Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhur İttifakı’nın 24 Haziran seçim manifestosunu İstanbul’da açıkladı.
AK Parti İstanbul 6. Olağan İl Kongresi için Sinan Erdem Spor Salonu’nu dolduran 20 bin kişi ile birlikte, töreni salonun dışında takip eden 70 bini aşkın partili, manifesto törenini adeta şölene dönüştürdü. Kongre için İstanbul’un ilçelerinden partililer, üç ayrı arama noktasından geçerek salona geldi.
Katılımcılara parti örgütleri tarafından iki ayrı bilet dağıtıldı. Biletlerden biri salon dışındaki alana, diğeri de salonun içine giriş yapılmasını sağladı. Partililer, ilçelere göre kendilerine ayrılan bölümlere otururken, çok sayıda vatandaş da salonun dışında toplandı.
Sinan Erdem Spor Salonu’na önce AK Parti Genel Başkanvekili ve Başbakan Binali Yıldırım geldi. Yıldırım, salonun dışındaki katılımcılara hitabının ardından salona girerek partilileri selamladı ve bir konuşma yaptı. Yıldırım’ın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, salon dışında bekleyen vatandaşlara seslendi. Yağmurdan etkilenmemeleri için naylon yağmurlukların dağıtıldığı vatandaşlar, Türk bayraklarıyla Erdoğan’a sevgi gösterisinde bulundu. Erdoğan’ın salona girişinden önce hayatını anlatan bir video gösterildi. Erdoğan, dışarıdaki konuşmasının ardından salona Esat Kabaklı’nın ‘Bil oğlum’ türküsü ile girdi. Eşi Emine Erdoğan’la birlikte partilileri selamlayan Cumhurbaşkanına ilgi büyüktü.
AK Parti’nin 24 Haziran seçimlerinde kullanacağı slogan “İrade, erdem, cesaret... Türkiye şahlanıyor” olarak açıklandı. Erdoğan’ın konuşması boyunca bu slogan arkasındaki ekrana yansıtıldı. 1 saat 13 dakika süren konuşmasında Erdoğan, “Her darbede hapse düşen, zulüm gören, acı çeken biz olduk. Varlığımıza, birliğimize, dirliğimize, refahımıza, huzurumuza kastettiler. Yılmadık, yıkılmadık. Mücadeleden bir adım geri durmadık. Erdem, irade ve cesaretle Türkiye’yi şahlandırdık” dedi. Cumhurbaşkanı, 15 Temmuz darbe girişimini hatırlattı; “Bu ülkenin gördüğü en büyük ihaneti, yakın tarihin kaydettiği en cesur, en kahraman direnişle, milletimizle birlikte başarısızlığa uğrattık. Biz, 15 Temmuz gecesi çıplak elleriyle tankları durduranlarız. Sizleri kutluyorum, sizleri tebrik ediyorum, siz o gece ölümü öldürdünüz” ifadelerini kullandı.
AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın Menderes, Özal, Erbakan, Türkeş, Yazıcıoğlu’nun emaneti olduğunu dile getiren Erdoğan, “AK Parti’nin hamurunu milletimiz yoğurdu, siz yoğurdunuz, rotasını milletimiz çizdi. AK Parti’nin hikayesi Türkiye’nin hikayesidir” dedi. Erdoğan ayrıca, artık bu bölgede Türkiye’ye kirli oyunlar kurmanın, sınırlar tanzim etmenin, oldubittiler yapmanın mümkün olamayacağını vurguladı; terör örgütlerine karşı sınırötesi operasyonların devam edeceği mesajı verdi. AK Parti olarak Türkiye’ye 16 yıl boyunca yapılan hizmetlerden bahseden Erdoğan, 24 Haziran’ı milat diye niteledi; Türkiye’nin küresel güç olma vaktinin geldiğini söyledi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne fiilen geçecek Türkiye’nin hedeflerine ilişkin tarihi mesajlar veren Erdoğan’ın sözleri, 24 Haziran sonrası dönemin en açık kodları niteliğindeydi.
“Milli olmak, faize giden parayı millete aktarmak demektir. Yerli olmak, Türkiye’yi 5 cente muhtaç halde IMF kapısında bekletmemek, savunma sanayisinde dışa bağımlı olmamak demektir. Devlet millet kaynaşması gelişti. Devlet milletin emrine girdi. Bürokratik oligarşinin hakimiyetine son verdik. Geride bıraktığımız 16 yıllık diriliş döneminde büyük direnç ile karşılaşsak da hayal edilmesi imkansız olanı hep birlikte başardık. 24 Haziran seçimleri Türkiye için bir milat olacak. Şahlanış ve yeniden yükseliş idealimiz tüm unsurlarıyla hayata geçecek. Ahdim olsun ki, yeni dönemde Türkiye muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkacak. 15 Temmuz’da olduğu gibi bağımsızlığımızı canımız pahasına hep koruyacağız. Bin yıllık yolculuğumuz binlerce yıl akıp gidecek. Tüm hedeflerimiz gerçekleşecek.”
