İlişkiler ağı ve küresel kliklerin cenderesinde özgür sinemadan bahsedemezsek, dünyanın hiçbir bölgesinin özgürlüğünden söz edemeyiz. Filistin de buna dahil.
Haftalardır gündemimiz Filistin. Nasıl değişsin ki? Her şey gözümüzün önünde oluyor ve çaresizce izliyoruz. Evet, anlık olarak çaresiz gibiyiz ama uzun vadede çarelerimiz çok. Her bakımdan yapılması gerekenlerin başında sinemada bir özgürlük ateşi yakmak olmalı.
Sinemada özgürlük ateşi yakma söylemi irrite edici gelebilir. Tam olarak nasıl bir mahpusluk söz konusu ki özgürlük isteniyor?
Anlatalım…
Öncelikle küresel manada sinema endüstrisi ve anlatısını elinde bulunduran güçler söz konusu. Bu güçler ABD ve Avrupa merkezli olmak üzere sanatı, yöntemi, beğeniyi belirliyor. Sanatçıya kıymeti biçen de bu sınıf, izleyiciye ne izlemesi gerektiğini söyleyen de… Yenilik olacaksa ancak bu çevrelerin kabulü ile mümkün. Bir şeyin eskimesi de bunlara bağlıdır. Sadece biçimsel olarak değil. Yönteminiz ne kadar yenilikçi olursa olsun hikayeniz ve mihenk noktanız bu kliklerin hoşuna gitmezse yapabilecek fazla şeyiniz olmaz.
ÖDÜL MEKANİZMALARI ÖZGÜR MÜ?
Küresel ödül mekanizmaları da benzer şekilde kurulmuştur. Network dediğimiz kişisel ve kurumsal ilişki ağına dahil olmadan ödül havuzuna girmeniz zor. Çok iyi yüzücü olsanız da havuzun başında bekleyen memurlar sizi suya almaz. Çünkü ödül network havuzu da genel sanat beğeni havuzuna bağlıdır. Bir havuzdan kabul almadan diğerinde yabancılık çekersiniz.
FON MERKEZLERİ MAHPUS!
Fonlar da bu çerçevede bağımlıdır. İster ticari sinema destekleri olsun, ister bağımsız sinema fonları olsun… Hepsi söz konusu havuzlardaki isimlere bağımlıdır. Çok önemli bir festivalin direktörü ya da seçicisinin başka festivallerde yer alıp aynı algıyı yayması, aynı beğeniyi taşıması ve hatta daha ötesinde dayatması söz konusu. Tam da bu noktada bağımsız sinemanın ne kadar bağımsız kalabildiği tartışılmalı. Tartışılıyor. Bu sayfada da daha önce tartışıldı.
SANAT OTORİTELERİ VE SİYASETÇİLER!
Batılı hükmetlerin utanmadan, hayasızca İsrail’e arka çıkmasını izlemek böylesi bir filme dahil olmak gibi…
Hükümetler görünürde sanat çevreleri ile sürekli çatışma halinde görünür. Çünkü sanat özü itibariyle muhaliftir. Fakat sonuçlara baktığımızda ayrılık değil birliktelik göze çarpıyor. Bağımsızlığın olmadığı siyaset alanı gibi bağımsızlığın oluşamadığı bir sinema alanından söz ediyoruz.
Filminizi fon ararken başvuracağınız noktalarda hikayenize bakılacak. Hikayede aranan şeyler acaba ne kadar yenilikçi! Küresel sanat kliklerinin havuzuna dahil olabilecek bir hüviyette mi? Hangi noktalara temas ediyor? Dezavantajlı grup olarak kimleri ele alıyor, kimleri görmezden geliyor?
Fon süreci çok kritik. Bu aşamayı kazasız atlatırsanız yolun büyük kısmını halletmişsiniz demektir. Zira fon desteği aldığınız yerler sizi filminizin yolculuğunda her daim itekleyecektir. Eğer fon alamamışsanız ve hele ki mimlenmişseniz, eyvah! Uluslararası ödül mekanizmalarında yer almanız artık hayal sayılabilir.
BU HAVUZDA ÖZGÜRCE YÜZEBİLMEK İÇİN…
Devasa bir havuzun içinde kendine kulaç atacak yer verilmeyenlerin çoğunlukta olduğu manzarada özgürlükten söz etmek mümkün değil. İşte bu ilişkiler ağı ve küresel kliklerin cenderesinde özgür sinemadan bahsedemezsek, dünyanın hiçbir bölgesinin özgürlüğünden söz edemeyiz. Filistin de buna dahil. Sinema özgürleşecek ki sinemalar özgürleşsin. Anlatım özgürleşsin… Sonunda Filistin başta olmak üzere bütün mazlum coğrafyalar özgürleşsin…
Batı’nın, mücadelesini dilinden düşürmediği, Batı’nın taltifinin çok ötesini halk eden Nelson Mandela’nın dediği gibi; Filistin özgür olmadan hiçbirimiz asla tam olarak özgür olamayacağız.
Hollywood’da yeni grevin ayak sesleri
Geçtiğimiz yıl senarist ve oyuncuların grevleri sebebiyle ciddi zarar gören Hollywood’da şimdi de müzisyenler grevi düşünüyor. Müzisyenlerin de derdi senaristler gibi yapay zeka. Hollywood’da yapay zekanın kendileri yerine kullanılmasına tepkililer. Sendikanın uluslararası başkanı Tino Gagliardi, müzisyenlerin yüzde 75 daha az kazandığını açıkladı. 70 bin üyeyi temsil eden sendikanın görüşmelere iki hafta içinde başlayacağı duyuruldu.