Kış pazarlarıyla yaz pazarları birbirinden farklı mıdır? Farklı renklerde, kokularda olabilir mi? Bunların hepsi kişiden kişiye cevapları değişecek sorular… Biz “Pazarlar bir insan olsaydı, nasıl biri olurdu?” sorusunun peşinden gidelim. Şair Zeynep Arkan’a göre “Pazar günü aslında Edip Cansever şiirleri gibi bir şeydir.”
Sait Faik, “İmrozlu Kız” şiirinde, “Bütün hafta kirli / Pazar günleri fiyakalıdır Eleni” diyor. Gerçekten fiyakalı bir gün olan pazarı bu hafta şair Zeynep Arkan’la çekiştirmek istedik ve kendisinin kapısını çaldık. Bizi kırmayan ve sayfamıza konuk olan Arkan’dan önce “klasik pazarını” anlatmasını istiyoruz: “Bir pazar gününü uzamış bir cumartesi günü gibi yaşıyorsam, geç ve uzun yapılmış bir kahvaltıdır. Temizlik için bir planım vardır. Biri için plan yaptıysam o gün, o kişiyi mutlaka çok seviyorumdur. Tek başına geçirmeyi sevdiğim bir gündür çünkü pazar. Dışarı çıkmak önceden planlanmış değilse hiç aklıma gelmez.”
Yarını düşünme endişesinden uzaklaşmak
“Pazarları sıkıntı olmaktan kurtarmak için öneriniz nedir?” dediğimizde ise Arkan, Güneşli Pazartesiler (Los Lunes Al Sol) filmini hatırlatarak, yapımda her gününü pazar günü gibi yaşamak vurgusunun işlendiğini söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Pazarı sıkıntılı yapan şey, ertesi gün endişesidir, hepimizce malum. Yarını düşünme endişesinden uzaklaşmak için kişi en sevdiği işlere yönelmeli. Dostlarla sohbet, şiir hakkında konuştuğun seçilmiş arkadaşlar, neşeli bir kahvaltı, yeni filmler, yeni kitaplar, evi köşe bucak temizlemek, ertelenmiş ziyaretleri yapmak, kedilerle miskin miskin uyumak. Bunlar benim için mutluluk verici, yarın endişesi içermeyen etkinlikler.”
Jarmusch’la bir pazar
Konu filmlerden açılınca, “bugün izlenecek” filmleri de soruyoruz kendisine. Kapıyı Jarmusch’la açıyor ve şunları anlatıyor: “Tabii ki Jim Jarmusch- Coffee And Cigarettes filmi. Kesmediyse ardından Paris, I Love You. Mutlu olacaksınız. Daha çok film var zihnimde. Birkaç defa izleme alışkanlığım vardır çünkü.”
Şiirler ve şairlerin hikâyeleri
Arkan’a pazarlar için bir okuma listesi olup olmadığını sorduğumuzda bu günü Edip Cansever şiirlerine benzettiğini belirtiyor. Ancak okuma listesi bundan ibaret de değil: “Pazar günü aslında Edip Cansever şiirleri gibi bir şeydir. Okurum. En son Ahmaklık Teorisi kitabını okudum, bayağı etkisinde kaldım. Alman teolog ve aktivist Dietrich Bonhoeffer, 5 Nisan 1943’te Gestapo tarafından tutuklanarak hapse atılıyor ve 9 Nisan 1945’te idam edilmiş. Bu kitapta onun hapisteyken yazdığı mektup, deneme ve şiirlerin bir derlemesi var. İdam edilmiş birinin umudunu gördükçe insan çok garip hissediyor.”
Benzersiz dostlar
Konuyu arkadaşlara, dostlara getirelim… Acaba kendisinin özellikle pazar günleri görmek istediğiniz arkadaşlarınız var mıdır? Varmış: “Evet, Ayşe Olgun mesela. Tayyibe Bardakçı da. Üçümüzün vakit geçirmişliği vardır. İkisi de müthiş rahat hissettiren, kendini dayatmayan inceliklerle dolu insanlar. Neşemiz birbirine uyumlu, duygusal geçişleri rahatça kaldıran bir iletişimimiz var. Özlemişim. Çeşitli vesilelerle oluşan arkadaş gruplarım da var. İş arkadaşlarımdan çok sevdiğim bir grup var, şair arkadaşlarım var. Hayvansever arkadaşlarım var. İletişimde güven hissini çok ararım. Bunu bana hissettiren çok benzersiz dostlarım var.”
“Kedi Cafe” gibi bir yer
Arkan, pazarları favori mekânı “ev” olanlardan. Şair, “Favori bir mekân olarak evim var. Kedi Cafe gibi bir yer. Huzurlu, kendine özgü” diyor bunu açıklarken. “En güzel ve en kötü geçen pazar gününüz hangisi?” dediğimizde ise henüz birkaç gün öncesinde yaşadıklarını aktarıyor: “22 Aralık Pazar günü çok güzel başlayıp öyle ilginç biçimde kötüleşti ki, bir filmde izleseniz senarist ne abartmış dersiniz. Bu kadar yakın bir tarih. Kahkaha ve neşeden hipertansiyona giden çetrefilli bir yol. Sabah mutlulukla çıktığım evde gece yarısı turp yiyordum. Çünkü tansiyonu düşürüyormuş.”
Tilda Swinton filmlerine benzeyen pazarlar
Pazar günleri yazı işleri varsa öğleden sonra veya akşamları da çalışabilen Arkan’a son sorumuz “Pazar günü bir insan olacak olsa nasıl birisi olurdu?” oluyor. İşte şairin cevabı: “Pazar günü bir insan olsa, çok soluk benizli ama gülümsemenin de ciddiyetin de yakıştığı biri olurdu. Tilda Swinton filmleri gibi.”