AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Binali Yıldırım, partisinin İstanbul İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, İstanbul'daki seçimlere ilişkin, "Oylarımız sandıkta iç edildi" dedi. AK Parti İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ile AK Parti İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak'ın eşlik ettiği Yıldırım, özetle şunları söyledi: CHP adayı rakam vererek kazandığını ilan etti. 29 bin oy farkı ile. Biz de aynı gece eldeki bilgilere göre kazandığımızı söyledik. YSK Başkanı Sadi Bey bir açıklama yaptı, 27 bin 880 oyla İmamoğlu'nun önde olduğunu ifade etti. İlk bilgilerle beraber seçim esnasında seçim tamamlandıktan sonra ortaya çıkan anormallikler, şaibe ve yolsuzluklar gündeme geldi.
Yargısal süreç şu an itibarıyla devam ediyor. Bu itiraz süreci, seçim kültürümüzde her seçimde olmuştur. Hatta ilk itiraz seçimlere 1946'da olmuş. 1946 seçimleri yarı serbest seçimlerdir. İtirazı da CHP yapmıştır. Dolayısıyla itiraz kültürü CHP'ye yabancı değildir. Bugün bu itiraza tahammülsüzlük esasında anlaşılabilir değildir. Biz hukukun peşindeyiz, vatandaşlarımızın verdiği oyun sandıkta iç edilmesinin önüne geçmeye çalışıyoruz.
Bunu da kısmen başardık. Başlangıçta 29 bin-27 bin açıklanan rakamlar bugün 12 bin 200 seviyesine gerilemiştir. Bu şunu gösteriyor. Oylar sandıkta iç edilmiştir. Bu kadar açık. Bizim oylarımız karşı adaya yazılmıştır. Bunlar tespit edebildiklerimiz. Bugüne kadar oyların sadece yüzde 10'u sayılabilmiştir. Biz eminiz ki bu oyların tamamı sayılabilmiş olsaydı eğer rakip aday CHP rıza gösterseydi, mutlaka bu seçimin sonucu böyle olmayacaktı. Bu fark kapanacak ve tersine dönecekti. Bunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Herkese düşen, sonucu sükunetle beklemektir. Dış ülkelere mesajlar gönderilip Türkiye'ye baskı yapmasını sağlamaya çalışmak milletin canını sıkıyor. Sayın İmamoğlu'na, bu gibi tecrübesiz davranışlara son vermesini, sükunetle YSK'nin vereceği kararı beklemesini bir kez daha tavsiye ediyorum. Seçimde yapılan usulsüzlükler, yanlışlıklar, şaibeler, oy hırsızlıklarıyla sınırlı değil.
Ortada bir tahammülsüzlük olduğunu vurgulayan Yıldırım, “’Seçimi kazandık, verin mazbatayı.’ Kardeşim seçimi kazandığının kararını sen mi vereceksin? Bugüne kadar bu ülkede, onlarca seçim yapıldı. Seçimin kazanıldığı kararını veren yer YSK’dır. Hukuk devletinde baskılarla, hakimleri, karar vericileri etkilemek mümkün değildir” dedi.
Verilen oyların yerine gitmesinden mesul olduklarını ifade eden Yıldırım, “Geçersiz oyları sayıyoruz. 5 bin 500 bana çıkıyor, 500 ona çıkıyor. Aşağı yukarı eşit oy almışız. Bir ondan bir benden gitmesi, bir bana bir ona gelmesi lazım. Bu bile başlı başına ciddi şüpheler, organize bir kötülüğün olduğunu ortaya koyuyor. Bu seçimde organize bir kötülük yaşanmıştır. Mutlaka açığa çıkarılması lazım. İşin özeti bu. Seçimden sonra bizi yüzlerce insan aradı. Bunu ilk defa paylaşıyorum. Sandıklarda 3 pusula yerine 2 pusula verildiğini söylüyorlar. Bu da işin organize edildiğini ortaya koyan somut bir şüphedir” dedi.
Yıldırım, "Keşke Sayın İmamoğlu tribün, tribün dolaşacağına, meydan meydan dolaşacağına, adının altına belediye başkanı yazacağına, sakin, oturup benim gibi sonuçları bekleseydi. Sayımlarda o kadar yanlışların, hilelerin, eksikliklerin, özensizliklerin olduğunu gördük ki insan hakikaten hayrete düşüyor. Bunun adına ne demek lazım. Bu seçim başlı başına murdar olmuş bir seçimdir. Murdar etin de kavurması olmaz" dedi. İşin sonucunun beklenmesi gerektiğini aktaran Yıldırım, "İstanbullunun verdiği oyun kaybolmaması, iç edilmemesi için mücadele veriyoruz. Bunun dışında başka bir amacımız yok. Sonuç ne olursa olsun" diye konuştu.