“Bu can bu bedende olduğu müddetçe terör örgütlerine dünyayı dar etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Ülkemizi içeride çökertemeyince sınırlarımızı terör koridoruyla kuşatmaya kalktılar. Kiralık katillerin başını inlerinde ezdik. Terör koridorunu paramparça ettik. Sadece ülkemizin güvenliği değil, komşularımızın, dostlarımızın huzuru selameti bizim meselemizdir. Ülkemizi hedef alan tüm planları nasıl bozduysak, bundan sonra da aynı kararlılıkla bozacağız. Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te, Bestler Dereler’de biz vardık. Gerektiğinde Kandil’de biz vardık. İnlerine girdik ve bu teröristleri etkisiz hale getirdik. Türkiye, yeni dönemde sınırlarını terör örgütlerinden temizlemek için Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı gibi harekâtlarına yenilerini ekleyecektir. Ayn el-Arab’dan Haseke’ye, oradan Sincar ve Kandil’e kadar tek bir terörist bırakmayana kadar operasyonlarımız devam edecektir. Afrin’de destan yazan kahramanlarımız yeni görevlere de hazırdır, bunu da gördük.”
“Cumhur İttifakı; erdem, irade ve cesaretle Türkiye’nin şahlanışının adıdır. Çanakkale Zaferi, birliğimizin senedidir. Milli Mücadele, birliğimizin teminatıdır. Cumhuriyet, birliğimizin zeminidir. Demokrasi, birliğimizin sigortasıdır. 15 Temmuz Direnişi ve Yenikapı ruhu, birliğimizin mührüdür. Hedeflerimize ancak bu ruhla yürüyebiliriz. Milletimize, bayrağımıza, vatanımıza, devletimize kast edenlere buradan bir kez daha haykırıyoruz: Başaramayacaksınız. Milletimizin birliğini, dirliğini asla bozamayacaksınız. Bayrağımız göklerde hep dalgalanacak. Vatanımız ilelebet bu millete yurt olacak. Devletimiz hep payidar kalacak. Ezanlarımız hep bu kubbede yankılanacak. Hep dimdik duracağız. Bu ülkeye diz çöktüremeyecekler. Bu halka boyunduruk vuramayacaklar. Bin yıldır yürüdüğümüz bu yoldan bizi geri döndüremeyecekler. Bizi hedeflerimizden vazgeçiremeyecekler.”
“Kuruluş ve diriliş döneminin kaçınılmaz çalkantıları içerisinde huzurundan özellikle olan, kendisini ötelenmiş hisseden, hakkını alamadığını düşünen herkese, devletimizin şefkat, merhamet ve adaletli kolları sonuna kadar açıktır. Milletimizin huzuruna, birliğine, dirliğine düşmanlık etmeyenler, bizimle aynı rüyayı görmeseler, aynı ideali paylaşmasalar bile, aynı derecede değerlidir. Bu zamana kadar yanımızda olmayan ya da karşımızda bulunanlara da diyorum ki milletimiz bir bütündür. Her bir vatandaşımızın iradesi değerlidir. Birimiz özgür olmadıkça, diğerlerimiz de özgür olamaz. Onun için helalleşme, balkon konuşması, empati, beyaz sayfa açmak, kapıyı herkese açık bırakmak gibi kavramları Türk siyasetinde biz işler hale getirdik. Onun için adaleti de kalkınmayı da vatandaşlarımızın tamamı için istiyor, hayata geçiriyoruz. Önümüzdeki dönemde, bu temel ilkeye çok daha sıkı sarılacağız. Tek bir vatandaşımızın dahi adalet dairesinin dışında kalmaması için her türlü çabayı göstereceğiz.”
“16 yıl boyunca hep birlikte Türkiye’yi büyüttük. Birlikte tarih yazdık. Daha yapılacak çok iş, atılacak çok adım var. Yeni bir yolun başlangıcındayız. Mamur kılınacak şehirlerimiz, işlenecek bereketli topra klarımız, yetiştirilecek yavrularımız var. Yapılacak yeni yollar, açılacak hastaneler, kurulacak fabrikalar, daha güçlü hale getirilecek eğitim-öğretim kurumları, kol kanat gerilecek mazlum vatandaşlarımız var. Tarlasında hasadını kaldırıp bereketini görmek için gün sayan çiftçilere verilecek daha çok müjdemiz var. Her türlü ayrımcılıkla mücadele ederek önlerini açtığımız, çalışma hayatında görev bekleyen kadınlarımız var. Eşit bireyler olarak hayatın her alanında engelleri kaldırdığımız, yeni imkan ve fırsatlarla buluşturacağımız engellilerimiz var. Ülkemizin üretim yükünü üstlenen sanayicimize, girişimcimize, iş dünyamıza, ihracatçımıza verecek daha çok desteğimiz var. Günün ilk ışıklarıyla evinden çıkıp, alın teriyle rızkını kazanan işçi kardeşlerimizin hayatını kolaylaştırmak için atılacak daha çok adımımız var. Geleceğe umutla bakan, büyük Türkiye’yi birlikte inşa edeceğimiz gençlerimiz, onların kuracakları yuvalar, dünyaya getirecekleri nesiller var.”
