Ayşe Böhürler'in TVNET ekranlarında yayınlanan Türk Kahvesi programının bu haftaki konuğu şarkıcı Haluk Levent. Yaptığı iyilik hareketleriyle adından sıkça söz ettiren Levent, yıllar önce başına gelen bir olayı ilk kez TVNET, ekranlarında anlattı. Ekonomik olarak zor günler geçirdiği bir dönemin üstesinden uzun yıllar ziyaret ettiği hasta bir genç kızın sayesinde çıkan Levent, "Derya'ya yaptığım ziyaretlerin karşılığını o dar günümde gördüm. Ben hayır yaptığımı düşünürken Derya bana hayır yaptı" dedi.
Gündemin gerilimli konularından uzak hayatın içinden sorularla, hem konukların hem Türkiye'nin hikayesi Ayşe Böhürler'in sunduğu Türk Kahvesi ile ekrana geliyor.
Bu hafta şarkıcı Haluk Levent'in konuk olduğu Türk Kahvesi, bugün ve her pazar saat 11.10'de TVNET ekranlarında.
Programın başlangıcında Türk kahvesini gençlik yıllarında tüketmediğini söyleyen Levent, son yıllarda severek tüketmeye başladığını ifade etti.
Türkiye'de en fazla konser veren sanatçıların başında gelen Levent, bu konserlerin çoğundan para kazanmamıştır. Çünkü kendisi iyilik hareketine öncülük ederek ihtiyaç sahiplerinin yardımına koşmaktadır. Kurduğu AHBAP Derneği ile daha profesyonel bir hale getiren Levent, Türkiye'nin dört bir yanına yardım eli uzatıyor.
Memlekete sevdası hepimizi birleştiren ortak nokta olduğuna değinen Böhürler, Levent'e annesinin kendisi için ne ifade ettiğini sordu. Levent,
Ablalarım ellerinde tencere tava hep beraber eğlenirdik" diyerek unutamadığı bir anısını şöyle anlattı:
- " 'Yollarda Bulurum Seni' albümünün çıktığı zamanlar annem beni ekranlarda görmek istiyordu. Etrafındakiler gelip 'Oğlunuzu radyoda dinledik' dermiş. O da bir gün bakkala gidiyor. Orada radyodan müzik çalıyor. Mehmet Efendiye diyor ki: "Radyo benim içimi baydı. değiştirelim mi?" Amacı benim şarkılarımı duymak. Şarkı değişince "Aman kafam şişti" diyor. Sonra yine değiştirtiyor ve her defasında beğenmiyor. Mehmet Efendi en sonunda "Ne açayım?" diyor. "Rock" aç diyor Adana şivesiyle. Mehmet Efendi anlıyor sonunda tabii oğlunun şarkılarını dinlemek istediğini. Biz de bunu duyduğumuzda çok gülmüştük."
Türkü dinlemeyen zor müzisyen olur mu?
'Türkü dinlemeyen zor müzisyen olur mu?' diye soran Böhürler'e Levent verdiği yanıtta gençlere tavsiyelerde bulundu. Yabancı şarkılarla insanların hiçbir şey anlamadığını sadece Batı kültürüne heveslendiğini belirten Levent, türkünün insana yaşadığı kültürü hissettirdiğini anlattı. Bir türküyü yıllardır okusa bile her okuduğunda kalbinin yeniden attığını ifade eden Levent, "Yaşadığım toprakların güzelliklerini hissediyorum" dedi.
Bayrağına ve milletine aşık bir sanatçıyım
Hayallerin bütün insanlığın ortak paydada birleşmesi yönünde olduğunu söyleyen Levent, "Vatan sevgisi benim için bambaşka bir şey. Vatanıma aşığım. Başka ülkelerde vatandaşlık verilmek istendiğinde reddetmişimdir. Vatanımı milletimi hiçbir şeye değişmem. Ben de bu ülkenin milliyetçisiyim. Bazılarına göre olmayabilirim. Bayrağına ve milletine aşık bir sanatçıyım" şeklinde konuştu.
