Bakan Ziya Selçuk Türk Kahvesi'nde: Hayalim tır şoförü olmaktı

Yeni Şafak
11:104/11/2018, Pazar
G: 5/11/2018, Pazartesi
Yeni Şafak
Ayşe Böhürler ve Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk.
Ayşe Böhürler ve Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk.

Ayşe Böhürler'in TVNET'teki Türk Kahvesi programının bu haftaki konuğu Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk oldu. Kişinin sadece kendi çocuklarını değil tüm çocukları sevmesi gerektiğini söyleyen Bakan Selçuk, "Beşerlikten insanlaşmaya doğru giden yol tüm çocuklar için bu hisleri hissetmemiz gerektiğini gösteriyor. Bahçedeki çocuğu kovalamamak, camideki çocuğu gürültü yapıyor diye ötelememek gerekiyor" dedi. Bakan Selçuk, küçükken hep tır şoförü olmak istediğini de anlattı.

Gündemin gerilimli konularından uzak hayatın içinden sorularla, hem konukların hem Türkiye'nin hikayesi Ayşe Böhürler'in sunduğu Türk Kahvesi ile ekrana geliyor.

Bu hafta Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un konuk olduğu Türk Kahvesi, bugün ve her pazar saat 11.10'de TVNET ekranlarında.

Toplumdaki çocuk sevgisinin yalnızca anne babanın kendi çocuğunu sevmesiyle sınırlandığını söyleyen Bakan Ziya Selçuk, "Toplum kendi çocukları seviyor fakat genele baktığımızda çocuk sevmiyorlar. Çocuğun koşulsuz olarak sevilmesi gereken bir varlık olduğu konusunda mutabakata varmamız gerek. Beşerlikten insanlaşmaya doğru giden yol tüm çocuklar için bu hisleri hissetmemiz gerektiğini gösteriyor" dedi.


3 çocuğu 1 torunu olan Bakan Selçuk, bakan olduğunu öğrendiği gün torun müjdesi aldığını söyledi. "Torun zorluk tarafı olmayan, sevmelik, bambaşka bir duygu. Şu an 3,5 aylık oldu. Kendimi terapi etmek için çocukların yanına gitmek istiyorum" diye konuştu.

Sınıf öğretmenim beni sınıftan kovdu
"Babam kamyon şoförü olmamam için beni okutuyordu ben okula gittim ama tır şoförü olmak istiyordum."

Öğretmenini kendisini sınıftan kovduğunu anlatan Bakan Selçuk, başka bir sınıfta eğitimine devam ettiğini fakat kimsenin kendisiyle ilgilenmediğini söyledi. "Öğretmen bir gün derste 'Çocuk sekerek babaannesinin evine doğru koştu' dedikten sonra 'sekmek ne demek?' diye sordu. Bir tek ben cevapladım. Öğretmen beni o derste herkese alkışlatınca çocuklar benimle konuşmaya başladı" diye konuştu.

Çocukluk hayallerinizle bugün geldiğiniz yer uyuşuyor mu?



Eğitim önemli değil değerli
Eğitimin önemli olması ifadesi beni rahatsız ediyor. Eğitim önemli değil eğitim değerli. Çünkü değer dediğimiz şey bir medeniyetin enerjisidir, önem dediğimiz şey pragmatiktir. Ama değer atfedilen zeminiyle kutsal olabilir. Ben gelecekle ilgili kaygılanıyorum. Bu kadar birikimi varken bu ülkenin bugünkü enerjimiz varken çok daha iyisini yapabiliriz.
Siz bu ülkenin çocuklarının geleceği için ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Bu sorunun bana sorulmaması beni üzüyor. Bana siyasal çatışmalarla ilgili, özlük haklarıyla ilgili şeyler soruluyor.

  • Ben bizim bebelerin evlatların, dünyanın her yerinde gururla sabırla dimdik ayakta durarak, 'biz buradayız, biz varız' demesini istiyorum. Bunu yapabilecek gençlik var Türkiye'de.

Şefkatsiz öğretmen olmaz. Öğretmenlik öğretmenin kendi öğrenme sevdasıdır. Merhametsiz olmaz. 'Ben çocuğa doğrudan bir şey veriyorum öğretiyorum' diyorsan öğretmenlik bitiyor.Bu benim kişisel yolculuğumdur diyorsa o öğretmendir.

Okullar eskisi kadar güçlü konumda değil. Artık sosyal medya var aile var. Okulun hayatla bağını güçlendirmek lazım.
Öğretmen atamalarında branş ihtiyaçları öncelik olacak

20 bin öğretmenin atama branşları önümüzdeki günlerde belli olacak. Bizim bir tablomuz var tabloya bakıyoruz öğretmen açığı hangi alanda ne kadar. Bir de bütçemiz var. Bu bir hükümet meselesi, MEB karar vermiyor. Bazı branşlarda hiç ihtiyaç yok fazla var. Ama bu branşlardaki meslektaşlarımız atama istiyor. Benim devlet adına millet adına karar vermem gerekiyor. Bu kararı verirken sevdiğim branşlara göre mi karar vereyim, sosyal medyaya göre mi karar vereyim. Yoksa işin mesuliyetini koruyup mu karar vereyim. Bu bakımdan arkadaşlarımız kendilerini ifade etmek için yazıp çiziyorlar. Ama bizde kendi ihtiyaçlarımızı ülke adına göz önünde bulundurmak zorundayız.


Kavramsal olarak eğitimin amacını ortaya koyalım. Amaç olmadan organizasyon olmaz. Biz eğitime önce amaç koyacağız. Biz niye varız?

Veliler olmasa biz çocukları ne güzel yetiştiririz. Bir çocuğun hayatta ayakta durmasını sağlayan şey mücadele azmidir. Şimdi çocuğa her şey hazır sunuluyor. İyilik diye yaptığımız şeyler. Yetişkinliğinde ayakta duramayan çocuklar var. Çocuk sayısı da azaldı. Artık 6 çocuğun her şeyi bir çocuğa yükleniyor. Doz aşımından gidiyor çocuk.

Çocuk merkeze düşüyor. Sülalenin bir tane torunu olunca doğum günleri ABD filmlerine dönüşüyor. Çocuk kendisini olduğu gibi görme fırsatını kaybediyor.

Düşünce duygu ve hareketin dengede olması lazım. Biz çocuğun yeterince hareket etmesini sağlamazsak dengesi bozulur.

Ama bu böyle 'haftasonu 3 kursa git, 5 etkinliğe katıl' gibi yapmamak lazım. Çocuk küçük küçük bir sürü çukur kazıyor. Bir tane iki tane kuyu kazması lazım. Su çıkmaz yoksa.

Müzikte derinlik ve keskinlik önemli

Sema Moritz'den Hasret şarkısını sevdiğini söyleyen Bakan Selçuk, "Kadın sesinde her şeyin nasıl güzelleştiğini gösteren bir şey bu. Müzik bir dönemin ruhunu canlı tutar. Abdal kültüründen gelme isimleri, Sting'den tutun da Queen'e kadar seviyorum. Keskin olması ve derinliğinin olması da çok önemli" dedi.



#Ziya Selçuk
#Türk Kahvesi