“Milletimle ahitleşiyorum: Ahdim olsun ki; yeni dönemde Türkiye muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkacak. İhracattaki yükselişimiz hızlanarak devam edecek. Enerjide dışa bağımlılığımız büyük oranda azalacak. Yüksek teknolojili ürünlerde yerlilik oranı artacak. Yerli otomobil ve savunma sanayi alanındaki projelerimiz süratle hayata geçecek. Şehirlerimiz kültür sanat üreten kimlikli şehirler haline gelecek. Bölge ve sektör bazlı teşviklerle istihdam artışı sağlayacak yeni fabrikaların önü açılacak. Ahdim olsun ki faizler, enflasyon ve cari açık düşecek. Türk ekonomisi dış şoklara ve finansal saldırılara daha dirençli hale gelecek. Türkiye’nin yatırım cazibesi daha da yükselecek. Kanal İstanbul ve 1915 Çanakkale Köprüsü gibi büyük projeler mutlaka hayata geçecek. İstanbul’daki yeni havalimanımız bu yıl 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızda hizmete girecek. Yerli otomobil ve savunma sanayii alanındaki projelerimiz süratle hayata geçecek. Küresel bir güç olmak için kendi silahlarımızı üretmeye devam edeceğiz. Altay tankımız gibi, Atak helikopterimiz gibi, İHA’larımız, SİHA’larımız gibi savunma sanayii değerlerimizi artıracağız. Hedefimiz karada, havada, denizde, her alanda yüzde yüz yerli savunma sistemlerine Türkiye olarak sahip olmak.”
“Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle yönetimde söz sahibi olmanın yegane yolu, seçimlerle milletin iradesinden geçecek. Vesayet düzeni de bürokratik oligarşi de tamamen son bulacak. Demokratik siyasetin kurumsallaştığı bu yeni sistemde, istikrar kalıcı hale gelecek. Hızlı karar, gecikmeyen icraat ve etkili yönetimle, ekonomik büyüme ivme kazanacak. Refah ve kalkınma hız kazanacak. Türkiye 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine daha emin adımlarla yürüyecek. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle milli gelir artacağı ve tabana daha fazla yayılacağı için, gelir grupları arasındaki makas hızla kapanacak. Herkesin mal güvenliği ve ticaret yapma özgürlüğü, daha güçlü bir şekilde hukuk devletinin güvencesi altında olacak. Milletin tercihi ile kabul edilen yeni yönetim sistemimiz, yasamayı daha itibarlı, yürütmeyi daha güçlü ve yargıyı daha bağımsız hale getirecek.”
“Son zamanlarda muhataplarımızda aynı kararlılığı ve isteği görmesek de Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefinden asla vazgeçmedik. Bununla birlikte Batılı muhataplarımız bize karşı çifte standart uyguladıklarında, bekamıza tehdit oluşturan terör örgütlerini desteklediklerinde, bunu yüzlerine açıkça ifade etmekten de çekinmedik. Kendi politikalarımızı kararlılıkla uyguladık. Neticede siyasi engellemelere, çifte standartlara ve ayrımcılığa karşı Türkiye’nin menfaatlerinden taviz vermedik. Dün olduğu gibi bugün de demokrasiden, özgürlükten, hakların serbestçe kullanılmasından yanayız, yarın da öyle olacağız. Ancak biz aynı zamanda güçlü olmaktan, bağımsız olmaktan da yanayız. Bunları birbirinin alternatifi değil tamamlayıcısı olarak görüyoruz. Biz, milletin egemen olduğu tam bağımsız, tam demokratik ve müreffeh Türkiye istiyoruz.”
“El birliğiyle Türkiye ekonomisini büyütecek ve dünyaya markalar sunacak küresel bir güç haline getireceğiz. Tıpkı Kasım 2002’de, Temmuz 2007’de, Haziran 2011’de, Ağustos 2014’te, Kasım 2015’te, 16 Nisan 2017’de olduğu gibi 24 Haziran’da da biz bu şahlanışa talibiz. İçinde bulunduğumuz dünyada Türkiye, bölgesinin en önemli gücü haline geliyor. Yeni dönemde Türkiye küresel bir güç, öncü bir ülke olacak. Türkiye hem büyük tehditler hem de büyük fırsatlar barındıran yeni uluslararası ortamın güçlü bir aktörü olacak. Yeter ki siyasi istikrarımızı koruyalım, yeter ki güçlü bir siyasal liderlikle yolumuza devam edelim. Dış politikamızın temel ilkeleri ‘bağımsızlık’,’milli çıkar’, ‘milli güvenlik’ ve ‘vicdani duruş’ olmaya devam edecek. Kimsenin efendiliğini kabul etmediğimiz gibi kimseye de efendilik taslamayacağız.”