- Şu ana kadar Türkiye'nin farklı yerlerinde 140 tane AHBAP platformu oluşturduklarını söyleyen Levent, başlarına gelen ilginç hikayeleri de paylaştı. Kayseri'de konserine gelemeyen genç kızın ailesinden izin almak için evlerine çekinerek gittiğini anlatan Levent, "Muhafazakar bir aileydi. Annemiz kahveleri hazırlamıştı. 'Kızınızı alıyoruz' dedik. 'Tamam ama abisi de gelsin' dediler. Hep birlikte konsere gittik" şeklinde konuştu.
Devletin baktığı ve yardım ettiği insanlara yardım etmediklerini belirten Levent, devlet ve valiliğin dışında oluşan ihtiyaçlar için var olduklarını söyledi.
İnsanlara yardım etmek için kıyafetlerini sattığını söyleyen Levent, "Biz de para almak ya da para vermek yok. Biz AHBAP olarak insanları buluşturuyoruz. Solunum cihazına mı ihtiyacımız var? Bir hayırseveri buluyoruz. Ona aldırıyoruz. Hayırseverin evine gidip yemek yiyorum sohbet ediyorum" dedi.
Genellikle bir aileye gidildiğinde hiçbirini ifşa etmediklerini söyleyen Levent, ancak rızaları olduğu sürece fotoğrafların paylaşıldığını anlattı.
2 yılda 2 bin aileye dokunduk
AHBAP Platformu'na girecekler için kırmızı çizgileri olduğunu da değinen "Mustafa Kemal Atatürk'ün kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti'ne ve işittiklerimize saygılı olunması gerekiyor. Siyasi diyalogların dışında olunmalı. Biz siyasi hiçbir argümanın konuşulmadığı bir platformuz. Biz milliyiz. Her inanç grubuna da saygılıyız. Bizim grubumuzda imamlar da var. Herkese kucak açtık. Güzel bir aile olduk. 2 yılda 2 bin aileye dokunduk. Çevreye de duyarlıyız" ifadelerini kullandı.
Hayatının bir döneminin de çok kötü bir şekilde geçtiğine cesurca değinen Levent, kendi adına olan koruluğa kendine layık görmediği için adını sildirdiğini anlattı. Yaptığı her türlü iyiliği cennete gitmek için değil tamamen insanlığa hizmet etmek için yaptığını söyledi.
İlk kez TVNET ekranlarında anlattı
Bolaman'da hasta olan bir genç kızı sürekli ziyaret ettiğini anlatan Levent, TVNET ekranların daha önce hiçbir yerde paylaşmadığı bir olayı paylaştı. Hayatında her şeyin kötüye gittiği bir dönemde parasını pulunu kaybettiği söyleyen Levent, "Banka ödemeleri için fazladan güne ihtiyacım vardı. Çok dardaydım. Bankaya gittim. Müdürle konuşmam lazım. Yardım isteyeceğim. Müdürün yanındaki misafir beni görünce 'Seni seviyorum' diyerek bana sarıldı. Ben de müdürün dikkatini çekmek iyi bir fırsat diye düşündüm. Adam durdu ve dedi ki "Sen yıllardır benim köyüme geliyorsun. Bir kızın iyiliği için bizim köyümüze ziyaret ediyorsun uzun yıllardır" dedi. Orada Derya'ya yaptığım ziyaretlerin karşılığını o dar günümde gördüm. Ben hayır yaptığımı düşünürken Derya bana hayır yaptı. Çıkar çıkmaz hemen Derya'nın annesini aradım ve durumu anlattım" şeklinde konuştu.
Muhammed beni görünce ağladı
Geçtiğimiz günlerde haberlere de çıkan Suriyeli Muhammed ile yaşadıklarını da anlatan Levent, amcası tarafından kaçırılan Muhammed'i tekrardan nasıl bulduklarından bahsetti. Muhammed'i bulduklarında amcası tarafından doldurulduğunu söyleyen Levent,
Çok şükür Muhammed şimdi devletin elinde. Tedavileri başladı. İyi olacak inşallah" dedi.
"Benim dualarımda mutlu olmaktan başka bir şey yok" diyen Levent, "Para muhakkak olmalı ama fazlası kendi mülkiyetinde kalacaksa kesinlikle zararlı, tehlikeli. Eviniz, arabanız olsun tamam ama fazlasını dağıtın. Ben öyle olmaya çalışıyorum ve mutluyum" dedi.