Osmanlı döneminden bu yana süregelen Taksim Meydanı’na cami hayali, uzun tartışmalar sonucu iki yıl önce gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla 28 Mayıs 2021 günü ibadete açılan Taksim Camii artık iki yaşında. Erdoğan, 1994 yılında The Marmara Oteli’nin terasından, “İşte şu alana cami yapacağız” dedi ve 27 yıl sonra o hayal gerçekleşerek İstanbul’un ve Müslümanlar’ın miladı oldu. Cami, açıldığı günden bugüne hem meydandaki ibadethane eksikliğini giderdi hem de kültür-sanata yeni bir alan oldu. Taksim Camii Vakfı’nın yönetimindeki yapı, bünyesindeki Taksim Aşevi, Taksim Camii Kültür Sanat Merkezi, Taksim Kitabevi, Taksim Kahve ve Taksim Stüdyo sosyal alanlarıyla namaz dışında da faal bir mekân.
Taksim Camii Kültür Sanat Merkezi’nde 2022 eylül ayında başlayan sanat atölyelerinde bugüne kadar ebru, hüsn-i hat çalışıldı, kadınlara yönelik musiki kursu ve tiyatro eğitimleri verildi. Dil kurslarının da gerçekleştiği mekanda, Filistin lehçesi ve İngilizce kurslarına yakın zamanda İbranice kursu eklenecek. Etkinliklerle Uluslararası İslam Merkezi haline getirilmeye çalışılan camide, gönül coğrafyamızda yer etmiş Malcolm X, Ömer Muhtar, Rasim Özdenören, Asım Gültekin gibi kıymetli isimlerin anılması hedefleniyor. Taksim Kitabevi’nde söyleşi ve imza günlerine ev sahipliği yapılırken, Taksim Kahve isimli kafede sakin bir ortamda okumalarınızı yapabiliyorsunuz. Aralık ayında açılan aşeviyle de sabah namazından sonra evsizlere, erken işe gidenlere ve sabah namazına gelenlere çorba ikram ediliyor.
Taksim Camii İslam Eğitim Kültür Sanat Vakfı, geçtiğimiz cumartesi günü yeni bir etkinlik serisi başlattı. Uluslararası Sinema Derneğiyle ortaklaşa düzenlenen etkinlikte Murat Pay’ın yönetmenliğini üstlendiği “Dilsiz” filmi gösterildi. Ardından yapılan soru-cevapta Pay, katılımcıların sorularını yanıtladı. Etkinliğin moderatörlüğünü yapan yönetmen Nazif Tunç, tekke ve camilerin tarihte de hep sanat üreten yerler olduğunu söyleyerek şu cümleleri kurdu: “Medeniyetimizin tekkeyle, camiyle direkt ilişkisi var. Bu mekânlar sadece ilim, ibadet yeri değil, aynı zamanda sanatın en zirve biçimiyle üretildiği yerler. Taksim, Tanzimat’tan bu yana yutkunarak baktığımız, kendimizi emanet hissettiğimiz yerlerden birisiydi. Taksim Camii ile sanatçılara üretmek konusunda cesaret verdik. Sinema gösterilecek farklı yerler var ama bir caminin kültür sanat merkezinde film gösterilmesi bir devrimdir, bundan sonra film yapacaklara bir işarettir.”
Yönetmen Murat Pay ise sinema buluşmalarının ilk etkinliğinde yer almaktan gurur duyduğunu söyleyerek, “Bu tarz çalışmalar uzun vadeli olması halinde çok daha verimli ve bereketli olacaktır. Çünkü o zaman bir şeyler birikmeye başlıyor. Benim için, değerli olan filmin seyirciyle buluşması. Yapacağımız yeni işlerde onları dikkate almış oluyoruz. Bir caminin etrafındaki unsurların, insanların ürettikleri gündelik işlerle kesişmesi önemli. İnşallah bunun artmasında Taksim Camii bir milat olur” diye konuştu.