Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Gülhane Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şeref Demirkaya, D vitamini düşüklüğünün kronik sinir sistemi hastalığı Multipl Skleroz (MS) riskini artırdığını belirtti. Demirkaya, "D vitamini düşüklüğünün MS'e yakalanma riskini artırdığına ilişkin verilerimiz var. Örneğin, bu konuda Avustralya'nın Tazmanya eyaletinde çocuklar, ABD'de askere alınacak kişiler üzerinde yapılan çalışmalar mevcut" dedi.
Demirkaya, Dünya MS Günü dolayısıyla, yaptığı açıklamada, kol ve bacaklarda güçsüzlük, konuşma ve görmede bozulmalar ile seyreden hastalığın genç yaş grubunda görüldüğünü vurguladı.
Hastalığın genellikle 20-40 yaş aralığında ortaya çıktığını belirten Demirkaya, "MS, kadınlarda erkeklere oranla 3 kat daha fazla görülüyor. Sosyal hayatın aktif olduğu, kişilerin işe başlayacağı, aile kuracağı, evlat sahibi olmak istediği yaşlarda ortaya çıkan MS, internette süzülerek gelmeyen bilgilerin de etkisiyle, ciddi endişeye yol açıyor." ifadesini kullandı.
Hastaların tekerlekli sandalyeye, başkasının bakımına muhtaç olacağı korkusuyla kendilerine başvurduğunu anlatan Demirkaya, "Oysa MS hastalığı, illa sakatlıkla özdeşleşen, kişilerin evlenmesine, çocuk sahibi olmasına engel bir durum değil." diye konuştu.
Prof. Dr. Demirkaya, MS'in beyin ve omuriliği, göz sinirini tutan bir hastalık olduğunu, ilk belirtilerin bir gözün görmemesi, vücudun bir tarafında uyuşukluk ile seyrettiğini, kesin hastalık tanısının ise muayene, MR bulguları ve gerektiğinde omurilik sıvısının alınmasıyla konulduğunu söyledi.
"MS, genetik geçişli bir hastalık değil"
MS'in başka hastalıkların belirtileriyle benzeştiğine dikkati çeken Demirkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
Türkiye'de 60-80 bin arasında MS hastası var
Türkiye'de 60-80 bin arasında MS hastası olduğunu öngördüklerini belirten Prof. Dr. Demirkaya, "Ülkemizde de yurt dışında da hastalığın giderek arttığını düşünüyoruz. Bunun bir nedeni de geçmiş dönemlere kıyasla MR'ın daha fazla kullanılması ve bu yolla daha kolay tanı konması." değerlendirmesinde bulundu.
"Günde 3 saat dışarıda oynayan çocukların MS'e yakalanma riskinin düşük olduğu gösterildi"
MS'te genetik zeminin yanında bazı çevresel faktörlerin de risk oluşturduğunu aktaran Demirkaya, şunları kaydetti:
İkinci risk faktörünün halk arasında "öpücük hastalığı" olarak bilinen enfeksiyona yol açan Epstein-Barr virüsü (EBV) olduğunu belirten Demirkaya, "Ayrıca sigara içenlerde, genetik yatkınlık da söz konusuysa, MS'e yakalanma riski 2,5 kat artıyor. Hastalarda sigara kullanımı ise MS'in olumsuz seyrini hızlandırıyor." bilgisini paylaştı.
"MS'te tamir edici tedaviler üzerinde çalışmalar yapılıyor"
Prof. Dr. Şeref Demirkaya, MS'in bulaşıcı veya öldürücü bir hastalık olmadığının altını çizerek, "Henüz kesin tedavisi olmasa da artık MS'in seyrini değiştirebilecek birçok ilaca sahibiz. Mutlulukla belirtmeliyim ki her geçen gün MS'le ilintili yeni bir ilaç tıbbi kullanıma giriyor. Hastalığın her aşamasında müdahil olabildiğimiz tedavi ajanlarımız var." dedi.
MS hastalığının tedavisine ilişkin yeni gelişmelere de değinen Demirkaya, şunları kaydetti:
MS hastalarına düzenli uyku, egzersiz önerisi
MS'in kronik bir hastalık olarak algılanması gerektiğini vurgulayan Demirkaya, "Ülkemizde birçok yerde MS'le uğraşan hekimlerimiz, merkezlerimiz var. Dünyada MS tedavisinde kullanılan ilaçların neredeyse tamamı ülkemizde de kullanılıyor. Dünyada tedaviye ilişkin ne yapılıyorsa ülkemizde de uygulanıyor." açıklamasında bulundu.
Prof. Dr. Şeref Demirkaya, hastaların takip ve tedavilerini aksatmaması, kesinlikle sigara içmemeleri gerektiğini belirterek, dengeli beslenme, düzenli uyku ve egzersizin hastalık sürecinin ilerlememesi açısından önem taşıdığını ifade etti.