31 Mart seçimleri, yerel seçimlerden çok öte anlamlar içeriyor. ‘Beka seçimi’ olarak ifade edilen 31 Mart, 24 Haziran genel seçimlerinin ardından Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ilk yerel seçimi olacak.
Bu yerel seçimlerde alınacak neticeler sistemi daha güçlü hale getirecek. PKK-FETÖ gibi terör örgütlerinin umut bağladığı bu seçimlerde cumhur, sandıkta ülke yönetimine yönelik dış müdahalelere ve coğrafyamızdaki kuşatma çabalarına karşı da güçlü bir yanıt verecek.
FETÖ-PKK ve diğer terör örgütleri umutlarını 31 Mart’a bağlamış durumda. Bunun yanında 15 Temmuz’daki hain darbe girişimi ile Türkiye’ye diz çöktüremeyenler bu sefer ekonomi silahına sarıldı.
ABD merkezli finansal tetikçiler, uluslararası fon yöneticilerine ‘Türkiye’ye ekonomik yaptırım’ algısını yayarak Türkiye’ye faiz baskısı yaptı.
Seçimlerin ardından doların yükseleceği algısı yayarak vatandaşın gözünü korkutmaya çalışan bu çevreler, halkın Cumhur İttifakı’na desteğinden vazgeçmesi için uğraş veriyor.
Güvenlik güçlerinin başarılı operasyonlarıyla eylem yapamaz hale gelen PKK terör örgütünün belediyeleri yeniden ele geçirme çabası da yerel seçimlerin
Türkiye’nin beka mücadelesindeki önemini ortaya koyuyor.
Kısa bir süre önce belediyelerdeki PKK hakimiyeti, hendek terörünün loistiği ve kaynağı haline gelmişti. Belediye araçları halka hizmet götürmek yerine PKK terör örgütüne hendek kazmış, yol açmış, silah taşımıştı.
İstikrarlı ve güçlü Türkiye
Halen Türkiye’nin güneydoğu sınırları boyunca oluşturulmak istenen terörist koridorun kaldırılması mücadelesi veriliyor.
Halkın desteğini almış ve istikrarı yansıtan bir seçim sonucuyla birlikte Türkiye’nin eli güçlenecek.
Böylece terörle mücadelenin en kritik aşaması da başarıyla sürdürülecek. İstikrarlı ve güçlü bir Türkiye’nin, yeni bir seçim gereksinimi olmayan önümüzdeki 4.5 yıllık süreçte terör örgütlerini bölgemizden kovma fırsatı bulunuyor.
Türkiye, sadece terör değil, Doğu Akdeniz’deki enerji denkleminden çıkarılma çabaları ve batıda Yunanistan kışkırtması yanında,
ekonomisine yönelik dış tehditlerle de adeta kuşatma altına alındı. Bugün millet sandıkta vereceği oyla
Türkiye’yi istikrarsızlaştırma, çevreleme ve denklem dışı bırakma çabalarına da büyük bir şekilde ‘dur’ diyecek.
15 Temmuz darbe girişiminin destansı bir direnişle püskürtülmesi sonrası başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere tüm kamu kurumlarından hainler bir bir temizleniyor. Teröristleri temizledikçe daha da güçlenen Türkiye, bir yandan Suriye ve Irak’ta küresel istilacıların taşeronlarını imha ederken dünya Müslümanları için de yegane umut haline geldi. Dolayısıyla 31 Mart seçimlerinden çıkacak sonuç, güçlü Türkiye’nin devamı, içeride ve dışarıda terör örgütleriyle kararlı mücadele ve İslam dünyasına yönelik saldırılar karşısında sözü geçen lider ülke olma adına çok büyük önem teşkil ediyor.
Bir yerel seçimden çok daha fazlası
Amerika’da yönetim, Fırat’ın doğusunda Suriye işgalini PKK eliyle sürdürmek ve Türkiye’ye verdiği sözleri tamamen rafa kaldırmak için 31 Mart’a kilitlendi. Eğer AK Parti-MHP birlikteliğinden oluşan Cumhur İttifakı sandıkta kan kaybederse Beyaz Saray, Türkiye’nin istikrarına karşı kurulan tezgahlara da hız verecek. Suriye’deki işgale son vermek ve Fırat’ın doğusundaki terör örgütünün kovulması için sandığın getireceği istikrar belirleyici olacak.
Suriye kuzeyinde özerk federasyon beklentisindeki PKK ve PYD terör örgütü seçimlerin zayıflattığı ve içerideki sorunlarıyla uğraşan bir Türkiye hayalini kuruyor.
Doğu Akdeniz’de İsrail-Yunanistan- Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve hatta Mısır’ın da dahil olduğu işgal ittifakı, Amerika’yı da yanlarına alarak Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki haklarını gasp etmeye çabalıyor. 31 Mart seçimlerinin bu yöndeki çabalara güçlü bir cevap teşkil etmesi bekleniyor.
Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan eden Trump yönetimi, Golan tepelerini de oldu-bittiye getirerek Siyonistlere peşkeş çekmek istiyor. Bu girişimlere en sert tepkiyi Türkiye veriyor. Filistin coğrafyasıyla ilgili her meselede ABD-İsrail blokuna karşı onlarca ülkenin birleşmesini sağlayacak yegane kilit taşı Türkiye. 31 Mart, Kudüs mücadelesine millet desteğinin ikrarı anlamına gelecek.