu olmamı istiyordu. Bir gün babamı kickboks maçıma götürdüm ve müsabakayı kazandım. Babam, o günden itibaren en büyük destekçim oldu."
