A Milli Nizam Partisi’nin devamı olan Milli Selamet Partisi 12 Eylül cuntacıları tarafından kapatılmış, Necmettin Erbakan’ın siyasi yasağa uğramamış arkadaşları tarafından Türkiye’de bir döneme damga vuracak Refah Partisi kurulmuştu. 1987’de Erbakan, Ahmet Tekdal’dan emaneti yeniden devraldı. RP’nin yükselişi de bu süreçte hızlandı. 1991 seçimlerinde girdiği etkili muhalefeti ile adını duyuran RP, en önemli çıkışını ise Recep Tayyip Erdoğan’ın da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçildiği mart 1994 yerel seçimlerinde sağladı. Yerel yönetimlerdeki başarı 1995 milletvekili seçimlerinde birinciliği getirdi. Vesayet odaklarının RP’yi iktidara getirmeme girişimleri de bu yıllarda ağırlık kazandı. RP, dışarda tutularak merkez sağın iki büyük partisi ANAP ve DYP ANAYOL’da zoraki hükümete zorlanmış, bu nikah ancak birkaç ay sürmüştü. 28 Şubat darbecilerinin korktuğu ise 1997 yılında başlarına geldi. 1997’de Erbakan, Tansu Çiller’le anlaşarak tarihe “Refahyol” olarak geçen RP-DYP hükümetini kurdu.
Refahyol Hükümeti, kurulduktan sonra birçok tartışmada bahaneler üretilerek hedef haline getirilmeye başlandı. Erbakan’ın 2-7 Ekim 1996 tarihleri arasında Nijerya ve Mısır ile birlikte Libya’yı da ziyaret etmesi ve dönemin Libya Devlet Başkanı Kaddafi’nin sözleri malum çevrelerce kamuoyuna farklı pompalanarak yıpratma, uzaklaştırma hareketinin ilk tohumları atıldı.
MGK kararlarının tartışıldığı günlerde dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, 21 Mayıs 1997’da Refah Partisi’nin sürekli kapatılması istemiyle dava açtı. Savaş’ın gerekçesi ise RP’nin “Anayasa’nın laiklik ilkesine aykırı eylemlerin odağı haline gelmesi” olarak gösterildi. Dava 8 ay sürdü.
18 Kasım’da Erbakan, Yüksek Mahkeme’de RP’nin savunmasını yaptı. Üç gün boyunca toplam 11 saat ayakta savunma yapan Erbakan, RP’nin yasal bir parti olduğunu ve hukuk çerçevesinde kapatılamayacağını belirtti. Kendisinin ve partisine ait milletvekillerinin söz ve eylemlerinden dolayı suçlanamayacaklarını ifade etti.
RP, hakkındaki kapatma davasında ekleriyle birlikte 5 bin sayfayı aşan savunmasında, Refah Partisi’nin, ‘‘Laikliğe aykırı eylemlerin odağı’’ olmadığı, aksine ‘‘Laikliğin teminatı’’ olduğunu söyledi. Savunmada şu hususlara dikkat çekilmişti: ‘‘Başsavcı, sanki RP işini gücünü bırakmış, tek işi olarak laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline gelmiş iddiasında. Bizim, laiklikle, Cumhuriyetin temel ilkeleriyle en ufak bir alışverişimiz ve bir ihlalimiz söz konusu değil. RP, bu anlamda bir suç odağı değil, olsa olsa halka hizmet odağı olmuştur.’’
16 Ocak 1998’de Yüksek Mahkeme kararını açıkladı. Dönemin AYM Başkanı Ahmet Necdet Sezer, RP’nin “laikliğe aykırı fiillerin odağı olduğu” gerekçesiyle kapatıldığını açıkladı. Erbakan ve partinin bazı üye ve yöneticilerine siyasi yasak getirildi.