Her sene Recep ayının 27. Gecesinde idrak ettiğimiz Miraç hakkında detaylar merak ediliyor. Miraç, Peygamber Efendimiz’in Mescid-i Harâm’dan Mescid-i Aksâ’ya oradan da Allah’ın huzuruna yükseldiği hadiseye denir. Bu hadise sırasından Efendimiz Burak adlı atını, İsrail'in propagandasıyla Ağlama Duvarı adını koyduğu yere bağlamıştır. Bu nedenle o duvarın gerçek adı Burak Duvarıdır. Bu muhteşem hadiselerin yaşandığı gecenin sene-i devriyesinde araştırmalarını sürdüren Müslümanlar Miraç gecesi önemi ve anlamı hakkında detayları merak ediyor. Biz de haberimizde Miraç gecesi faziletleri ve önemi konusunda alimlerin ve hadislerin ışığında detaylara değindik. Peki, Miraç gecesinin önemi nedir? Miraç gecesi faziletleri nelerdir?
Huzur-u Kibriya'ya uzanan bu mübarek yolculuk, peygamberliğin 12. yılında, hicretten on sekiz ay önce, mübarek üç ayların ilki olan Recep ayının 27. gecesinde (Regâib gecesinden yirmi küsur gün sonra) gerçekleşmiştir. Miraç gecesinin önemi için en başta bu geceyi ibadetle geçirmek gelir.
“Ben mi’racdan daha güzel bir şey görmüş değilim” hadisi şerifinde bulunan Peygamber Efendimiz, Miraç yolculuğundan geri dönerken yanında ümmeti için olan hediyelerle dönmüştür. Bunlardan ilki beş vakit namazdır. İkincisi, “Âmenerrasûlü” diye bilinen âyetlerdir. Üçüncüsü, İsra sûresi’nin 22–39. âyetlerinde bahsedilen on iki adet İslâm prensibidir. Beşincisi ise, İyi amele niyetlenen kişiye –onu yapamasa bile– bir sevap; eğer yaparsa on sevap yazılacağı; fakat kötü amele niyetlenen kişiye –onu yapmadığı müddetçe– hiçbir günahın yazılmayacağı; ancak işlediği zaman da sadece bir günah yazılacağı müjdesini getirdi.
Miraç gecesi faziletleri için Müslim’de rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte şöyle buyrulur:
“Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e (Miraç’ta) üç şey verildi: Beş vakit namaz, Bakara Sûresi’nin sonu ve ümmetinden şirke düşmeyenlere büyük günahlarının affedildiği haberi…” (Müslim, Îman, 279) müjdesi verilmiştir. Bu tüm İslam alemi için 100 geceden daha hayırlı geceyi ibadetle geçirmenin sevabı çok büyüktür. Çünkü bu gece Peygamber Efendimize ve ümmetine "namaz" hediye edilmiştir. Beş vakit namaz farz kılınmıştır. Peygamberimize (s.a.v) “Peygamberlerden hiçbiri Sen’den evvel, ümmetlerden hiçbiri de Sen’in ümmetinden evvel cennete girmeyecektir!” müjdesi verilmiştir. (Râzî, XXVIII, 248)
Miraç gecesine özel ibadet bulunmamaktadır. Fakat gündüzünde oruçlu olmanın, geceyi nafile ve kaza namazları ile eda etmenin ecri büyüktür. Bu geceye özel toplanıp, cemâatle namaz kılınması bid’at sayılmaktadır. Zaten, Terâvihten başka hiçbir nâfile namazın, çağrışarak cemâatle kılınması sünnet değildir, mekrûh sayılır. Ancak bir yerde bulunan, iki üç kimsenin bu gibi namazları cemâatle kılmaları câiz görülmüştür..” (İslâm İlmihali, Ö. Nasuhi Bilmen sh: 207)
Miraç önemi ve Miraç Gecesi faziletleri için Bediüzzaman Hazretleri, şunları söylemiştir:
“Leyle–i Mi’rac, ikinci bir Leyle–i Kadir hükmündedir. Bu gece mümkün oldukça çalışmakla kazanç birden bine çıkar. Şirket–i maneviye sırrıyla, inşâallah her biriniz kırk bin dil ile tesbih eden bazı melekler gibi, kırk bin lisan ile bu kıymetdar gecede ve sevabı çok bu çilehanede ibadet ve dualar edeceksiniz ve hakkımızda gelen fırtınada binden bir zarar olmamasına mukabil, bu gecedeki ibadet ile şükredersiniz.”
Miraç gecesinin önemi ve faziletleri için söylenebilecek en güzel şey, bu geceyi bir vesilei cemile gecesi olarak görüp ibadetle ve bolca dua ile idrak etmek gerekir. Kandiliniz mübarek olsun.
Miraç gecesi önemi ve faziletleri yukarıda bahsedildiği üzeredir. Bu geceyi en güzel şekilde idrak edebilmek için bol bol dua okumalı ve Allah'a yalvarmak gerekir.
Miraç Gecesi için önem arz eden Amenerrasulü Arapça okunuşu:
Amene-rrasûlu bimâ unzile ileyhi min rabbihi velmu/minûn(e)(c) kullun âmene bi(A)llâhi ve melâ-iketihi ve kutubihi ve rusulihi lâ nuferriku beyne ehadin min rusulih(i)(c) ve kâlû semi'nâ ve ata'nâ(s) ġufrâneke rabbenâ ve-ileyke-lmasîr(u) (Bakara-285)
Lâ yükellifu(A)llâhu nefsen illâ vus'ahâ(c) lehâ mâ kesebet ve'aleyhâ me-ktesebet(k) rabbenâ lâ tu-âḣiżnâ in nesînâ ev aḣta/nâ(c) rabbenâ velâ tahmil 'aleynâ isran kemâ hameltehu 'ale-lleżîne min kablinâ(c) rabbenâ velâ tuhammilnâ mâ lâ tâkate lenâ bih(i)(s) va'fu 'annâ vaġfir lenâ verhamnâ(c) ente mevlânâ fensurnâ 'ale-lkavmi-lkâfirîn(e) (Bakara-286)