Filistinli karikatürist Dr. Alaa Allagta, tam 33 senedir vatanından uzakta yaşıyor. En son, doğduğu toprakları 2012 yılında ziyaret ettiğini belirten Allagta, İstanbul’da İsrail zulmüne karşı kalemiyle direniyor. Allagta, “Filistinli bir karikatürist olarak, kalemim İsrail’in Filistin halkına karşı işlediği suçları, öldürme, sürgün, kutsal yerlere saldırı ve Kudüs’ü Yahudileştirme çabalarını ifşa etti” diyor. Filistinliler olarak Türkiye’yi çok sevdiğini vurgulayan Allagta, şöyle devam ediyor: “Büyük ve güçlü tarihsel bağlarımız var. Aynı dini paylaşıyoruz. Birçok geleneksel kültürümüz ve mirasımız Osmanlı’dan türemiştir. Bu güzel geleneklere hâlâ bağlıyız ve bunları mirasımızın bir parçası olarak kabul ediyoruz.”
Filistinli sanatçı Alaa Allagta, tam 33 senedir vatanından uzakta yaşıyor. Henüz genç bir üniversite öğrencisi iken Romanya’da tıp okumak için ülkesinden ayrılmış. O günden bu güne birçok ülkede estetik cerrah olarak çalışmış. Aynı zamanda en büyük Arap gazetelerinde karikatür çizeri olarak görev yapmış. Şu anda ailesi ile birlikte İstanbul’da yaşayan Allagta, en son doğduğu topraklar olan Filistin’e son ziyaretini 2012 yılında gerçekleştirmiş. Ancak çizgisi ile tüm dünyada ülkesinin gerçek hikâyesini anlatmaya devam ediyor.
Filistin’in hikâyesini anlatıyorum
Doktorluğundan ziyade karikatürist kimliği ile tanınan Allagta, güncel siyasi olayların karikatür sanatı ile anlatılmasının oldukça etkileyici ve gerekli olduğunu savunuyor. Karikatür sanatının önemini görsel bir plastik sanat olması, sembolizme dayanması, alay tarzının kullanılması ve büyük, karmaşık olayları sadece birkaç saniyede okunabilir bir resme indirgeyen ifadeci, basit çizgilerin kullanılmasından kaynaklandığını düşünüyor. Allagta, “Bu nedenle, bu sanat tüm toplum kesimleri arasında geniş bir popülerlik kazanmıştır. Aynı zamanda çevrilmeye ihtiyaç duymayan evrensel bir sanattır ve resim uzun bir süre boyunca bellekte kalır. Ayrıca, düşünce sanatı ve farkındalık şekillendirme sanatı olması nedeniyle, özellikle sosyal medyanın yaygınlaşmasından sonra kamuoyu yönlendirmede önemini bulmuştur” açıklamasını yapıyor.
“Filistinli bir karikatürist olarak, kalemim İsrail işgali ile mücadeleye katkıda bulundu ve İsrail’in Filistin halkına karşı işlediği suçları, öldürme, sürgün, kutsal yerlere saldırı ve Kudüs’ü Yahudileştirme çabalarını ifşa etti” diyen Allagta, bu duruşun gerçek Filistin hikâyesini yaymaya ve İsrail’in yanıltıcı hikâyesini çürütmeye yardımcı olduğunun altını çiziyor. Aynı zamanda, kaleminin Filistin halkının direncini güçlendirmeye ve meseleyi yeni nesillere aktarmaya katkıda bulunduğunu ifade eden sanatçı, “Bu da bizi ve diğer sanatçı arkadaşlarımızı işgalin hedefi haline getirerek bize baskı yapılmasına ve cezalandırılma tehdidi edilmesine neden oldu” diyor.
Bu kardeşlik gerçek
Türkiye ve Filistin halkını kardeş olarak görülüyor. Aynı düşüncenin Filistinliler için de geçerli olduğunu ifade eden Allagta, “Filistinliler olarak, bu kardeşlik, dayanışma ve sempatiyi, Türk halkının davranışlarında, Sayın Erdoğan’ın konuşmalarından ve boykot kampanyalarından görüyoruz. Bu tüm yönleriyle bize bu kardeşliğin gerçek olduğunu teyit ediyor” diyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye hükümetinden, işgalin siviller, kadınlar, çocuklar aleyhine işlediği korkunç katliamları durdurmak için ellerinden geleni yapmaya devam etmelerini talep eden Allagta, “Hastanelere, ibadet yerlerine, evlere saldırılar gibi vahşi eylemleri durdurma konusunda ellerinden geleni yapmalarını, ciddi bir insani felaketi önlemelerini istiyoruz. Bu, Amerikan ve Batı’nın sınırsız destekleri ve suçlarını örtbas etme çabaları altında gerçekleşiyor” açıklamasını yapıyor.
Osmanlı mirasının bir parçasıyız
Filistinli karikatürist Alaa Allagta, geçtiğimiz günlerde Şair Sezai Karakoç’un anısına düzenlenen bir sergide çizgileriyle yer aldı. “Şair Sezai Karakoç, dirilişin öncülerinden ve özgürlük savunucularından biridir. Gelenekle modernliği harmanlayarak hepimiz için bir sembol haline gelmiştir” ifadelerini kullanan Allagta, Filistinliler olarak Türkiye’yi çok sevdiğini söylüyor. Allagta, “Büyük tarihsel bir bağlarımız var. Aynı dini paylaşıyoruz. Birçok geleneksel kültürümüz ve mirasımız Osmanlı Devleti’nden türemiştir, ülkemizi içeren bir devlet. Bu güzel geleneklere hâlâ bağlıyız ve bunları mirasımızın bir parçası olarak kabul ediyoruz” diyor.